Paylaş
Konu yine dönüp dolaşıp insanoğlunun kendi sebep olduğu küresel ısınmaya dayanıyor. Sanayi çağının başlamasıyla kara kömür dumanları, fabrika bacalarından çıkan zehirler, araba egzozlarından çıkan gazlar geçtiğimiz 100 yılda yavaş yavaş gezegeni bitirmeye başladı.
Fosil yakıtların kullanımını durdurup rüzgardan, güneşten elektrik üretimi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeden bıçak sırtında durmaya devam edeceğiz. Termometrelerin her yükselişinde sıcaklara dayanamama endişesini, her yağmurda sel kaygısını duyacağız. Önceki hafta Karadeniz’de sel suları evleri basıp, arabaları önüne katıp giderken geçtiğimiz hafta sıcaklar çıldırtacak endişesi vardı.
İKLİM GÖÇLERİ ARTACAK
Küresel ısınma durdurulamadığı sürece bu kaygılar katlanarak büyüyecek. Geçtiğimiz haftalarda dünya sıcaklık ortalamaları tarihin en yüksek seviyelerine ulaştı. Leipzig Üniversitesi son 120 bin yılın en sıcak temmuz ayının yaşandığını belirledi. Haftalardır batılı bilim insanları, El Nino sıcaklarının insanlığa vereceği zararı tartışıyor. Pasifik Okyanusu’ndaki yüzey sularının olağandışı ısınması ile başlayan El Nino yıllarındaki sıcaklıklar pek çok ülkeyi etkisi altına alıyor. Önümüzdeki 10 yılda başta Afrika olmak üzere pek çok ülke El Nino etkisiyle zor günler geçirecek.
İnsanlık tarihi iklim değişiklikleri nedeniyle büyük göçlere tanık olmuş. Aşırı sıcak ve kuraklığın neden olacağı açlık ve susuzluğun önümüzdeki yıllarda özellikle Afrika ülkelerinden kaçışa neden olması bekleniyor. Zaten büyük bir göç dalgası altında olan Avrupa ve Türkiye’nin de gelişmelerden etkilenmesini beklemek gerek.
KENDİMİZİ KURTARALIM
İklim krizinin etkilerinden korunmak için İzmir’de uzun zamandan beri araştırma ve çalışmalar yapılıyor. Örneğin, Büyükşehir Belediyesi su tüketimini azaltmak için kuraklığa dayanıklı bitki ve hayvanların üretimini teşvik etmeye başladı. Su tüketimi en yüksek bitkilerden olan mısır üretiminden vazgeçilmesi, büyükbaş hayvan yerine susuzluğa dayanıklı koyun ve keçi gibi hayvanların üretiminin desteklenmesi bunlardan bazıları. Bu tür hayvanlardan elde edilen süt için alım garantisi veren Büyükşehir kurduğu fabrikada peynir gibi süt ürünleri şeklinde işleyerek pazar da yarattı.
Küresel ısınmayla mücadelenin etkilerini görmek uzun vadeli bir iş. Ülkeler arası işbirliği olmadan gezegeni korumak mümkün değil. Ama pek çok çabaya rağmen uluslararası işbirliğinde istenen noktaya gelinemedi. Gölgede 42, hatta 48 derecelerin görüldüğü sıcak dalgalarının sayısı giderek artacak. Her ülke, her şehir kısa vade için kendi önlemini alıp su ve gıda kaynaklarını korumak geliştirmek zorunda.
Paylaş