Çocuk gözüyle

Selim AKÇİN
Haberin Devamı

Şizofren bir toplum olduğumuz ne zamandır yazılıp çiziliyor. Şiddet, bunalım ve intiharlar da bunun kanıtı olarak sunuluyor. Geçtiğimiz günlerde iki ayrı kanalda, intiharlar ve şizofren konuları işlendi. Mansur Beyazyürek, Özkan Pektaş ve Ayhan Kalyoncu'nun hazırlayıp sundukları ‘‘Derinlikler’’ programı, şizofren hastanın kim olduğunu işleyen bir bölümle izleyicinin karşısına çıkarken aynı akşam Defne Samyeli de ‘‘Gecenin İçinden’’de intiharları ele aldı. Uzman konukların açıklamalarıyla bilimsel bir yaklaşım sergilenen bu iki program, psikoloji denen bilimden ne kadar bihaber olduğumuz bir kanıtı gibiydi.

Cuma günü de Radyo Foreks'te bu konu üzerine bir program vardı. Beni de arayıp intihar görüntülerinin televizyondan verilmesinin özendirici olup olmadığı sordular. Ben de kendilerine bu sorunla ilgili iki doğru adres olduğunu belirttim: Psikologlar ve ciddi araştırmacılar. Sonuç itibarıyla ben ‘‘normal’’ insanlardan herhangi birinin televizyondaki görüntülerden etkilenip intihar edeceğini sanmıyorum. Ama intihar eğiliminde olan insanlar üzerindeki etkisini anlamak ve araştırmak çok özenli bir çalışmayı zorunlu kılıyor. Benim bu intihar görüntülerinden -ister şov olsun ister gerçek- rahatsızlığım çocuklarla ilgili. Özenirler mi bilmiyorum ama beyinlerine bu görüntüleri çok net yerleştiriyorlar. Buna ilişkin bir araştırma var mı bilmiyorum. Ama başımdan geçen bir olayı aktarayım: Samsun'dan gelen bir yakınımızla Boğaziçi Köprüsü'nden geçerken dokuz yaşındaki çocuğu, annesine dönerek ‘‘bak bu köprü, alın bu sigara sizin olsun hadi bana eyvallah deyip atlayan adamın köprüsü’’ dedi. Benim bile bu kadar net hatırlayamadığım cümle çocuğun kafasına yer etmişti. Arabadaki herkes rahatsız oldu. O çocuğun köprüden geçerken denizi görmeyip bunları düşünmesi herkes için yeterince yaralayıcı değil mi?



Yazarın Tüm Yazıları