Montenegro’da gayrimenkul yatırımı cazip mi

4dk okuma

Hiç şüphe yok; Emlak Türkiye’nin gözde sektörlerinden.

Haberin Devamı

“Fiyatlar arttı, azaldı; kiralar düştü düşmedi; arz yeterli, değil; talep artıyor düşüyor...” Sürekli gündemimizde. 2024 ilginç bir yıl oldu. Kredi musluklarının kapanmasıyla birlikte talep ciddi derecede geriledi. Talep düşüşü fiyatları çok fazla geriletmese de yerinde saydırdı. Kira artışlarıyla ilgili sınırlama kalktı, enflasyon hesabı tekrar devreye girdi. Kentsel dönüşüm bölgesel bazda devam ederken yeni markalı proje sayısında gözle görülüyor bir azalış yaşandı. Özetle emlak sektörü 2024’ü buruk tamamlıyor, 2025’e az da olsa umutla giriyor. İçeride hal böyle olunca bazı Türk müteahhitlik firmaları yüzünü yurtdışına çevirdi. Bunlardan biri de Sera Group. Bilmeyenler için söyleyeyim. Sera, uzun bir dönem TAV Havalimanları Holding’in kaptanlığını üstlenen Sani Şener tarafından 1995 yılında kuruldu. Sonrasında ikinci jenerasyon da işin içine dahil oldu. Hali hazırda Sera’da Sani Şener Yönetim Kurulu Başkanı, oğlu Ozan Şener CEO ve kızı Damla Şener Akkaynak CFO olarak görev yapıyor.

Haberin Devamı

‘TÜRKLER SÖZ SAHİBİ OLMALI’

Geçtiğimiz günlerde Ozan Şener ile bir araya geldik ve 30’uncu yılını kutlamaya hazırlanan Sera’nın projelerini konuştuk. Ozan Şener Türkiye’deki işlerin yavaşlamasıyla birlikte yurtdışına ağırlık verdiklerini şu sözlerle anlattı:

“Afrika bölgesinde çok sayıda ihaleye teklif vermeye başladık. Çok da davet alıyoruz. Hepimiz yüzümüzü buraya geri dönmüştük ama şimdi yeniden açılmaya başladık. Benim bu aralar Afrika’ya, Dubai’ye, Katar ve Suudi Arabistan’a çok ciddi seyahatlerim oluyor. Türk işçisi bu pazarlara geri dönecek, seramik sektörü, demir çelik sektörü yeniden bu pazarlara açılacak.”

Montenegro’da gayrimenkul yatırımı cazip mi

Ozan Şener, Türklerin yurtdışı gayrimenkul sektöründe kesinlikle daha çok söz sahibi olması gerektiğine de dikkat çekti. Bu işi sadece bir Türk şirketin yurtdışında iş yapması olarak algılamamak lazım. Şener yurtdışında iş yapmanın Türkiye’ye sağladığı faydaları anlattığı sözleri de çok önemli:

Haberin Devamı

“İngiliz, Alman diğer Avrupalı gruplar çok ciddi yatırımlar yapıyor ondan sonra kendi ülkelerindeki vatandaşlarına satıyorlar. Bizler bu kadar büyük bir müteahhitlik ülkesi olup her şeyi sadece Türkiye’de arıyoruz. Türkiye’de Türklere satarak, Türk bankalarından kredi alarak bir şeyler yapıyoruz. Sistemi kendi içine döndürmeye çalışıyoruz. Halbuki bu tecrübemizi yurtdışına taşımamız gerekiyor. Bunu yaparsak Türkiye’den hammadde satışı yapabileceğiz, işçi götüreceğiz, döviz getireceğiz. Özetle cari açığa katkı sağlayacağız.”

Türk müteahhitlik firmalarının yurtdışı pazarlardaki başarıları azımsanamayacak kadar çok. Ozan Şener’in dikkat çektiği gibi bu başarıyı daha da geniş bir alana daha çok firma ile yaymayı başarırsak, sanırım hem firmalar üzerindeki baskı azalacak hem de ülkemiz çok daha fazla fayda görecek.

Haberin Devamı

‘7 YIL UĞRAŞTIK’

Tam da konuşmamızın bu bölümünde Ozan Şener gündeme Karadağ’daki projeleri Riviera Montenegro’yu getirdi. Budva’da denize sıfır inşaatına başlanan projede Sera’nın iki ortağı daha var. Murat Kader ve Habib Arıkan.

Montenegro’da gayrimenkul yatırımı cazip mi

Türk müteahhitler yurtdışına daha da çok gitsin diyoruz ama farklı coğrafyalarda iş yapmak çok da kolay değil. Ozan Şener ve arkadaşı da olan iki ortağı yıllar önce aldıkları arsaya proje inşa etmek için bakın nasıl zorlanmışlar:

“Türkiye çok büyük bir inşaatçılık ülkesi. Burada iş yapmak çok kolay ve daha hızlı. Montenegro’da, Balkanlar’da hatta Orta Avrupa’da inşaat namına hiçbir şey yok. Her şeyi Türkiye’den götürüyoruz. İşçimiz, personelimiz dahil. Montenegro’da prosedürlerle yedi yıl uğraştık. Sık sık hükümet değişiyor, bazen üç ayı bakansız geçiriyorsun vs.”

Haberin Devamı

İçinde 212 daireli rezidans ve bir oteli olan proje için Swissotel ile anlaşma sağlanmış. Kiralanabilir alanlar ve 150 metrelik sahili bulunan proje Türkiye’den de yoğun ilgi görmüş. Türklerin yanı sıra Rus, Sırp, İngiliz ve Amerika’dan da müşterileri olduğunu belirten Şener, Montenegro’nun Avrupa’nın ortasında Avrupa Birliği’ne girmeye en aday ülkelerden biri olduğunu bu nedenle ve dünya genelinden talep gördüğünü söylüyor. 

Ozan Şener’in proje ile ilgili verdiği detaylar ise şöyle:

“212 dairenin satışında yüzde 50’deyiz. Casino hakkımız da var. Yaklaşık 100 milyon Euro’luk bir yatırım. Montenegro’da daire fiyatlarımız 420 bin Euro’dan başlıyor. Yaklaşık 60 metrekare net 1+1’imiz. Türkiye’deki brüt 90 metrekare büyüklüğüne denk geliyor. Swissoteli şöyle tasarladık, 144 standart oda var. Otelin süit odaları bizlerin 1+1’leri ve 2+1’leri olacak. Yani burası aslında komple 346 anahtarlı bir otel kompleksi diyebiliriz. Swissotel aldığınız daireleri kiraya verebilecek. Dairelerimizin geri dönüşünün 9 yıl gibi olacağını tahmin ediyoruz. Montenegro, Avrupa’da geri dönüşün en hızlı olduğu lokasyon. Şu anda inşaatta yüzde 10-15 mertebesindeyiz, yazları çalışılmadığından dolayı 36 ay sürecek inşaatımız. Satışı 24 ay vadeli yapıyoruz. Yüzde 25 peşinat alıyoruz, vadesiz taksitle kişiye göre ödeme planı çıkarıyoruz.”

Haberin Devamı

Ozan Şener’in belirttiği gibi dokuz yılda geri dönüş sağlanabilirse Montenegro’da gayrimenkul yatırımının şu an için hayli cazip olduğunu söyleyebiliriz.

 

‘AVRUPALININ İLGİSİNİ ÇEKMEMİZ ŞART’

TÜRKİYE’de ağırlıklı olarak Arap dünyasına, biraz İran biraz da Azeri dünyasına konut satabildiklerine dikkat çeken Ozan Şener, “Halbuki bizim de kesinlikle Avrupa’ya çok ciddi ev satmamız lazımdı. Bodrum’da Kempinski rezidans projesi yaptık bir tek İstanbulluya satabildik. Montenegro ile karşılaştırınca eski Avrupalı müşteri Adriyatik kıyılarına kaydı diyebiliriz” diye konuştu.

İnşallah bundan sonra Türkiye’deki gayrimenkul projelerine de eskiden olduğu gibi Avrupalılar yeniden ilgi gösterir. Bunun için yeni stratejiler geliştirmek ekonominin yanı sıra siyasi açıdan da çok önemli değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları