Paylaş
OECD tarafından açıklanan bu resmi veri eğer bugün önlem almazsak gelecekte bizi bekleyen sefaletin en somut göstergesi. Bir şey yapmalı ama ne?
OECD ŞAMPİYONUYUZ!
Aslında sorunu biliyoruz. Resmi istatistiklere göre 15-29 yaş arası gençlerin yüzde 30’u ne okulda, ne bir kursta ne de bir işte. Türkiye bu oranla OECD ülkeleri içinde gençlerine en az yatırım yapan ülke.
SORUNU AĞIRLAŞTIRAN FAKTÖR: GENÇ NÜFUS ORANI!
Ülkemizde yaşayan insanların yarısı 30 yaşın altında. OECD ülkeleri içinde bizden daha genç ülke yok. Genç işsizlik oranına bakarken bu noktayı akılda tutmakta fayda var zira örneğin tabloda bizden sonra gelen İtalya’da medyan yaş bizden 12 yaş daha büyük. Nüfus artış oranı da bizde İtalya’nın neredeyse üç katı. Tabii bir de İtalya, Yunanistan ve İspanya’nın bu listeye son dönemde yaşadıkları krizden dolayı girdiklerini de hatırlatmak gerek. O nedenle eğer var olan trend devam ederse Türkiye bırakın OECD ortalamasına yaklaşmayı çok daha geriye düşecektir
FATURA AĞIR!
OECD gençleri eğitim ve istihdamdan uzak tutmanın faturasını da her bir ülke için ayrı ayrı hesaplamış. Aşağıdaki grafikte sol tarafta eğitim ve istihdamdan uzak tutulan gençlerin oranı var. Türkiye malum yüzde 30 ile zirvede. Grafiğin al kısmında ise bu gençleri uzak tutmanın ülke milli gelirine faturası var. Göreceğiniz gibi Türkiye açık arayla en ağır faturayı ödeyen ülke. Çünkü hiçbir ülkede genç nüfus oranı bizim kadar yüksek değil. Gençleri eğitim ve istihdamdan uzak tutmanın bedeli milli gelirimizin %3.4’ü ediyor. Bu neredeyse ülke olarak eğitime harcadığımız paraya denk.
HER İKİ GENÇ KADINDAN BİRİ NE OKULDA NE İŞTE!
Yukarıdaki istatistiklere biraz daha detaylı bakınca genç kadınlarla genç erkekler arasında çok ciddi bir fark olduğunu görüyoruz. Özellikle 20-24 yaş arası gençlere baktığımızda cinsiyet farkı dehşet verici boyutta: Genç kadınların %48’i ne okula ne de bir işe gidiyor. Oysa bu oran genç erkeklerde yüzde 18. Dolayısıyla sorun aslında kadınları eğitim ve istihdam süreçlerinin dışında tutmaktan kaynaklanıyor zira sadece erkekler üzerinde bir kıyaslama yapılınca durumumuz hiç de fena değil (bizden daha berbat olan pek çok ülke var!) “Peki neden genç kadınlarda durum bu kadar vahim?” derseniz onun da nedeni eğitimde. Çünkü kadınların lise terk oranlarına baktığımızda Türkiye %60 oranıyla OECD zirvesinde!
NE YAPMALI?
Türkiye’nin de katma değer yaratmadan OECD ülkeleri ile arasındaki farkı kapatması mümkün değil. Ve dünyada kadınlarını eğitmeden, onları ekonomik üretim sürecine katmadan katma değeri yüksek üretim yapan ülke yok. Dolayısıyla eğer geleceğimize yatırım yapmak istiyorsak ilk başta genç kızlarımızın okul terk sorununa acil bir çözüm bulmalıyız. Aynı şekilde eğer gerçekten dünya ile rekabet etmek istiyorsak genç kadınlarımızı istihdama katmak zorundayız.
EĞİTİM ANNELER İÇİN DE ŞART!
Biliyorum yukarıdaki verilere bakınca içinizden şöyle bir ses geçiyordur: “Ama hocam kimi kadın anne olup çocuk yetiştirmeyi seçiyor olabilir!” Doğru, bundan daha güzel ne olabilir. Ama her üç genç anne adayından ikisinin lise terk olduğu bir ortamda yetişen çocukların da bir faturası var. Çünkü çocuk gelişimine dair tüm veriler bize eğitimli annenin çocuklara yapacağımız en büyük yatırım olduğunu gösteriyor. Şu bir gerçek ki daha sağlıklı ve başarılı çocuk yetiştirmenin yolu da genç kadınlara daha iyi eğitim vermekten geçiyor.
SORUNLAR ORTADA, ÇÖZÜM NET!
Türkiye’nin hamasetle, incir çekirdeğini doldurmayan konuları günlerce tartışmakla geçirecek vakti yok. Çok değil, futbolu konuştuğumuz kadar, o hararetle, o tutkuyla eğitimi de dert edersek yukarıdaki tabloyu değiştirmek için biz de bir şey yapmış oluruz. Çünkü sorunlar belli, yapılması gerekenler belli. Eksik olan toplumsal irade...
Paylaş