Paylaş
Sorularla başlayalım
Geçen akşam Kanal 6 Haber'de, son Sibel Can olayından da yola çıkılarak bir yorum-haber ekrana geldi. Doğuş, Serdar Ortaç, Tarkan gibi son günlerin ‘‘mahkemelik’’ isimlerinin de adının sıkça geçtiği bu yorumda, ‘‘topluma örnek olacak sanatçılar bunlar mı?’’ minvalinden bir sonuca varıldı. Hakkı Devrim de Radikal'deki pazar günkü yazısında acaba dünyada da bu işler böyle mi oluyor diye soruyordu.
Benim bu sorudan aklıma onlardan örnekler geldi. Mesela George Michael. Tuvaletle eşcinsel ilişki teklif ederken polise yakalandı. Mesela Tommy Lee Jones, o güzelim karısı Pamela Anderson'ı dövdüğü için altı ay hapis aldı. Mesela gençlerin ilahı Kurt Cobain uyuşturucadan öldü.
Eee ne olmuş, orda da var diye tüm bunları hoş mu görelim demiyorum elbet. Burada başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum. Biz bazı kavramları yanlış kullanıyoruz. Ve yine biz, tek bir şarkıyla şöhret olanları televizyonlara çıkarıp altına da ‘‘sanatçı’’ diye yazıyoruz. Sonra da onlar hapse girdiğinde ya da mahkemelik olduğunda hayal kırıklığına uğruyor, sanatçı bunları yaparsa başkası ne yapmaz diye hayıflanıyoruz.
Hayıflanmaktan yakamızı sıyırıp kim sanatçı kim şarkıcı, sanatçılığın mührü kimdedir, sanatçıyla ip cambazı arasında fark var mıdır ya da yine sanatçıyla çıplak poz veren bir manken eşit midir, sanatçılığın felsefesi, sosyolojik ve tarihi boyutları var mıdır gibi ağır sorulara yanıt vermek zorundayız. Hadi diyelim bu sorular gerçekten ağır, zaten bütün dünyada da bunların yanıtları aranıyor. Birbirine karışan sanatçılar ile şov dünyasındaki yüzler, oralarda da kolay ayırt edilemiyor. Bizim için bu soruların cevapları da ağır geliyor olabilir. Ama işe sorularla başlamak ağır gelmez herhalde.
Paylaş