Paylaş
Kaybettiğimiz canlar geride kalanlar için acı bir ders oldu. Yıkılan evlerin ardında kalan moloz yığınları deprem gerçeğini zihnimizin en ücra hücresine kazıdı. Yanılmışız. Ne yazık ki işini yapmayanların görmezden gelindiği, işini yapanların ise cezalandırıldığı, hatta dövüldüğü düzen devam ediyor.
Deprem sonrasında kaleme aldığım yazılarda denetim sistemindeki aksaklıklara dikkat çekmek istedim. Ayda 3-4 bin liraya çalıştırılan, işe bile gitmek zorunda olmadıkları vurgulanan, sadece imza atması gereken “pasif mühendisler” gerçeğini aktardım. Denetim şirketlerinin hiç utanmadan, sıkılmadan pasif mühendis çalıştırdığını, bu mühendislerle inşaatlarda sözde denetim yaptıklarını açık açık yazdım. Diploma kiralayan şirketlerin inşaatlarda yaptıkları sözde denetimler ortaya saçıldı. TV’deki tartışmalardan anlaşıldı ki denetimin diğer aktörleri arasında yer alan laboratuvar elemanlarının mikserlerden aldığı beton numunelerinin Türkiye genelinde yüzde 26’sı İstanbul’da ise yüzde 40’ı standarttan düşük özelliklere sahip.
Daha inşaatların başlangıç aşamasındaki riskler ortada. Görevini yapmayan, ihmal eden, hatta insanların canına kastedenleri durduracak, cezalandıracak yeni düzenlemelerin bir an önce yapılması şart. Umarım bu konuda gereken adımlar hızlıca atılılır. Biz görevini layığıyla yapmayanları tartışaduralım peki ya görevini gerçekten hakkıyla yapanlar ne durumda?
Bakın Uşak’tan dün gelen habere. “Betona su kattılar, itiraz eden kontrol mühendisini dövdüler... Uşak’ta yapı denetim mühendisi numune aldıktan sonra gözü önünde betona su kattılar. İtiraz eden mühendis ve yanındaki stajyer, inşaatın kalıp ustaları tarafından dövüldü. İnşaat Mühendisleri Odası sorumluların cezalandırılmasını istedi, ‘Şantiye şefi başında bulunmayan hiçbir şantiyede denetim yapılmayacaktır’ açıklaması yaptı.”
BETON DÖKÜLÜRKEN SU SIKTILAR
Önce Sözcü gazetesinden Selami Aydın’ın gündeme taşıdığı bu haberin ayrıntılarını paylaşayım.
Yapı denetim firmasında kontrol mühendisliği yapan Y.Y., yanındaki stajyer A.A. ile birlikte inşaat sahasına girerek beton dökümü sırasında ilk mikserden numune alıyor. Onlar bu numuneyi aldıktan sonra beton mikseri betonu boşaltmaya başlıyor. İşçiler boşaltım esnasında mikserin içine su sıkmaya başlıyor. Durumu fark eden mühendisler ‘bunun yasak olduğunu’ belirterek uyarıda bulunuyor. İkinci mikserde de aynı şey yaşanınca mühendisler yine durumu kalıp ustalarına anlatmaya çalışıyor. Kalıp ustaları mühendisi binanın üst katlarına çağırıyor. Stajyer ve mühendis binaya çıkmaya çalışırken merdivenlerde birden inşaat kalıpçılarının saldırısına uğruyor. Dövülen mühendis ve stajyer darp raporu alıyor, inşaat ustalarından şikâyetçi oluyor.
O MÜHENDİS GÖREVİNİN BAŞINDA
Dün İnşaat Mühendisleri Odası Uşak Şubesi Başkanı Ümit Alp ile görüştüm. Darp edilen mühendisin görevinin başında olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Küçük bir yerde yaşıyoruz. Olay bize ulaşınca konuyu hemen Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, belediye başkanlığına aktardık. Savcılık ile bizzat görüştük. Denetimci mühendislerin kamu adına görev yaptığını vurguladık. Başta savcılık çok dikkate almadı ancak olay kamuoyunda ses bulunca ifade vs gerekli adımlar atıldı.”
Uşaklı mühendisler kent meydanında toplanarak meslektaşlarına yapılan saldırıyı kınadı. Burada yaptığı konuşmada beton dökülürken su katılmasının mukavemeti düşürdüğüne de dikkat çeken Ümit Alp “Bir daha felaketler yaşanmasın, insanlarımız hayatlarını kaybetmesin diye mücadele eden bir mühendis ve stajyer kardeşimiz tekme tokat dövülerek feci şekilde darp edildi. Meslektaşımızın ve stajyer kardeşimizin tek suçu, güvenli bir bina yapılması için beton kalitesinden ödün vermemek adına beton harcı içerisine sonradan su ilavesini engellemeye çalışmalarıdır. Ne yazık ki bu insanlık dışı saldırı ilk değildir. Yapı denetim firması çalışanları, denetim görevlerini yerine getirirken şantiyelerde aynı riskle her zaman karşı karşıya kalmaktadırlar. Geldiğimiz noktada görüyoruz ki meslektaşlarımızın can güvenliği yok. Böylesine önemli bir kamu görevini yerine getirirken karşılaştığımız şiddetin hiçbir izahı, gerekçesi, affı olamaz. Bu yüzden tüm halkımızı yanımızda durmaya, destek olmaya davet ediyoruz. Şantiye şefi başında bulunmayan hiçbir şantiyede denetleme işleri yürütülmeyecektir” diye konuştu.
Uşak’ta yaşanan olay işini dürüstçe yapan ‘aktif’ mühendislerin ve onları çalıştıran gerçek denetim şirketlerinin neler yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Deprem gerçeğiyle birlikte gelecekte aynı acıları yaşamak istemiyorsak ‘yapılacaklar listesi’ne denetim mühendisliği maddesini de eklememiz şart. Denetim mühendisleri sigortalı, kadrolu çalışmalı hak ettiği maaşı almalı. Pasif mühendislik kavramı tarihe karışmalı. İnşaat denetimi sözde kalmamalı. Kamu adına denetim görevi yapan mühendislere bırakın dokunmayı sözle bile müdahalede bulunmak ciddi suç sayılmalı. İşini dürüst yapan mühendislere hak ettikleri saygınlığı göstermemiz onları korumamız şart.
Paylaş