Paylaş
Konferans öncesi beklentiler çok yüksekti. Küresel ısınma ve sera gazı salınım oranlarını azaltma amacıyla Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine taraf ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen konferansa Türkiye’den ilgi büyüktü.
COP29’a katılan isimlerden biri de Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı Kıvanç Zaimler’di. Zaimler Sabancı Grubu’ndaki görevinin yanı sıra konferansta Dünya Enerji Konseyi Türkiye Başkan Yardımcılığı şapkasıyla da yer aldı. Geçtiğimiz hafta bir grup gazeteciyle bir araya gelen Zaimler hem COP29 ile ilgili hem de enerji piyasasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle Zaimler’in gözünden COP29’u aktaralım:
Bütün konu finansman. Kavganın en büyük sebebi gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkelerin bu iklim değişikliğindeki kavgalarıydı. Ben de biraz da Türkiye’nin doğru yerde konumlandırılmasının, Türkiye’de daha fazla yabancı yatırımcı olmasının derdindeyim. Sadece finansal yatırımcı değil yani, enerji oyununu iyi bilen dünyanın stratejik oyuncuları gelsinler, Türkiye’ye yatırım yapsınlar. Ben biraz bunun sözcülüğünü yapmaya çalışıyorum.
Geçmişte iklim krizine yol açmayan gelişmekte olan ülkeler, bugün bu krizin etkilerini en yoğun şekilde hissediyorlar. ‘kayıp ve hasar’ kavramı, tarihsel olarak yüksek emisyonlardan sorumlu sanayileşmiş ülkelerin, bu ülkelerdeki iklim krizinin etkilerini azaltmak adına finansal destek sağlamasını talep eden bir adalet çağrısı olarak öne çıkıyor.
Gelişmekte olan ülkeler, krizle başa çıkmak için yeterli kaynaklarının olmadığını belirterek, bu taleplerinin haklı ve adil olduğunu vurguluyorlar. Ancak görüyoruz ki, iklim finansmanı süreçleri hızlanmalı.
COP29 toplantısında birçok konu seneye Brezilya’da yapılacak toplantıya ertelendi. COP29 petrolün gölgesinde kaldı. Ayrıca bizim de 2031 adaylığımız var.
Bakü’ye Türkiye’den çok katılım vardı, hatta bu biraz da eleştirildi. Birçok yabancı, uluslararası şirketin yöneticisi oradaydı. Türkiye’nin orada ayak izinin olması iyi bir şeydi. Türkiye’nin oradaki standı son üç senedir gerçekten iyi. İyi yaptığımız işlerden bir tanesi de bu.
COP29’da çok fazla ülke temsilcisi ile ikili görüşme yaptım. Herkes Çin diyor. Oyunu kuran, yenilenebilir enerjideki bütün dönüşümü yapan, buna rağmen hâlâ dünyadaki en fazla kömürü de tüketen, hem en büyük karbon ayak izini yaratan hem de en büyük çözümü getiren Çin. Esasında görünmeyen lider. Çin, ABD ve Avrupa üçgenindeki ticaret savaşların da şu an kaybedeni gibi gözüken Avrupa.
Almanya çeviklikte geri kalıyor. Bu noktada iki sebepten dolayı Türkiye’yi çok şanslı görüyorum. COP29 toplantılarından aldığım en büyük bilgi şu; Türkiye için muazzam bir fırsat var.
DÖNÜŞÜMÜN MALİYETİ YAKLAŞIK 115 MİLYAR $
ÜÇLÜ dengenin önemine vurgu yapan Sabancı Holding Enerji Grubu Başkanı ve Enerjisa Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Zaimler, “Güneş ve rüzgâr çok iyi ama tam güvenilir değil. Her zaman söylüyorum, üç şey yapacaksınız. Arz güvenliğini sağlayacaksınız, maliyet kesenize uygun olacak ve temiz olacak” dedi. Zaimler şöyle devam etti:
“Türkiye’nin bu dönüşümü sağlayabilmesi için kanuni düzenlemeler, bakanlıklar arası eşgüdüm içinde çalışmak lazım. Üç hafta önce Enerji Bakanı, 2035 Yol Haritası açıkladı. Zor ama imkânsız olarak görmüyorum.
2035 yılına kadar yapılması gereken yenilenebilir enerji yatırımı bugünün dört katı olarak planlanıyor. Bunun ülkemize maliyeti ise hem altyapı hem üstyapı yatırımlarıyla yaklaşık 115 milyar dolar. Bu maliyetin devlet ve özel sektör tarafından karşılanabilmesi için ise uluslararası doğrudan yatırımcıyı ülkemize çekmemiz gerekiyor. Bunun için de yatırımlar esnasında gerekli izinlerin vb alınması konusunda sektörün önünün açılması gerekiyor.”
TEİSAŞ HALKA ARZ EDİLSİN
KIVANÇ Zaimler, buluşmada ilginç bir öneride bulundu. Enerji Bakanı Bayraktar’ın “TEİAŞ, EÜAŞ, ve Botaş’ı özelleştirebiliriz” görüşüne vurgu yapan Zaimler, “TEİAŞ bir ulusal şebeke işletmecisi gibi, iletim şirketi gibi insan kaynağı profesyonelleşmiş halde devlette kalsın. Hiç kimse almasın. Halka arz edilsin, özerk olsun. Görev zararı olmayacak şekilde düzenlensin. Doğru yönetilmeye başlandığı zaman verimliliği de göreceğiz” diye konuştu.
‘TRUMP İLE TEŞVİKLER AZALIR’
TRUMP’ın ABD başkanlığını devralması sonrasında konvansiyonel enerji cephesinde bir değişiklik olacağını düşünmediğini belirten Zaimler, “Daha ileri iklim teknolojileri dedikleri depolama, hidrojen ve füzyona kadar giden, teşvikler ve destekler, ABD tarafında azalabilir. Bu da özel sektör, akademi ve kamu ABD’de iyi çalışan bir üçgen. Bu üçgenin bir bacağını biraz zayıflatabilir. ABD’de yeni bir enerji yatırımı yapmak cazip. Az risk az getiri ama garanti. Ama zor. Ben iddia ediyorum biz çok zor bir işi yaptık. ABD’de yenilenebilir yatırım yapmak kolay değil. ABD’de kredi alırken çok sağlam bir iş planınızın olması lazım. Biden’dan sonra Trump ile teşvikler azalır, ama normal oyun planı devam eder. Çünkü ABD’de de ihtiyaç var. Bizim yatırımlar Teksas’da. Teksas‘ın elektriğe ihtiyacı var” dedi.
Paylaş