Paylaş
(Bu cümleyi not edin, birbirinize tweet olarak atarsınız.)
2015 yılı hesabına umutlanmamı böyle bilimsel bir adım sağladı. Hamle de Ampul Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu Bey’den geldi.
Güzel huylu Süleyman Soylu, genetik biliminin kodlarına güvenerek “Uzun boylu sevgi insanının” kızı hanımefendiyi siyasete davet ediyordu. Gerekçesi de kimsenin karşı çıkamayacağı kadar sağlamdı:“Siyaset gen işidir. Babasından, ailesinden insana iletilebilir. Bu yetenek ve dönemi iyi temsil etmek meselesidir. Hanımefendi milletvekili adayı olsa hoş değil mi?”
İMANA GELMEK BUDUR
Dünya durdukça başımıza dikilesi, her gün yedi deniz on dört âlemden birine atarlanası “Uzun boylu sevgi insanının” kızı hanımefendi için “Lütfen Meclis’e gelip, bizleri şereflendirin” çağrısı yapan Güzel Huylu Süleyman Soylu’daki köklü değişim gen mühendisliği ile açıklanamaz.
İşin bu noktasında Allah’ın büyüklüğüne bir kez daha iman etmeyenler, meseleyi kavrayamaz.
Süleyman Bey siyasete Tansu Çiller’in Beygir Partisi’nden girdi. Partinin en genç ilçe başkanı oldu.
2007’de partisi barajı geçemediğinden milletvekili olamadı ama daha sonra Özal’ın kurduğu “Vız Vız Arı Partisi” ile “Beygir Partisi” birleşip “Demokrat Parti” olunca genel başkan seçildi.
Menderes’ten Hüsamettin Cindoruk’a kadar birçok başkan gören Demokrat Parti liderin böylesini görmemişti. Bir de ağzı kalabalık çıkmıştı ki peeee!
Güzel huylu Süleyman Soylu’nun demokratlık olsun diye ettiği ağır laflar doğrudan “küfür” kategorisine girdiğinden, burada tekrar etmek istemiyoruz.
Ancak bizim ağzı bozuk demokrasinin bile yüzünü kızartmışlığı vardır.
* * *
“Uzun boylu sevgi insanı” on iki yıllık saltanatında, cümle muhalefetten işitmediği lafı tek başına Güzel huylu Süleyman Soylu’dan işitmiştir.
Ankara’daki kongrelerine gittiğimde uzaktan görmüştüm. Meğer Ampul Partisi’ne geçtikten sonra “kongre işleri” ondan sorulur olmuş. Bir kongre düzenliyor ki, peh peh peh!
Hitler sağ olup da siyaset yapsaydı Göbels’e,“Bu adamı bizim partiye getirin, bize daha çok lazım” diye tuttururdu.
SİYASİ YETENEK GENİ
Güzel huylu Süleyman Soylu’nun “Siyaset gen işidir” lafı mühim. İlk duyduğunuzda buradan monarşik bir sonuç çıkarabilirsiniz, lakin özü demokratiktir.
Eskilerin “Bil’irsi vel–istihkak”, yani “Soydan gelen hak” dedikleri şey monarşik düzende kralların sahip olduğu “yönetme hakkını” tarif eder. Şark işi demokrasilerde ise “yeteneğin zayi edilmemesi” manasına gelir.
Seçimle gelinen makamlar, evlada devredilebilir.
Monarşilerin birer birer devrildiği, taçlı dönemlerin kapandığı yıllarda ”gen bilimi” diye bir şey yoktu.
Yönetme yeteneğinin kromozomlarda saklı olduğu, kalın kafalı demokratlara gösterilemediği için zavallı krallar savunmasız kaldı.
Prensler, prensesler zebil ziyan oldu.
Çok şükür şimdi “gen bilimi” ve “genetik mühendisliği” var. Bir siyasetçi “büyük usta” kıvamına geldiğinde yetenekleri, kromozomlarına işlenip, korunabiliyor.
* * *
Güzel huylu Süleyman Soylu’nun siyasete getirdiği bilimsellik de budur. Geni sağlam olanın sulbünden gelenler, siyasete girerler. Atalarının kaldığı yerden devam ederler.
Komşumuz Suriye’nin eski lideri Hafız Esad’ın mükemmel genleri vardı, oğlu Beşir Esad o genleri devraldığından devletin başına geçti, başlangıçta kimse de yadırgamadı.
Kuzey Kore üç kuşaktır “Genetik Demokrasisi” ile yönetiliyor. Doğrusu bu ki bir arıza çıkmıyor.
Batı’da gevşek aile yapısı ve kızlı-erkekli karma eğitim yüzünden bu “siyasi yetenek geni” nesilden nesle devredilemiyor.
Bu da Batı demokrasilerinin ek yeridir. O yüzdendir ki bizden sık sık demokrasi dersi alırlar. Bunları bilelim, hanımefendiyi Meclis’te alkışlamaya hazırlanalım.
Paylaş