Paylaş
Ekonomik bağımsızlığın yol haritası için 17 Şubat 1923’te çiftçi, tüccar, sanayici, işçileri temsilen toplumun her kesiminden 1135 delege İzmir’de buluştu. Kongrede alınan kararlardan bazıları şunlardı: Hammaddesi yurtiçinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması. El işçiliği ve küçük imalattan fabrikalara, büyük işletmelere geçilmesi. Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması. İşçi sendikaları kurulması.
İş Bankası (1924), Sümerbank (1933), Halk Bankası (1938) gibileri bu yol haritasıyla kuruldu. Özel sektörün yetersiz kaldığı demir çelik, kumaş fabrikaları gibi büyük yatırımları devlet yaptı. O zamanlar ekonomik bağımsızlık için İzmir’de alınan kararların ne kadar doğru olduğu bugünkü dünya koşullarında çok daha iyi anlaşılıyor.
BUGÜNÜN İZMİR’İ
Kongre kararlarıyla Türkiye gibi İzmir de adım adım sanayide, tarımda, turizmde büyüdü. Bugün ise metro, İZBAN, hızlı tramvay, İstanbul’u 3.5 saate indiren ulaşım gibi altyapı yatırımlarına sahip. En önemlisi ise kucaklayıcı kültürü, modern yaşam tarzı ile herkesin gelip yaşamak istediği yükselen bir yıldız.
Yakın zamanda depremden sele, hortumdan fırtınaya pek çok doğa felaketi yaşansa da hepsinden yarının İzmir’i için ders çıktı. Örneğin, su baskınlarından Kemeraltı’nı koruyacak ‘Kuşaklama Projesi’ üç ay sonra devreye girecek. Depremlere karşı Gültepe gibi çeşitli semtlerde kentsel dönüşüm hızlanacak. Çok yakında eski gecekondu tepelerinde yaşam kalitesinin yükseldiği modern mahalleler göreceğiz.
YARININ İZMİR’İ
Son zamanlarda çıkan birkaç haber bile yarının İzmir’ine ışık tutuyor. Dikili’de kurulan Avrupa ve Türkiye’nin en büyük topraksız, tam otomasyonlu, ısıtma için yenilenebilir enerji kaynaklı sera ve tarımsal kümelenmesi bunlardan biri. Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi şimdi yatırımcıları bekliyor. Sadece tarım değil, sanayi ve hizmet sektöründe de akıllı fabrika, küresel ısınma önlemlerinin alındığı işyerlerinin sayısı hızla artacak. Zaten yeni koşullara uymayanlar ayakta kalamayacak.
Büyükşehir Belediyesi iklim kriziyle savaş ve doğayla uyumlu bir kent için 2030 yılına kadar yol haritası çizdi. Yeşil Şehir için arazi kullanımı, atık yönetimi, sera gazını azaltma, iklim uyumu gibi 61 eylem planı var. Ülkemizde suyun yüzde 70’i tarımda kullanılıyor. Su tasarrufu ve kuraklıkla savaş için öncelikle çiftçiyi doğru sulama tekniklerine yönlendirmek gerek. Eylem planları bunun için çok önemli.
Pandemi ve küresel ısınma dünyada turizmde yeni bir dönemi açtı. Yüzlerce kişinin bir arada eğlendiği kitle turizmi bitiyor. Artık doğa ve kültürün öne çıktığı butik turizm dönemi başlıyor. Şimdi, kitle turizminden uzak duran İzmir’in devri başlıyor. Çanakkale Köprüsü’nün açılması ve İzmir-Antalya Otoyolu’nun yapılmasıyla doğacak potansiyel ise Ege Bölgesi’ni turizmde yeni bir kulvara taşıyacak.
Paylaş