Paylaş
Petrol Ofisi CEO’su Mehmet Abbasoğlu ile genel merkezlerinde buluştuk. Aynı heyecan ile devam etti:
“Düzenleyici kurum onaylarının alınmasının ardından kapanış işlemi başarıyla gerçekleştirildi. İki taraf da süreci son derece yapıcı bir yaklaşımla yürüttü. Bence buradaki en büyük başarı 200’den fazla değerli BP çalışanının hiçbir sorunla karşılaşmadan, gayet sıcak bir şekilde şirketimize dahil olmasıydı. Bu tür süreçlerin en kritik konusu insan kaynağı. Kültür uyumu çok önemli. Entegrasyona büyük hassasiyet gösterdik. İnsan kaynakları ve iletişim teknolojileri operasyonlarının pürüzsüz işlemesi için yoğun şekilde hazırlık yapmıştık. Yeni ekip arkadaşlarımızın yan haklarından mesleki eğitimlerine kadar tüm kariyer hedef ve detayları kendi sistemimize entegre edildi. Kısa ve orta vade planlamaları tamamlandı.”
Petrol Ofisi Grubu’nun BP’nin Türkiye’deki operasyonlarını satın alma süreci, 14 Kasım 2023’te imzalanan hisse alım anlaşmasıyla başlamıştı. Rekabet Kurumu’nun 12 Eylül 2024’te verdiği onayla devralma işlemi resmiyet kazanmıştı.
Abbasoğlu süreci aktarmaya devam etti:
“Terminal operasyonlarında da istasyon operasyonlarında da entegrasyon pürüzsüz gerçekleşti. Bayi ilişkileri, ürün alımı, mahsuplaşma, stok yönetimi, finansal bilgi transferi, taşıt tanıma müşterilerinin entegrasyonu gibi komplike teknik süreçlerde hiçbir sıkıntı yaşanmadı. Sistem 31 Ekim’den itibaren bire bir örtüşerek tıkır tıkır çalışmaya başladı. Şu anda Petrol Ofisi mülkiyet olarak BP’nin Türkiye’deki istasyon ve altyapı depolama tesisleri tarafındaki şirketlerinin bütünsel sahibi. Ancak bunun bir ikinci merhalesi daha var: Şu anda iki tüzel kişilik olan yapıyı önümüzdeki üç ay içerisinde tek şirkete indirgeyeceğiz, akabinde de lisanslar tarafımıza geçeceği için markasal dönüşümü de gerçekleştirebileceğiz.”
Tüketici mevcut durumda BP markalı istasyonlardan alışveriş yaptığında yazar kasalarda, faturalarda BP markasını, BP tüzel kişilik mührünü görecek. Aldığım bilgiye göre, üç ayda tamamlanacak birleşme sonrası yasal birliktelik oluşacak. Sonrasında tüm adımlar yekpare şekilde Petrol Ofisi altında devam edecek.
Abbasoğluna BP istasyonlarının Petrol Ofisi bayrağına ne zaman geçeceğini de sordum. Bu süreci iki yıl içerisinde fazlara ayrılarak, kontrat süreleri ve şerefiye değerleri dikkate alınarak, bayilerinin optimum faydasını gözeterek gerçekleştireceklerini söyledi.
EN YAKIN RAKİBE 800 İSTASYON FARK
Büyük bir heyecan içinde olduklarını belirtenMehmet Abbasoğlu hem sektörün hem de Petrol Ofisi Grubu tarihinin mihenk taşlarından birini tasarladıklarını belirtti ve devam etti:
“Petrol Ofisi ile BP’nin bir araya gelmesi bana göre bir eldiven gibi oturan bir birleşme. Bizim yumuşak karnımız büyük şehirlerdeki işlek lokasyonlardı. Türkiye genelinde tüm rakiplerimizden öndeydik ancak İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerin yoğun bölgelerinde çok da fazla Petrol Ofisi istasyonu görmezdiniz. BP’nin eskiden Mobil birleşmesinden de aldığı istasyonları bünyemize katarak bu yumuşak karnımızı tamamıyla ikame ediyoruz. Bizim yaklaşık bin 950 istasyonumuz vardı. 750 istasyon civarında da BP’den geliyor. Elbette süreçte coğrafi ardışıklık ya da karşı karşıya olma gibi gerekçelerle yollarımızı ayıracağımız istasyonlar olacaktır ama nette en yakın rakibimize 700-800 istasyon fark atacak bir noktada olacağız. Yine aynı şekilde filoda da çok farklı bir seviyeye ulaşacağız.”
Mehmet Abbasoğlu
EMTİA TİCARETİ İÇİN DE STRATEJİK ALIM OLDU
Mehmet Abbasoğlu Petrol Ofisi Grubu’nu bir enerji altyapı grubu olarak tanımladıklarına dikkat çekti ve bu satın alma ile terminal ve depolama kapasitesi gibi alanlarda da büyüdüklerini belirtti. Abbasoğlu istasyonlarla birlikte bünyelerine katılan Ataş, Çekisan, Ambarlı tesislerinin emtia ticaretinin ölçek ekonomisi boyutunda çok kıymetli varlıklar olduğunu söyledi ve sözlerini bir örnek ile sürdürdü:
“Mesela artık daha büyük gemiler getirerek, daha rekabetçi koşullarda fiyatlama yapabilecek ve burada yarattığımız tasarrufu tüketicilere toptan müşterilerimize, kamuya, tüm paydaşlarımıza yansıtacağız. Dolayısıyla bu satın alma aslında tüm Türkiye’ye, tüm sektöre fayda sağlayan bir hareket. Bizim Petrol Ofisi Grubu olarak öncelikli hedefimiz Türkiye’mizin enerji dönüşümünde referans şirket olmak. Bu satın almanın enerji trilemasına yani enerjinin sürekliliği, güvenliği ve sürdürülebilirliğine son derece olumlu katkılar sağlayacağına inanıyor; Türkiye’nin enerji geçişindeki hedefleri ve bölgesel enerji koridoru misyonuyla da çok eşgüdümlü olduğunu düşünüyorum. Yarattığımız ölçek ekonomisini tüm ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik yenilikçi ve verimli proje ve yatırımlarla değerlendiriyoruz. Grup olarak perakendedeki liderliğimizin yanı sıra havacılık, denizcilik, toptan, madeni yağ, sınır kapıları, filo, altyapı, lojistik, depolama faaliyetleri ile ve aynı zamanda da fintek, elektrik üretim ve dağıtımı gibi alanlardaki öncü faaliyetlerimizle de sektörde artık erişilmesi zor bir konumda olduğumuzu söyleyebiliriz.“
2025 DAHA İYİ GEÇECEK
Mehmet Abbasoğlu’na yeni yılla ilgili sektörel beklentilerini de sordum. 2025’in sektör adına 2024’ten daha iyi geçmesini beklediğini şu sözlerle anlattı:
“Geçen yıl küresel enflasyon, yakın coğrafyamızdaki savaşlardan kaynaklı ikmal ve güvenlik problemleri gibi dinamiklerle yoğun bir baskı altıdaydı sektör. Biz de içerideki daralmayı kompanse etmek için kendi adımıza ölçek ekonomimizin sağladığı verime odaklandık. Bakış açımızı şu örnekle özetleyebilirim: Derince’deki madeni yağ fabrikamız ülkemizin toplam tüketiminin yarısını karşılıyor, öte yandan ürünlerimizi 4 kıtada 30’dan fazla ülkeye ihraç ediyoruz. Tesiste harcanan enerjinin yüzde 30’undan fazlasını da güneşten elde ediyoruz. Bu multidisipliner anlayış ölçek ekonomisi çerçevesinde tasarlandığında kendini yenileyebilen ve stres testlerine karşı bağışıklığı güçlü bir ekosistem yaratmış oluyorsunuz. Biz kılcallarımızda bu yaklaşımla ilerliyoruz. Türkiye ekonomisine olan koşulsuz, şartsız inancımızla sektöre referans teşkil edecek altyapı ve üstyapı yatırımlarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”
Paylaş