Paylaş
İstanbul’da başlayan İzmir’in işgalini protesto mitingleri Damat Ferit hükümetini düşürmüş, o tarihe kadar dağınık bir şekilde süren protestolar Anadolu’nun en ücra köşelerine kadar yayılmıştı.
Mustafa Kemal, İzmir’in işgalinden dört gün sonra 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Örgütlenme ve mücadeleyle geçen üç yılın sonunda 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz başladı. 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’daki Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferinin ardından 1 Eylül 1922 günü Atatürk tarihi emrini verip, “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri” dedi.
3 YIL, 3 AY, 25 GÜN SONRA
Türk Ordusu, 1 Eylül’de Uşak ve Kütahya, 4 Eylül’de Alaşehir, Buldan, Kula, Söğüt, 5 Eylül’de Bilecik, Bozöyük, Simav, Demirci, Ödemiş, Salihli, 6 Eylül’de Akhisar, Balıkesir, 7 Eylül’de Aydın, 8 Eylül’de Kemalpaşa ve Manisa’ya girdi. Böylece Hasan Tahsin’in ilk kurşunu attığı, Milli Mücadele’nin fitilinin ateşlendiği İzmir’de işgalden tam 3 yıl, 3 ay, 25 gün sonra zafer bayrağı Hükümet Konağı’nın balkonunda göndere çekiliyordu. Türk birliklerinin 9 Eylül sabahı saat 10.00’da İzmir’e girişiyle uluslararası siyasette kartlar yeniden dağılmış, Türkiye’de ve dünyada yeni bir dönem başlamıştı.
İzmir’in kurtarılışını Belkahve’den izleyen Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Yaveri Salih Bozok ile birlikte 10 Eylül 1922 günü kente girdi. Sadece cesareti değil, askeri dehasıyla da düşmanlarını bile hayran bırakarak Kurtuluş Savaşı destanını yaratan Mustafa Kemal İzmir’e girdiğinde 3 bin kişilik Yunan kuvveti esir alınmış, “4-5 ayda parçalanamaz” denen Yunan cephesini 15 günde 600 kilometre yol alan Türk Ordusu birkaç günde dağıtmış, 150 bin kişilik düşman ordusu yok olmuştu. Bu zaferin ardından 11 Ekim 1922’de Mudanya Ateşkes Anlaşması imzalandı. Ardından, 24 Temmuz 1923’te Lozan Barış Anlaşması imzalandı.
97 YIL SONRA DURUM
Bugün, 9 Eylül 2019. İzmir’in işgalden kurtarılışının 97’nci yılı. Atatürk, İzmir’in kurtuluşundan sonra, “İzmir bu kadar derin bir tarihe sahip olmakla beraber coğrafi durumu sebebiyle ekonomik ve siyasi açıdan çok büyük bir öneme sahiptir. İşte bunun içindir ki, Türkiye’yi mahvetmek isteyen düşmanların her şeyden evvel gözleri bu tarihi, bu önemli beldeye döner. Çeşitli görüş noktalarından çok değerli olan İzmir, elbette düşmanların elinde bırakılamazdı ve nitekim bırakılmadı” demişti.
İzmir’in kurtuluşunun üzerinden neredeyse 100 yıl geçti. Ama dünyanın en zor coğrafyalarından birinde olan Türkiye’nin etrafında sorunlar bitmek bir yana giderek daha da büyüyor. Kartların yeniden dağıtılıp yeni sınırların çizilmek istendiği bir dönem yaşıyoruz. O nedenle 29 Ekim, 30 Ağustos gibi Türkiye’yi bağımsız, medeni dünyanın bir parçası yapan milli bayramların değerini her zamankinden daha iyi anlayıp daha büyük bir coşkuyla kutluyoruz. İzmir, işgalden kurtuluşunun 97’nci yıldönümünü bugün aynı duygularla kutlayacak.
Paylaş