Paylaş
Horizon Zero Dawn'da hayat verdiğiniz karakterin ismi Alloy. Daha bebekliğinden itibaren onunlasınız; onu büyürken izliyor, onunla beraber siz de öğreniyor, gelişiyor ve genç yaşlarına kadar kısa süreli de olsa Alloy'un yanında oluyoruz. Bu da karaktere oyunun en başından itibaren daha çok bağlanmamızı sağlıyor. Tabii oyun ilk etapta birbiriyle çelişen pek çok dış etkene de sahip. Modern teknoloji çağının beraberinde getirdiği demir leblebiler yani canavar makineler insanlığı esir almışken; nasıl oluyor da Alloy ve diğer kabileler hala oklarla, mızraklarla avlanabiliyor? İnsanlık neden eski çağlarda yaşamak durumunda?
Oyuna başladığnız anda daha küçük yaşlarınızda bile bu metal dinozorları yere indirmeye çalışıyorsunuz; inanılması güç ama bunu okla, mızrakla yapıyorsunuz; öyle gelişmiş teknolojik silahlarınız da yok!
Oyunun oynanışı ise tıpkı Assassin's Creed serisi veya Batman gibi... Oyuna çabuk ısınıyorsunuz!
Ana karakterinizin ismi Alloy. O bir outcast yani kabile üyesi olarak kabul edilmeyen, dışlanmış gruptan. Alloy'un neden böyle doğduğunu ise oyunun sonlarına doğru öğreniyorsunuz; daha fazlasını anlatmayayım!
Oyunda pek çok görevi yerine getiriyor, tecrübe kazanıyor ve seviye atlıyorsunuz. Ancak Alloy olarak asıl aradığınız şey 'Alloy nereden geliyor', 'Annesi kim?' sorularının yanıtı aslında.
Oyunun zamanı bugünün dünyasının kabaca 1000 yıl sonrasında geçiyor! Yani dinozor makinelerin her yerde cirit attığı, en modern teknolojinin kullandığı dönem. Ama aynı zamanda terk edilmiş kasabalara da rastlıyoruz, sırtımızdan da yay eksik olmuyor.
İnsanlığın teknolojinin bu denli gelişmiş olmasına rağmen neden kabile hayatı sürdüğünü merak ediyoruz. Acaba neden?
Ve daha da önemlisi bu robot canavarları kim yaptı, neden her yerde varlar ve insanlara saldırıyorlar?
Oyunda pek çok makineyle karşılaşacaksınız; kimisini 'indirmek' kolay olacak; kimi ise tekrar tekrar ölüp oyunu inatla oynatmaya sizi devam ettirecek. Pes etmek yok!
Oyun sık sık kendini kaydediyor; ancak siz de gittiğiniz yerlerde bulabileceğiniz (haritada da gösteriliyor) ateş yakabildiğiniz bölgelerde oyununuzu kaydedebiliyorsunuz. Bu noktalar aracılığıyla hızlıca teleport da olabiliyorsunuz ki bunun için 'fast travel' denilen özel bir ekipmana sahip olmanız gerekiyor. Çünkü Horizon Zero Dawn'ın dünyası o kadar büyük ve tehlikeli ki her seferinde o yolları arşınlamak yerine hızlıca geçmeniz çok daha makul!
Horizon Zero Dawn'ın görüp görebileceğiniz en devasa makinesi. Bakmayın devasa göründüğünde; saldırgan bir yanı yok; zaten onunla çok farklı bir işiniz var!
Oyunda küçükten büyüğe çok farklı makineler karşınıza çıkacak; hele hele Thunderjaw olanını gördüğünüzde 'ben bittim' dememeniz için hiçbir neden yok sanırım!
Oyunda topladığınız bitkiler, ağaç dalları sizin ok yapmanıza, panzehir yaratmanıza yarıyor; o yüzden dolaşırken gördüğünüz çalı çırpı ne varsa toplayın!
Alloy zaman içinde sadece bu makineleri öldürmekle kalmıyor, onları kendi lehine kullanmayı da öğreniyor; mesela binek atı olarak kullandığınız bu makine ile gideceğiniz yere çok daha hızlı varıyorsunuz!
Tüm makinelere binemiyorsunuz elbette; bazılarını ise ele geçirdiğinizde sadece sizin yanınızda savaşmasını sağlama şansınız var; bu da geçici bir süre ama!
Oyunun çok canlı bir atmosfere sahip olduğunu söylemek lazım; yağmur, kar, sis, dağlar taşlar, derin ormanlar, karlı dağlar, gece ve gündüzün birbirini düzenli takip etmesi... Yani etrafınızda devam eden bir hayat var ve bunun fazlasıyla farkındasınız!
Şu an bir dağın tepesindeyiz; Alloy ve binek makineler birçok engebeyi rahatça aşabiliyor; çıkamam deyip olay yerinden hemen uzaklaşmayın!
Oyunda o kadar çok görev var ki böylesine geniş bir dünyada görevleri yapmak için bir oraya bir buraya koşturmak bile en az 50 saatinizi alacak; benden söylemesi!
Assassin's Creed serisinde veya Tomb Raider'da olduğu gibi Horizon Zero Dawn'da da gizli dehlizler var ve sırrını çözmeye çalışıyorsunuz.
Kısacası ben oynarken büyük zevk aldım; oyunun sadece PlayStation'larda çalışıyor olması dolayısıyla bir oyun için bile konsol alınır fikrindeyim. Bir deneyin, bana hak vereceksiniz!
Paylaş