Suyun gücü unutulmuş!

Bir barajın nasıl yapılması gerektiğini biliyoruz. Yapım aşamasıyla ilgili kurallar belirlenmiş. Ama suyun gücü unutulmuş. O suyun o santraldan geçtikten sonra nasıl güvenli bir şekilde salınacağı, kimin sorumluluğunun hangi noktada başlayıp sona ereceği, bu işi hangi kurumun kontrol edip denetleyeceği hepsi unutulmuş.

Haberin Devamı

GERİDE bıraktığımız hafta boyunca pazar günü Siirt Botan Çayı’nda meydana gelen ve 6 kişinin boğulmasıyla sonuçlanan kazanın izini sürdük. Bir tarafta Botan Çayı üzerinde faaliyet gösteren hidroelektrik (HES) santralinin işletmecisi, diğer tarafta Enerji Bakanlığı ve Devlet Su İşleri var. Şirket ve kamu yetkililerinin yaptığı açıklamalar kendilerinin olayda bir ihmali olmadığını tüm uyarılara rağmen vatandaşların piknik amacıyla botan çayına girmesinin yanlış olduğu yönündeydi. Açıkça söylenmese de tüm açıklamalar ‘vatandaşın orada ne işi vardı’ tespiti ile sonuçlandı. Tek kusurlu vatandaş mıydı?
Son dört günümüzü bir hidroelektrik santralının elektrik üretimine geçtiği andan itibaren barajdan aldığı suyu bir akarsuya hangi şartlarla salması gerektiğini, alınması gereken tedbirleri, sorumlu kuruluşları kısacası bu işin kuralını araştırmakla geçirdik. Peki ne bulduk? KOCA BİR HİÇ!

Haberin Devamı

TÜMÜ RİSK ALTINDA

Maalesef bu konuda Türkiye’nin çok büyük bir eksiği var. Bir barajın nasıl yapılması gerektiğini biliyoruz. Yapım aşamasıyla ilgili kurallar belirlenmiş. Baraj sonrası kurulacak HES’lerin özellikleri, nasıl elektrik üretecekleri, devlete nasıl elektrik satacakları yasalar ile düzenlenmiş. Ama suyun gücü unutulmuş. O suyun o santraldan geçtikten sonra nasıl güvenli bir şekilde salınacağı, kimin sorumluluğunun hangi noktada başlayıp sona ereceği, bu işi kimin kontrol edip denetleyeceği hepsi unutulmuş.
Dün Türkiye’nin su konusunda yetiştirdiği çok önemli bir isim olan Dursun Yıldız ile konuştum. Kendisi Su Politikaları Uzmanı ve Hidropolitik Akademi Başkanı. Yıldız söze boğulma olayının geçtiği alanın devlet arazisi olduğunu dolayısıyla bu olayda devletin sorumluluğu olduğunu belirterek başladı ve şöyle devam etti: “İnşaat tamam ama işletmede büyük eksiklik var. Türkiye’de şu anda 450’nin üzerinde HES var. Devletin yaptığı 1000 günde 1000 gölet projesi var. Hepsi de benzer risk altında. Sadece elektrik üretimi nedeniyle su salımı değil. Benzer tehlikelerin son zamanlarda görülen ani ve yoğun yağmurlarla olma riski de bulunuyor. Ama risklere karşı oluşturulmuş ne yasal kurallar var ne de alınacak tedbirleri denetleyecek bir kuruluş” diyor.

Haberin Devamı

ABD ve AB ne yapıyor?

PEKİ Avrupa ve ABD’de bu iş nasıl yapılıyor? Yıldız’ın verdiği bilgiler anlayış farkımızı da ortaya koyuyor. Örneğin ABD’de bu tür ani üretimler veya olası yağışlar neticesinde oluşacak felaketlerden eyaletler sorumlu. Bu yüzden her eyalet mutlaka tedbir alıyor. Günlerce önce televizyon, radyo ve yerel gazeteler aracılığı ile bir nehirde olağanüstü su artışı bekleniyorsa tehlike konusunda uyarılar yapılıyor. Polis gerektiğinde yol keserek olası taşkın öncesi halkın bu bölgelere yaklaşmasına engel oluyor. Suyun akış yolunun daraldığı bölgeler ıslah ediliyor. Yaşam riski bulunan alanlar tehlikeli bölge ilan ediliyor. Avrupa Birliği ise bu konuda ‘Su Çerçeve Direktifi’ oluşturmuş. Burada su için son damlaya kadar neyin nasıl yapılacağı belirlenmiş.

Haberin Devamı

Türkiye ne yapmalı?

HES’ler tekil proje olarak planlanıyor. Aynı akarsu üzerinde birden fazla HES olacaksa tahliye planı topyekün yapılmalı.
HES işletmelerinin sorumluluk mesafesi belirlenmeli.
Bu mesafeden sonrasında alınacak tedbirler akarsu ve yatağına göre değişiklik gerektirebilir. Hem bu özellikleri belirleyecek, önlemleri kuracak-kurduracak ve denetleyecek bir kurum olması gerekiyor. Bu öncelikle devletin görevi. Ancak gerektiğinde özelleştirilebilir ve özel bir şirkete devredilebilir.
Erken uyarı sistemleri, yazılı uyarıların kurulması yetmez. Bunlar periyodik olarak denetlenmeli.
Gerektiğinde bazı alanlar tehlikeli bölge ilan edilmeli, bu alanlara girilmesi engellenmeli
Dere yatakları kum, çakıl ocağı gibi müdahaleler nedeniyle bozuldu. Buna engel olunmalı.

Yazarın Tüm Yazıları