Paylaş
"TÜRKİYE’ye her geldiğimde işinsanlarına söylüyorum. Benzetmek gerekirse yokuştan aşağıya freni boşalmış bir kamyon üzerimize doğru geliyor ve biz seyrediyoruz. Avrupa’nın Sınırda Karbon Vergisi’ni çok kısa bir süre içerisinde uygulamaya başlayacağı kesinleşti. Dolayısıyla Avrupa ile işbirliği içinde olan diğer tüm ülkelerin de Sınırda Karbon Vergisi uygulaması kapsamında süreçlerini sürdürülebilirlik açısından ele alması elzem. Bildiğim kadarıyla ihracatının yüzde 50’ye yakını Avrupa ülkelerine yapan Türkiye de bu konuda ivedilikle somut adımlar atmalı. Bunun için geç kalınmış olduğunu düşünüyorum. Konuyu iş dünyasının ve kurulan yeni hükümetin en temel gündem maddesi haline getirmesi gerektiğine inanıyorum. Sınırda Karbon Vergisi Türkiye ekonomisini nasıl etkiler, bu etkileri minimize etmek için hangi tedbirleri almalıyız sorularını bir an önce masaya yatırmamız gerekiyor.”
Bu sözlerin sahibi Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol.
Fatih Birol
Fatih Birol ile Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), Fransa Enerji Dönüşümü Bakanlığı ile ev sahipliği yaptığı, Schneider Electric işbirliğinde Fransa’nın Versay kentinde düzenlenen 8. Küresel Enerji Verimliliği Konferansı sırasında görüştük. Sınırda Karbon Vergisi’nin ülkelerin ve şirketlerin ticaretini yeniden şekillendireceğine vurgu yapan Fatih Birol sorumuz üzerine konuyla ilgili pek çok ülkenin hazırlıklarını sürdürdüğünü Türkiye’nin de bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Birol, “Bu konuda adım atan pek çok ülke var. Örneğin, bazı ülkeler ikili anlaşmalar için Brüksel’le görüşmeler halinde. Bu süreçten muafiyet, vergi oranlarının indirilmesi ya da sürecin zamana yayılması gibi konularda müzakereler yapılıyor. Her ülke kendi koşullarına göre hesaplamalarını yapıyor ve buna göre AB ile bir süreç tasarlamak için girişimde bulunuyor. Türkiye’nin de bir an önce bu girişimleri başlatması gerek” diye konuştu.
DÜNYANIN BİRLEŞTİĞİ KONU
Fatih Birol küresel iklim değişimi ile mücadelede alınan aksiyonları nasıl değerlendirdiğine ilişkin bir soruyu ise şu şekilde yanıtladı:
“Dünyada atmosfere giden bir ton karbondioksit, ister Cakarta’dan ister Paris’ten veya Detroit’ten kaynaklansın, herkesin üzerinde aynı sonucu doğuruyor. O yüzden Avrupa net sıfır hedeflerini gerçekleştirse dahi, tüm dünya bu harekete katılmadan iklimsel etkileri değiştiremeyeceğinin farkında. Rusya-Ukrayna süreci, Amerika, Çin, Hindistan gibi ülkelerin yaşadığı anlaşmazlıklar birlikte hareket etmeyi zorlaştırıyor.
IEA 8. Küresel Enerji Verimliliği Konferansı, bu nedenle de stratejik bir önem taşıyordu. Biz bu platformda uluslararası bir birliktelik ve dayanışma yaratmayı başardık. Bundan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz.”
Hiroşima’daki G7 Zirvesi’ne de değinen Birol ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’nın katıldığı bir ortamda, çizdikleri çerçeveye bütün isimlerden destek aldıklarını belirtti.
‘ÇİN’DEN DAVET ALDIM’
Fatih Birol umut verici bir haberi de paylaştı: “İki hafta sonra Çin Devlet Başkanı’nın davetlisi olarak Pekin’e gidiyorum. Bu umut verici. Çin bu anlamda çok önemli bir ülke. Çünkü emisyonların çok büyük bir bölümünün oluştuğu Çin olmadan, iklim konusunda ilerlemek mümkün değil. Çin’in olmadığı bir masada enerji ve iklim değişikliğiyle ilgili efektif bir etki ve sonuç almanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla bu daveti de uluslararası birlik ve dayanışmanın tesis edilmesi adına önemli buluyorum.”
ENERJİ VERİMLİLİĞİ SAYESİNDE 12 MİLYON YENİ İSTİHDAM
ULUSLARARASI Enerji Ajansı (IEA), küresel enerji ve iklim liderlerini Fransa’da enerji verimliliğine ilişkin önemli bir bakanlar toplantısı için bir araya getirdi. IEA’nın yeni analizi, küresel ısınmayı 1.5 °C ile sınırlama hedefini ulaşılabilir tutarken enerji güvenliğini ve satın alınabilirliğini artırma çabalarının bir parçası olarak, dünyanın bugünden 2030’a kadar verimlilik konusunda iki kat ilerleme kaydetmesi gerektiğini gösteriyor.
Schnider Elektrik’in davetlisi olarak gittiğimiz Versay’da gerçekleştirilen IEA’nın 8. Yıllık Küresel Enerji Verimliliği Konferansı, enerji verimliliği iyileştirmelerinin nasıl hızlandırılacağını ele almak için 30’dan fazla bakan ve 50 CEO’nun da aralarında yer aldığı 80’den fazla ülkeden 700 kişiyi bir araya getirdi. Konferansı kapsamında “Enerji Verimliliği: Aksiyon için 10 Yıl” başlıklı rapor da yayınlandı. Rapora göre, dünyada enerji verimliliğindeki ilerleme geçen yıl yüzde 2.2’ye ulaştı. Bu oran son 5 yıldaki ortalamanın iki katı. Küresel enerji talebi yüzde 1 artarken, enerji verimliliği uygulamalarında gelişim olmaması durumunda talebin üç kat artacağı hesaplandı. Enerji verimliliğinde büyük çaplı farkındalık kampanyaları düzenleyen 25 ülke, tüketicileri yüksek faturalardan korumak için 900 milyar dolar harcadı. Tüketicilerin faturalarının düşürülmesi, yeni istihdam fırsatları yaratıyor. Küresel enerji verimliliği yatırımlarının ise 2030’a kadar 1.8 trilyon dolara yükselmesine ihtiyaç var. Enerji verimliliğinde gereken ilerlemenin sağlanmasıyla dünya çapında 12 milyon yeni istihdam fırsatının oluşacağı ve 800 milyon kişinin elektriğe erişiminin sağlanabileceği öngörülüyor.
TASARRUFU 2 KAT ARTIRMALIYIZ
VERSAY’daki konferansta konuşan Schneider Electric Yönetim Kurulu Başkanı Jean-Pascal Tricoire, enerji ve iklim krizinin önlenmesinde enerji tüketiminin optimize edilmesinin birinci öncelik olduğunu ifade ederek, “Tüm olanaklara sahibiz, sahip olmadığımız tek şey ise zaman. Elektrifikasyon ve dijital enerji verimliliği teknolojilerinden sonuna kadar faydalanmak için daha fazla zaman kaybedemeyiz” dedi.
Etkinlikte bir araya geldiğimiz Schneider Electric Başkan Yardımcısı Barbara Frei, ise “Ne hakkında konuştuğumuzu, nereye gittiğinizi bilmek için öncelikle verilere ihtiyaç var. 2022’de dünya olarak yüzde 2 enerji tasarrufu yaptık, ancak hedeflerimize gerçekten ulaşmak istiyorsak bunu yüzde 4 yapmamız gerekiyor. Bu son derece önemli bir girdi ve gerçekten somut planlar yapmak için bundan sonra nasıl ilerleyeceğiz? Şirket olarak her zaman şu önemli hususa vurgu yapıyoruz: Optimizasyonu, sürecinizi çok daha kontrol edilebilir hale getirdiği için yaparsınız. Dijitalleşirseniz verilerin sağladığı şeffaflığı elde edersiniz. Tabii bir de elektriğe geçiş var. Yani, fosil yakıtlara dayalı bir sürecin yerine elektriğe dayalı bir süreci getirerek karbonsuzlaştırırsınız ve bu da size net sıfırı sağlar. Yani, bu bir ilke, gerçekten de bu üç unsur üzerine inşa ediyoruz. Schneider Electric de son 20 yılda portföyünü bu şekilde oluşturdu” diye konuştu.
Barbara Frei
5 ARAÇTAN 1’İ ARTIK ELEKTRİKLİ
BİR diğer etkileyici gelişmenin ise elektrikli araçlar sektöründe yaşandığını belirten Birol “İki sene önce, dünyada satılan her 25 otomobilden 1’i elektrikliydi, bu sene ise satılan her 5 otomobilden 1’i elektrikli olacak. Bu trendin artmaya devam edeceğini öngörüyoruz“ dedi.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ YATIRIMLARINI COŞTURAN 3 NEDEN
Fatih Birol enerji verimliliği teknolojilerinde muazzam bir büyüme olan 2022’de, küresel enerji verimliliği yatırımlarındaki artışın, ortalama artışın iki katı üzerinde gerçekleştiğine dikkat çekti. Birol, yükselişin ardındaki 3 temel nedeni ise söyle sıraladı:
1- Enerji fiyatlarındaki artışın yarattığı trend. Artan enerji maliyetleriyle birlikte, bireyler ve kurumlar bu teknolojileri kullanmaya her zamankinden daha fazla istekliler.
2- Hükümetlerin enerji güvenliği için getirdiği enerji verimliliği odaklı tedbirler.
3- Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere kimi ülkelerde artan çevre bilinci ve iklim değişikliğine çözüm bulmak için enerji kullanımını azaltmak amacıyla gerçekleştirilen enerji verimliliği eylemleri.
SINIRDA KARBON VERGİSİ NEDİR?
AVRUPA Birliği (AB) Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Antlaşması hedefi olan sıcaklık artışını 2°C derecenin altında tutma planının bir parçası. AB Yeşil Mutabakatı ile dünyada sera gazı emisyonlarının salımının azaltılmasına yönelik adımlar atıldı. Yeşil Mutabakat ile AB ülkeleri karbon emisyonlarını 2030’a kadar 1990’a göre yüzde 55 azaltmayı, 2050’ye kadar ise karbon nötr ilk kıta olmayı hedefliyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde “Fit for 55” teklif taslağı yayımlandı. Sınırda Karbon Düzenlemesi de “Fit for 55” kapsamındaki uygulamalardan biri. Bu düzenleme ile Karbon Vergisi terimi ortaya çıktı. Karbon vergisi, karbondioksit (CO2) emisyonunu azaltmak amacıyla tüketilen fosil yakıtın içerdiği karbon miktarına bağlı olarak alınan bir satış ve emisyon vergisi. Amacı, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olan CO2 emisyonunu azaltmak.
Fosil yakıtların kullanımından dolayı üreticiler maliyetlerinin üzerine karbon vergisi ekleyerek ürünleri tüketicilere sunacak. Geçiş süreci 1 Ekim 2023’ten itibaren başlayacak.
ÜRETİMİN YÜZDE 80’İ İHRAÇ EDİLİYOR
Schneider Electric Türkiye Genel Müdürü İsmail Yamangil, Manisa ve Sancaktepe’deki üretim tesislerinde bin 500’ün üzerinde çalışan ve 200’e yakın yerel iş ortağıyla faaliyet gösterildiğini belirtti. Yamangil, “Üretimimizin yüzde 60’a yakınını 80 ülkeye ihraç ederek ülkemizde önemli bir katma değer yaratıyoruz. Aynı zamanda Manisa fabrikamızın, hem ürün hem de ekipman aktivitesi bazında Avrupa’daki ETO (Engineering to Order) klasmanında ilk Akıllı Fabrika unvanına sahip üretim tesisi olmasından gurur duyuyoruz” diye konuştu.
Paylaş