Paylaş
Kendini marka yapma çabasına da yakından şahidim. Gıda sektörü ile ilgili ya da restoranlarla ilgili bir şey yazmaya kalktığımda bilgi aldığım referans isimler arasındadır. Özellikle sahte gıda konusunda kaleme aldığım birçok konuda tecrübesinden faydalanma şansı bulmuşumdur.
Kendi adını taşıyan restoranları olan Ramazan Bingöl dün Tüm Restoran ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Genel Başkanı şapkasıyla önemli bir açıklama yaptı. Ayrıntısını bugün Yasemin Salih’in haberinde detayı ile okuyabilirsiniz ama ben de özetini aktarayım:
-Son dönemde birçok emtia ve girdi fiyatında gerileme yaşandı. Dolardaki hareketlilik duruldu. Bu nedenle tüm restoran ve lokantalara ramazan ayına kadar fiyat sabitleme çağrısında bulunuyoruz. Gelin enflasyonla mücadele elimizi taşın altına koyalım.
Ramazan Bingöl’ün çağrısı önemli. Ancak ben bu önemli çağrıya birkaç nedenle itiraz ediyorum. Bir kere tüm restoran ve lokantalar aynı konumda değil. Hitap ettikleri kitle, konumları, kiracı olup olmadıkları vs o kadar önemli ki. Hepsini aynı koşullarda kabul edip bir sorumluluk yüklemeyi doğru bulmam. Maliyeti ramazan ayına kadar (kira, çalışan zammı vs nedenlerle) artacak restoran ve lokantaların bu artışa paralel artışları yapması yaşamaları açısından kritik önemdeyse onları bir fiyat sabitlemeye davet etmek haksızlık olmaz mı?
Maliyetleri artmayacak, kendi işyerinin sahibi, çalışan zamlarını vs maliyet artışlarını karşılayabilecek restoran ve lokantaların Ramazan Bingöl’ün çağrısına uyabileceğini düşünüyorum.
Hatta bu çağrıyı bir adım ileriye götürüyorum. Madem Ramazan Bingöl’ün girdi fiyatlarında gerileme var, emtialardaki düşüş ve dolardaki sabitlik avantajına o zaman başta Ramazan Bingöl olmak üzere kampanyaya katılabilecek benzer durumda maliyetini düşürmeyi başarmış restoran ve lokantalara benim de bir çağrım var.
İNDİRİM YAPIN…
Kabul ediyorum. Serbest piyasada herkes dilediği restorana gidebilir, isteyen istediğini dilediği fiyata satabilir. Ancak madem bazı kesimlerden fiyat dondurmayı, indirim talep etmeyi hak görüyoruz o zaman hepimiz taşın altına gerçekten elimizi koymalıyız.
“Bazı restoranlar özellikle orta gelirliler için ulaşılmaz hale geldi.” “Benim restoranım dolu bu beni bağlamaz. 250 liraya Adana kebap satarım. Adam başı 500 TL hesabımı alırım. Maliyetimdeki düşüşe rağmen indirim yapmam” diyorsak, o zaman herkese çağrı yapıp, ‘fiyat sabitle’ demeye de hakkımız yok derim.
Paylaş