Paylaş
Hürriyet Ankara Temsilcisi Deniz Zeyrek ile kapalı olan TEM otoyolunda yürüyor, aynı zamanda aramızda konuşuyoruz. Bu işin arkasında kim ya da kimlerin olabileceğini tartışıyoruz. Ne olduğunu anlamaya çalışıp Hürriyet’i tekrar hazırlamak için gazete binasında toplanan ekibe katılacağız. Otostop ile durduğumuz araçtaki gençler darbecilere karşı destek için havalimanına gidiyor. Aracı kullanan, toplanan halka bağırıyor: Direnin. Bir kavşakta iniyoruz, şanslıyız taksi var, arka yollardan gazeteye ulaşıyoruz. Yaklaşık 3 saatlik bir mesainin ardından tam da yeniden hazırladığımız Hürriyet’i bitirmeye hazırlanıyoruz ki bir helikopterin sağır edici sesi yankılanıyor. İki üç dakika geçiyor, “CNN Türk’e girdiler” bağrışmalarını duyuyoruz. Sonrasında da giriş katındaki güvenlik görevlisi arkadaşlarımızla askerin karşı karşıya gelişi ve ‘herkes elini kaldırsın, toplanın’ haykırışları. Cuma gece yarısını çoktan geçtiği bir saatte Hürriyet binasında askerlerin silahıyla burun buruna geldiğimizde iki kişiyi düşünüyorum; kızımı ve oğlumu...1980 darbesi olduğunda tam da oğlumun yaşındaydım ben. Siyah-beyaz ekranda hayal meyal hatırlıyorum apoletli bildirileri, konseyli haberleri, paşalı seçimleri...
TEK YOL EĞİTİM
Bu ülkeden darbeleri, kalkışmaları görmeyen bir nesil gelip geçmeyecek anlaşılan. ‘Ülkeyi kurtarıyoruz’ gerekçesini kendine siper edip, eline aldığı silahın gücüyle kendi insanına kendi çıkarı için zulm edenler ne zaman tükenecek? Darbelerin bir ülkenin insanını nasıl kemirdiğini, değerlerini tahrip ettiğini beyinlere kazımamız şart. Bunun tek bir yolu var. Eğitimi ‘şucu-bucu’lardan kurtarıp demokrasimizi daha da kuvvetlendirmek.Bakın dün geceki silahlı girişim başarılı olsaydı bizi ekonomi cephesinde nasıl bir gelecek bekliyordu...Serbest piyasa ekonomisine zorunlu bir mola verecektik. Tıpkı 1980 ve daha önceki darbelerde olduğu gibi paramızın değeri düşecek alım gücümüz azalacaktı. Ekonomiyi düzenleyen kurumlarda büyük değişiklikler yaşanacak kurallar keyfe keder belirlenecekti. Demokrasiye verilecek mola nedeniyle alınacak kararları sorgulamak da mümkün olmayacaktı. Türkiye’nin notu düşürülecek, yatırım yapılabilir ülke olmaktan hızla çıkacaktı. Ülkeye para girişi hayal haline geleceği gibi Türkiye’den sermaye kaçışı da kaçınılmaz olacaktı. Darbeler sadece hak ve özgürlükleri yok etmedi, halkın alım gücünü de ezdi geçti, gelir dağılımını bozdu. Bu kez de aynısını yaşayacak, kaçınılmaz bir biçimde geri gidecektik.
ETKİLER OLUR AMA...
Peki, bu kalkışmanın püskürtülmesi Türk ekonomisini hiç mi etkilemeyecek? Kısmen de olsa etkiler görebiliriz. Örneğin Türkiye’ye son dönemde gelen yaklaşık 7 milyar doların bir bölümü ‘Türkiye darbeye kalkışılan bir ülke” gerekçesiyle gidebilir. Bu özellikle kurlar üzerinde baskı yaratabilir. Normalleşme açıklamaları ise etkileri sınırlayacaktır. Ama artık bu işin tamamen rafa kalkması gerekiyor.Daha güçlü bir ekonomi için, kalkınma için... Darbelerin tarih olması için... Daha da güçlü bir demokrasi... Zaman kaybetmeden....
Paylaş