Paylaş
Yukarıdaki sözlerin sahibi Burhan Karaçam.
Remzi Kitapevi’nden 2015’in sonunda çıkan Dönüşüm Yolculuğu kitabının önsözünde böyle sesleniyor okurlarına.
GÜNAYDIN BİREYSEL BANKACILIK
Bir gün belki de farkında olmadan bir değişime imza atarsınız ve o değişim yine siz farkına varmadan bir sektörü yeniden dizayn eder.
Tam da böyle oldu.
1988-1999 yılları arasında Yapı Kredi Bankası’nın genel müdürü olan Burhan Karaçam o tarihe kadar bankacılığın ‘bireysel’ yani sokaktaki adam konusunu arka planda tutan, ihmal eden bankaları peşinden sürükleyecek bir dönüşüm hareketine kaptanlık etti. Başında bulunduğu banka da sektör de o yıllarda çok değişti...
Geçtiğimiz günlerde buluştuk, Burhan Karaçam ile... Dostumuz, Tijen Mergen de bizimleydi ve tam da benim finans muhabirliğine ilk adım attığım yıllarda yaşanan bu dönüşüm hareketini birlikte hatırladık, andık.
JOBS’TAN BEKLEME
İş hayatının neresinde olursanız olun başarmanın anahtarı, değişimin, dönüşümün getirdiği fark yaratmakla ortaya çıkıyor.
Karaçam, “Eğer dünyanın ve insanların ihtiyaçlarının değiştiğini düşünüyorsanız, rekabette güçlü olmak için fark yaratılması gerektiğine inanıyorsanız, yaratıcı düşünceleri ortaya koyacak olan insanlar, çalışanlardır. Tepedeki yönetici değil yani her şeyi onun yaratması mümkün değil. Her şeyi Steve Jobs’tan bekleyemezsiniz” diyor.
Karaçam’a göre çalışanları baskı altında tutan yöneticilerin ve şirketlerin bunu yapabilmesi yani fark yaratacak fikirlere ulaşması mümkün değil.
Bu noktada sözü tamamen Karaçam’a bırakıyorum:
“Çalışanını dinlemeyen, fark yaratamayan kurumlar bunu başaranların gerisinde kalacak. Bu ülkeler için de geçerli. Ben bunun pratikten gelen bir şekilde, 20 yıl önce nasıl yapıldığını kitap sayesinde anlatmış oldum. İşin içine anlatanlar ve belgeler girdi. Yani tamamen interaktif bir yapı var. Yoksa konuşmaya gelince herkes yapıyor. Bunu ispatlamaya, belgelemeye gelince yapacak bir şey yok. Ben Türkiye’nin de geleceği açısından bu anlayışın yayılmasını istedim.
ODAĞINDA İNSAN VAR
Temelde o işi en iyi yapanlar bilirler o işin sıkıntılarını. Eğer onları yönetime katamazsanız eğer onları o iş daha iyi nasıl yapılır o konudaki görüşlerini alamazsanız onları da motive edemezseniz onlar da düşünür, düşünür boş verirler sahiplenmezler. Bizim o büyüme ve dönüşüm hikayemizin hem banka hem sektörün dönüşümünün altında yatan oydu. Açık özgür bir ortam yaratılması herkesin özgürce fikrini söyleyebilmesi, bu insanların yönetime katılarak bu farkı yaratarak elde ettikleri sahiplenme duygusu bankaya katkıları, mutlulukları, rekabette öne geçmeyle birlikte yaratılan böyle devasa bir kültür var orada. Odağı insan olan...”
Böyle diyor Burhan Karaçam. 90 saatlik kayıt dijitale aktarılmış, onlarca kişi tekrar dinlenmiş, sadece sunuş bilimine bile 30 saat harcanmış ve ortaya bir bankanın ve sektörün dönüşüm hikayesi çıkmış. Hem kitap hem de belgesel fark yaratmak isteyenlere çok ama çok önemli ipuçları veriyor. Karaçam bu projenin tüm gelirini de Yapı Kredi Emeklileri’ne bırakmış.
Tijen Mergen belgeseli ilk izlediğinde yorumu, “Siz o zaman yatırımlar falan bir kenara asıl insanla uğraşmışsınız” olmuş.
Zaten her şey insanda başlıyor ve bitiyor...
İyi haftalar.
Paylaş