Umut ve Akıl…

2016 yılı yazıp da gazeteye son dakika gönderemediğim yazıların yılı oldu. Katliamlar, ölümler, kazalar yazmaya karar verdiğim konuların önüne geçti. Defalarca yazdığım yazıyı gazeteye yollamadım. Mesela bugün “el yazısı yerine birinci sınıflarda kodlama” üzerine bir analiz okuyacaktınız. Olmadı…

Haberin Devamı

Evine ekmek götüren herkes hedefte!
Her katliamdan sonra yapılacak en insani şeyi yapıyorum. Reina saldırısında ölenlerin hikayelerine bakıyorum. Ölenlerin bir sayı değil birer insan olduğunu kendime hatırlatıyorum. Kimdirler? Nereden gelmişler? Hangi hikayeleri yarım kaldı?

Haritanın yırtılan yerinden fışkıran hikayeler…
Garson. Fotoğrafı var ünlü bir futbolcuyla. Cenazesi köye gittiğine göre daha yeni gelmiş İstanbul’a. Cemevi’ndeki törende eşi soruyor: Ne olacak şimdi? Kenan Kutluk katledildi.  

Güvenlik görevlisi. Beşiktaş’ta bir ay evvel gerçekleşen terör saldırısından kurtulmuş. Oğlu cenazesinin başında bize, herkese bakıyor. “Babam neden öldü?” der gibi… Fatih Çakmak katledildi.

Şoför. Yıllardır turistlere hizmet veriyormuş. Turizm Şirketi çalışanı. Gözlüklü. Karizmatik. Yabancı uyruklu misafirleri getirip, kapıda polisle sohbet ediyormuş. İki çocuğu cenazesine bakıyor, eşi ayakta duramıyor. Ayhan Arık katledildi.

Haberin Devamı

Polis. Kapıda görevli. İlk vurulan. Daha 1995 doğumlu. Narin. Yakışıklı. Bakıyor fotoğrafta gökyüzüne… İnsan fotoğraftaki masum gence bakıyor ve sormadan edemiyor: Acaba hangi hayalleri yarım kaldı? Burak Yıldız katledildi.

Reina saldırısının iki amacı var: İçeride varolan kutuplaşmaları körüklemek, bizi birbirimize düşman etmektir. Dışarıda ise ülkenin itibarını zedelemek. Siyasi kamplaşmalardan biraz olsun uzak durmak için şimdiye kadar pek çok sebebimiz oldu. Hiçbirini değerlendiremedik. Her olay bizi bizden biraz daha uzaklaştırdı. Bu terör saldırısı son sebebimiz olsun. Birbirimizi yiyerek bu karanlıktan kurtulmamız mümkün değil. Birbirimize benzeyerek de bu karanlıktan kurtulmamız mümkün değil. Ülke olarak farklılıklarımızla yaşamayı hukuksal teminat altına almaktan başka çaremiz yok.

İstanbul! En kıymetli markamız!
Reina saldırısının ikinci hedefi dışarıdaki itibarımızadır. Ölenlerin geldiği coğrafyaya iyi bakın. Olay yeri seçimine de. Ölen 39 kişiden 25’i yabancı turist. Geldikleri ülkeler ise Suudi Arabistan, Hindistan, Kanada, Suriye, İsrail, Tunus, Irak, Lübnan ve Belçika. Kimliği bilinmeyenler de var. Kimi turist, kimi okumak için ülkemizi tercih etmiş. Hedef işte bu tercihi ortadan kaldırmaktır.

Haberin Devamı

Dünyada ilk 10’da!
Türkiye bir “cazibe merkezi” derken metafor kullanmıyorum. Bakın aşağıda 2016 Master Card Global Destination İndex verileri var. Dünyada turistlerin gidip para harcadığı kentlerin listesi. Bu indeksi daha evvel anlatmıştım. Transit geçenleri değil, gece kentte kalıp para harcayanları içeren en güvenli kaynak. Listede göreceğiniz gibi, uluslararası turistlerin en çok tercih ettiği 10 kent arasında İstanbul 8. sırada yer alıyor. Son 3 yılda sıralamada bir iki sıra düşsek de hâlâ ilk 10’dayız ve turist sayısını koruyoruz.

En kıymetli markalarımız!
Çünkü İstanbul tarihiyle, coğrafyasıyla, kültürüyle bir cazibe merkezi. Elimizdeki en kıymetli marka. Reina da o kente gelen ve gerçek manada para harcayan turistlerin gitmese bile gitmek istediği yerlerden biri. Eğlence sektöründe markalaşmış nadir bir mekân. Katma değeri yüksek turizme örnek bir işletme. İşte tam da bu nedenle yeni yıl gecesi yapılan bu saldırı aynı zamanda bizim ekonomimize yapılan bir saldırıdır. Amacı Türkiye’nin bölgedeki itibarına kastetmek, bizi bir cazibe merkezi olmaktan çıkartmaktır. 

Haberin Devamı

Umut ve Akıl…

Umut ve akıl!
2017 berbat başladı ama Türkiye yakın tarihi ve coğrafyasıyla bu karanlığın sonucunu görecek tecrübe ve ferasete sahip bir ülkedir. Yeter ki umudu elden bırakmayalım. Leonard Cohen'in dediği gibi sızan bir ışık varsa haritanın yırtılan yerinden, hayata oradan tutunacağız. Umut olmadan hiçbir şey olmaz! Yeter ki 2017 aynı şeyleri tekrar edip farklı sonuçlar beklediğimiz bir yıl olmasın.

Yazarın Tüm Yazıları