Paylaş
10TEM2014
Zorlu Center ne zaman ki kamuya açıldı, ben içeri zıpladım.. Açılış günü hariç hemen her Allah’ın günü oradaydım..
Hane berduş tayfasından olup da gidecek yer bulamadığımızdan değil.. Bizim eve yakın olmasından..
Açılış gününe de “Seyrek Bıyıklı Asabi Şahsiyet” yüzünden gidemedim.. İki bin korumadan aşağısıyla gezmediğinden, benim tek tabanca halime bakıp “özgüven krizi” yaşasın istemedim..
Zorlu Center bir AVM projesi.. Güzel mi çirkin mi orası tartışılır.. Gelenlerin kimi beğeniyor, kimi de hayatını AVM projeleri çizerek kazanırmış gibi “Olmamış..” niyetine burun kıvırıyor..
Zevkler, renkler bir de AVM’ler tartışılmaz derler.. (Henüz denmedi ama bir Türk büyüğü eninde sonunda diyecek..)
Kıyaslama yapılırken ölçü olarak da İstinye Park alınıyor..
***
Öyle bir beklenti vardı.. Zorlu Center açıldığında İstinye Park’a dadanan ne kadar manken, manken kırığı, futbolcu karısı, dizi oyuncusu, televizyon maydanozu varsa oraya göç edecek, beklentisi..
Aslı çıkmadı.. İşin doğrusu ziyaretçi sayısı açısından da hayal kırıklığı yarattı.. Oysa projenin kültürel kısmı çok başarılıydı.. Bana göre sinema, tiyatro ve konser salonlarının konforda, rahatlıkta benzeri yok..
Buna rağmen Zorlu kimseye yaranamıyor..
“Kabahat kimde?” derseniz kültür işlerini yöneten her kimse onun onayladığı “fiyat politikasında..” derim..
Çok sıkı etkinlikler düzenliyorlar ama sanki bizim katılmamızı “çok istemiyorlarmış..” gibi bir halleri var.. Kendi kendime “işgilli (t)üzük..” siyaseti yapmıyorum.. Fiyat politikalarına bakıp bu sonuca varıyorum..
ETKİNLİKLER İYİ DE..
Bu ayın ortasında bir Mercan Dede, bir de Angelika Akbar etkinliği var mesela.. Sitelerine girip fiyatlara baktım.. En ucuz koltuk 62 lira.. Biraz önlere meyillendin mi fiyat 86 lira oluyor, sonra 110 lira.. Nihayetinde 135 liraya çıkıyor..
Bu tür konserlere tek başına gidilmez.. Yanınızda biri olacak ki uykuya yenilmek üzereyken dirseği ile boş böğrünüze darbeyi ekleştirip sizi yeniden sanata döndürsün..
O zaman da fiyatı ikiyle çarpacaksın.. 260 lira..
Eğer söz konusu etkinlikler yabancılarınsa, fiyat daha da beter katlanıyor.. Fazıl Say’a kelle başı 120 lira verip, koltuğunu seçiyorsun.. Gösteriyi yapacak olan La Bohemia Operası ise en arka sıra dahi 160 liradan başlıyor..
Alıp başını 350 liraya kadar gidiyor..
Bu para verilir mi diye yazın sonuna kadar düşünme şansınız var..
“İpek Yolu..” başlıklı etkinlikte ise Yo Yo Ma ile tanışacağız.. Kısmetse 4 Eylül’de verecekler konserlerini.. Hem müziğe doyacağız hem de Sivas Kongresi’nin yıl dönümünü kutlamış gibi olacağız..
“Yo Yo Ma” dedikleri her hangi bir ülkenin nüfusuna kayıtlı şahıs mıdır yoksa grubun adı mıdır, söktüremedim.. Google’dan bakıp da okura “her şeyi bilen yazar..” havası atanlardan değilim..
Internet üzerinden bilet almaya niyetlenenler için önceki konserlerden bir fotoğraf koymuşlar.. O fotoğrafı dikkatle inceledim..
Üç etek giymiş köylüye benzer bir kadın, çekik gözlü adamın yüzüne karşı gaydaya benzer bir tür tulum üflüyor.. Adam da karşılığını, kadının sıfatına doğru üflediği zurnayla veriyor..
(O kadın gösteri süresince soyunmuyor..)
Bu “Yo Yo Ma” dedikleri etkinliğin biletleri orta sıralar için 265 lira.. İki kişi 530 lira ediyor ki benim hala oğlu Kibar Mahmut köydeki düğününü bu kadar paraya yaptıydı.. Müzik olarak da davul zurna vardı.. Herkes te oynadı..
Haaa! Orta sıralarda oturmak beni kesmez.. “Ben illa ki Koç veya Sabancı ailesinden birilerinin yanında oturacağım..” diyorsan, o zaman kelle başına 450 lira vereceksin.. Konserden sonra da kendine sövmeyeceksin..
***
Şimdi eğri oturalım doğru konuşalım.. Büyüklerimiz cumhuriyetin ilânından sonra, ben diyeyim kırk yılını sen de elli yılını, bu opera denen sanatı kalkındırmak için harcadı..
Sesi güzel şişman kadınları toplayıp, opera sahnelerinde maaş karşılığı bağırttı.. Yine de bizim ahalinin operaya içi ısınmadı..
Opera biletlerini on liradan, yedi liradan sattı.. Opera sanatçıları nerede sahne aldılarsa orada türkücü Seyfettin Domaniç’e, türkücü Kahtalı Mıçı’ya yenildiler..
Şimdi sen Zorlu Center olarak Kasım ayında Fantom Operasını getiriyorsun.. Biletini 250 liradan satışa çıkarıyorsun.. Sonra Eyüp’te, Bağcılar’da, Avcılar’da oturan kendi halindeki “operaseverlerden..” katkı bekliyorsun..
ÖZÜ ÇEKİRDEKTİR..
O kadar kültür adamı gelip geçti.. Kendisini “Gölge Dışişleri Bakanı” olarak sunup, devlet büyüklerimizin sabrını zorlayan şimdiki kültür adamımız Ömer Çelik Bey gibi opera meselesinde hiç biri başarılı olamadı..
Kültür adamlarından bazıları ile bu opera meselesini konuşmuşluğum vardır..
Onlara “Ucuz biletle insanları operaya getiremezsiniz..” demiş, her gelenin eline bir paket ay çekirdeği vermelerini tavsiye etmiştim..
Bizim ahali düz baktığında gereken hissiyat kontağını kuramıyor.. Çekirdek çitleyerek gözünü bir şeye daldırdığında işin dibine kadar gidip, özüne nüfuz ediyor.. Çekirdek özlü kültür etkinlikleri her zaman başarılı oluyorsa sebebi budur..
Her neyse.. Ana fikrimize dönelim..
Bu Zorlu Center’in tek ek yeri kültürel etkinliklerdeki fiyat politikası değil.. AVM’nin üst katlardaki açık alanları inanılmaz başarılı.. Şık, ferah ve olabildiğince lüks..
Lakin İstanbul ikliminin bundan haberi yok.. Yılın en az dört beş ayı soğuk geçen İstanbul’da Zorlu’nun üst katlarına dayanacak kadın bulmak zor..
Özellikle Ocak ve Şubat ayları bu katlar Şerafettin Yaylası gibi oluyor.. Her yönden esen rüzgârın “Rejim yaptım.. Kırk kiloya düştüm..” diyen kızları uçurduğu gibi Akmerkez’e kondurası var..
Aksi gibi ne kadar dükkan, mağaza varsa hepsi de kadına yönelik..
***
Girişteki iki kat ise kapalı ama tavanları yüksek olmadığından eleştiri alıyor.. Şahsen ben alıştım.. Beni etkilemiyor ama bizim ahali böyledir konuşur işte..
Zorlu Center’in içinde bir de Eataly denen bir çarşı, bir yeme içme merkezi ve gurme ortamı var ki koca projenin lokomotifi de burası..
Onu da sonraki yazıda anlatırım..
Paylaş