Paylaş
Eğitimi kendi içimizde ve kendi iç tartışmalarımızla değerlendirmenin hiçbir manası yok çünkü Türkiye kendisiyle yarışmıyor. Hayır çok zor bir şey istemiyorum sizden. Farklı farklı kaynaklardaki sayısız veriyi bir araya getirin de demiyorum. Demiyorum, çünkü bu işi sizin vergilerinizle yapan bir yarı resmi kuruluş her sene bu zamanlarda bütün dünyada büyük ilgi gören bir rapor yayınlıyor. Evet, OECD’nin bu hafta yayınladığı rapordan söz ediyorum.
OECD Bir Bakışta Eğitim Raporu 2017 Yayınlandı!
OECD tarafından her yıl okullar açılmadan yayınlanan OECD Bir Bakışta Eğitim Raporu 35 üye ülkede uygulanan eğitimi karşılaştırıyor. Okulöncesinden üniversiteye ve ötesine uzanan geniş bir çerçevede her ülkenin eğitim karnesini çıkaran bir rapordan söz ediyorum. Ülkenin geleceğini dert eden her yurttaşın bu 456 sayfalık raporu incelemesini isterim. Kendi kendimize gelin güvey olmanın manası yok. Dünyada global bir rekabet var. Bizim çocuklarımızın bu rekabete ne kadar hazır olduğu sorusunu sırtımızı dünyaya çevirerek vermemiz mümkün değil. O halde gelin bakalım: Türkiye eğitimi dünyada nerede?
Eğitimde Dünyada Neredeyiz?
Dediğim gibi rapor oldukça kapsamlı. Raporu şu linkten indirebilirsiniz. Ben kendi çıkardığım ve önemli gördüğüm birkaç veriyle Türkiye’nin dünyada nerede olduğu sorusuna yanıt aradım.
Kaynak artıyor, performans düşüyor!
Raporda bize dair en pozitif gösterge yatırımlarda artış! 2008-2014 yılları arasında eğitime yapılan harcamayı en çok artıran ülke Türkiye. Milli gelirden eğitime ayrılan pay % 76 artırılmış bu dönemde. Ancak bu artışın olduğu dönemde çocuklarımızın performansına baktığımız zaman ters bir durum var. Zira aynı dönemde OECD tarafından yapılan performans değerlendirmelerinde gerileme söz konusu. Yani yatırımlar arttığı halde performansın düştüğü gibi bir gerçek var karşımızda. Eğitime yapılan harcamadaki artışa rağmen kişi başı öğrenci harcamasında Türkiye hala en alt sıralarda yer alıyor. O halde eğitimde arzu ettiğimiz hedefleri yakalayabilmemiz için bir taraftan kaynak artırımına devam etmemiz diğer yandan da kaynakları daha akılcı kullanmaya odaklanmamız gerekmekiyor.
Sorun da çare de okulöncesinde başlıyor!
Okulöncesi eğitim malum, eğitim alanında bakmamız gereken ilk gösterge. Zira burada zayıf bir karne tüm sistemi etkiliyor. Ve maalesef OECD raporlarında en berbat olduğumuz alan burası. OECD ülkeleri içinde 2, 3, 4 ve 5 yaşlarında genel okulöncesine eğitime katılım oranı en düşük ülke biziz. 2 yaşındaki çocuklarda bizde katılım hiç yok iken OECD ortalaması %32. 3 yaşındaki çocuklarda bizde katılım oranı %9 iken OECD ortalaması %78. 4 yaşındaki çocuklarda bizde katılım ortalaması %32 iken OECD ortalaması %87. 5 yaşındaki çocuklarda bizde bir eğitim kurumuna devam eden çocukların oranı 72 ken OECD ortalaması %95. Özellikle erken yaşlarda ortaya çıkan bu makası kapatmadan kapatmadan dünya ile rekabet edebilen bireyler yetiştirmemizin imkanı yok. Çünkü insan beyninin en hızlı geliştiği dönemde, özellikle bizdeki gibi evdeki öğrenme ortamının zaten sınırlı olduğu bir iklimde okulöncesi eğitim dünya ile aramızdaki farkı kapatmanın ilk adımı. O nedenle sorun da çare de okulöncesinde başlıyor, diyorum.
Yeni ekonomiyi kiminle kuracağız?
STEM dediğimiz yeni ekonominin belkemiği sayılan fen bilimleri, teknoloji, mühendislik ve matematik alanlarına olan ilgiye de bakmış OECD raporu. Üniversitede STEM alanlarında okuyanların oranında da durum farklı değil. Almanya’da bu oran yüzde 40. Estonya ve Finlandiya da yüksek oranda STEM’e yönelmiş durumda. Biz ise bu kategoride en son sırada yer alıyoruz. Ama beni asıl şaşırtan ülke Meksika oldu zira orada az sayıda üniversite öğrencisi olmasına rağmen Meksika, öğrencilerin yüzde 30’unu STEM alanlarına yönlendirebilmiş.
Gençler Ne Okulda Ne İşte!!
Toplam 35 OECD ülkesi içinde gençlerine eğitim ve istihdam sunmada en büyük sıkıntıyı yaşayan ülke Türkiye. Özellikle 18-24 yaş arası gençlere ait istatistik çok can alıcı. Aşağıda da gördüğünüz gibi bu yaş aralığındaki gençler arasında ne okulda ne de işte olanların oranı en yüksek bizde. Bu verinin detayına inince asıl sorunun bu yaştaki kadınlar arasında yoğunlaştığını görüyoruz zira erkeklerde yüzde 20 olan atıl olma oranı kadınlarda yüzde 45’i geçiyor.
Türkiye’de eğitim tartışmaları verilerden bağımsız bir spor!
Dediğim gibi OECD raporu çok kıymetli. Ve çok detaylı. Eğer çocuklarımızın geleceğini, ülkemizin geleceğini dert ediyorsak bu rapordaki her bir veriyi hakkıyla yorumlamamız gerekiyor. Ancak bu şekilde dünyada nerede olduğumuzu görüp, nereye varmamız gerektiği konusunda gerçekçi adımlar atabiliriz. Çünkü ancak nerede olduğunu bilenler, ilerleme yapıp yapmadıkları sorusuna yanıt verebilirler.
Paylaş