Bu coğrafyanın en yiğit insanına selam olsun!

Şener Şen’in canlandırdığı Züğürt Ağa tiplemesini herkes bilir.

Haberin Devamı

Filmin başlarında, torununu dizinin dibine oturtup, kitap okuttuğu bir sahne vardır.
Torun “Hazreti Ali’nin Kan Kalesi Cengi” kitabını tekleyerek okurken, onu dinleyen Züğürt Ağa arada bir içini çekip kendi kendine söylenir:
“He kurban! Ben yiğit diye Ali’ye derim”

***

Yazlık çalışmalarını elan Bodrum’da sürdürdüğümden hemen her gün Züğürt Ağa’nın filmdeki hissiyatı içine giriyorum.
Ne zaman sahile insem, hazineden devir arazi üzerine Kan Kalesi gibi kondurulmuş o inşaatı gördüğümde önce bir “Heee Heyt!” çekiyorum. Sonra hükmü nidaya ekleştiriyorum:
“Ben yiğit diye Zeynel Abidin’e derim!”

ONU KORKUTAMADI

Zeynel Abidin
kim midir?
Hz. Ali nasıl ki Asr-ı Saadet’in yiğidiyse, Zeynel Abidin de “Yeni Türkiye” tabir edilen bu huzur ve barış döneminin yiğididir. İşadamıdır, girişimcidir, yaratıcıdır. Hepsinden önemlisi mangal yürekli bir adamdır.
Eğri oturalım, doğru konuşalım.
Bu memleketin iş dünyasında “Uzun Boylu Sevgi İnsanı” bir şey dediğinde tersini söyleyebilecek bir yiğit var mı?
Sonu ölümle biten her türlü eylemden sonra “Uzun Boylu Sevgi İnsanı” televizyona çıkıp “barış ve huzur ortamında” yaşadığımızı söylüyor. İş dünyası huzur içinde kafa sallıyor.
Bugüne kadar tek bir itiraz duymadım.
Sözlü uyarısı da şart değil. Adama şöyle bir ters bakması yetiyor. Ferit Bey’i de ağlamaya başlıyor, Çeşm-i Yek Erdoğan Bey’i de.
Bu iş dünyası neden iki de bir ağlıyor derseniz, ben “sevgidendir” derim. Çünkü sevgi her şeyin başıdır.

***

“Uzun Boylu Sevgi İnsanı” henüz başbakandı. Daha seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olmamıştı. Bodrum’a gelip, sahillerini tekneyle gezmişti. Sahillerin nasıl yağmalandığını görüp şaşırmıştı.
Kimi biçimsiz yapıları da işaret edip, inşaatlarını durdurmuştu. Memleket “sevgiyle” yönetildiğinden o yapıları diken işadamlarının dilleri içeri kaçmış, çoğu çıktıkları katlardan bir kısmını yıktırmıştı.
İşte o dönemde bir adam ortaya çıktı.
“Ben bildiğimi yaparım arkadaş. Uzun Boylu Sevgi İnsanı kendi işine baksın” der gibi temele kazmayı vurdurdu.

KAN KALESİ GİBİ

O zaman belde belediyeleri kaldırılıp, teşkilatları Bodrum Belediyesi’ne bağlanmamıştı daha. Belde Belediye Başkanları’ndan biri gözüne kestirdiği bir hazine arazisi için Maliye’ye gitti. Araziyi başkanı olduğu belediyeye satın aldı.
Daha sonra belediyesi Maliye’den alınan o araziyi kendi başkanına sattı. Başkan böylece mülküne geçirdiği araziyi öteden beri girişimciliğini çok takdir ettiği Zeynel Abidin beye okuttu.
Denize yetmiş beş derece meyilli, serapa kayalık bir araziydi bu.
Üzerine villa kondurmak üzere hafriyata başlandı. Kırılan kayalarla inşaatın önündeki deniz dolduruldu. Habitat değişti. Deniz enden yirmi, boydan yüz metre dolduruldu.
İnşaat alanının önünde çocuk havuzu seviyesinde bir su kaldı. “Uzun Boylu Sevgi İnsanının” Bodrum sahillerine verdiği ayara güvenen kimi çevreciler gelip gösteri filan yaptılar ama nafile.
Gözü kara Zeynel Abidin Bey’in “Azimli sıçan (yani fare) mermeri delermiş” lafını haklı çıkaran bir gayretle kırdırdığı kayalar, denizde yer kalmadığından, arkadan geçen yolun öte yakasına yığıldı.
Köse Dağı heybetinde iki tepe de burada oluştu.
Bu arada inşaat başladı. Gerçi dört tane villa yapılacağı açıklanmıştı ama gidişattan belliydi ki inşaat “fırsat bulunduğunda” otele çevrilecekti.
Belki de aykırı gittikleri “Uzun Boylu Sevgi İnsanının” gözüne batmamak için kendilerine “Kendimize villa yapıyoruz..” süsü veriliyordu.

***

Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ile rastlaştığımızda bu konuda iki satır konuştuk. Kendinden emin şekilde “İskân izni için bize gelecekler” dedi.
“Uzun Boylu Sevgi İnsanının” Bodrum’a yaptığı teftişin, attığı fırçaların üzerinden iki ay geçmeden bildiğini okuyan yiğidim, arslanım Zeynel Abidin Bey seni mi sallayacak Ey Kocadon?
Kaba inşaata daha tuğlaları örülürken cam pencere taktırmıştı. İhtimâl ki on gün sonra sökülen o pencereleri gösterip, belde belediyesinden giderayak “İçeride insan yaşıyor..” diye iskânı da aldılar.
Yiğitlikle akıl bir arada oldu mu tadından yenmez.
Ne diyeyim? Geçmiş olsun Kocadon’a! Geçmiş olsun Uzun Boylu Sevgi İnsanına!

Yazarın Tüm Yazıları