Paylaş
Aslında dünyada gençlerin iş gücünden yararlanılan modeller var. Örneğin, İngiltere veya Fransa’da çilek toplamak genellikle öğrenci gençlerin işidir. Bu ülkeleri ziyaret etmek isteyen gençlere çilek toplamaları karşılığında yemek ve yatacak yer temini yapılır. Yol paralarını çıkaracak harçlık bile alabilirler.
İzmir çevresinde Seferihisar ve Urla gibi tarım üretiminin ağırlıkta olduğu yerlerde en önemli sorunlardan biri işçiliktir. Hem işçi kolay bulunmaz, hem de eğer ürünün fiyatı düşük olursa yevmiyeler ancak karşılandığından çiftçiye bir şey kalmaz.
MALİYET DÜŞER, KALİTE ARTAR
Soyer’in kafasındaki modelin ne olduğunu bilmiyorum ama önümüzde daha domates, biber, üzüm, zeytin, mandalina gibi daha pek çok ürünün hasadı var. Zeytini ele alalım. Üretici günlük ortalama 100 TL olan yevmiye fazla geldiği için ürününü kendi topluyor. Ama bir-iki kişinin yaptığı hasat birkaç hafta sürebiliyor. Aslında toplandığı gün sıkılması gereken zeytinler günlerce çuvallarda beklediğinden asit oranı yükseliyor, yağın kalitesi düşüyor.
Halbuki İngiltere’deki, Fransa’daki gibi organizasyonlar yapılsa hasata katılan gençler hem eğlenir, hem de tatil yaparken harçlıklarını çıkarır. Üzümler, zeytinler, mandalinalar da tam zamanında ve düşük maliyetle toplanarak çok daha kaliteli ürünler çok makul fiyatlardan satılabilir.
Bayramda tek başına
BU hafta sonu bayram başlıyor. Bayram denilebilirse tabii. Yasaklar devam ederse bayramların en önemli özelliği olan ailelerin, eşlerin, dostların bir araya gelmesi mümkün olmayacak. Yasaklar kalksa bile büyüklerin ellerinin, küçüklerin gözlerinin öpülmesi, sadece bayramdan bayrama görülen akrabalarla kucaklaşmak, sarılarak hasret gidermek hayal olacak.
En üzücü olan ise çocuklarını, torunlarını bekleyen annelerin, babaların, dedelerin, ninelerin bayramı evlerinde tek başına geçirecek olmaları. Ne hep birlikte bayram yemeği yenilebilecek, ne de torunlar el öpüp bayram harçlıklarını alabilecek. Pek çok aile belki de ömürlerinden ilk defa evde tek başına bayram geçirecek. Neyse ki, sosyal medyadan görüntülü yapılabilen görüşmeler sayesinde hasret bir parça azalacak.
BÖYLE OLMAK ZORUNDA
Ama ne yazık ki bu bayram böyle geçmek zorunda. Bayramda sokağa çıkma yasağı olmasa bile ziyaretler yapılmamalı veya çok sınırlı olmalı. Sevdiklerimizin güvenliği için böyle olmalı. Bu hastalığın hafife alınacak hiçbir yanı yok. Sadece konuşurken bile karşıdakinin ağzına, burnuna atlayabilen öldürücü bir virüsten bahsediyoruz. Solunum yollarından kolayca bulaştığı için Korona-19 öncekilerden çok daha tehlikeli bir virüs.
Çok yakınları bu hastalığa yakalanıp kabusu yaşamış biri olarak “Çok dikkat” diyerek bayramınızı kutluyorum.
Paylaş