Paylaş
“İstanbul merkezli 11 ilde eş zamanlı gerçekleştirilen siber dolandırıcılık operasyonunda, 55 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkarıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şubesi, 8 ay süren teknik ve fiziki takip sonrası İstanbul merkezli 11 ilde çok sayıda adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Suç örgütü üyelerinin 61 mağdur vatandaştan 6 milyon 297 bin 431 lira menfaat temin ettiği, 540 bin 117 liralık dolandırıcılık eyleminin ise engellendiği belirlendi.”
Kimin ne kadar verdiğini bilmiyoruz ama 61 mağdur vatandaş toplamda 6 milyon 297 bin 431 TL dolandırılmış. Adam başı 103 bin 236 TL eder. 540 bin lira daha vereceklermiş de çok şükür, yetkililer engellemeyi başarmış. Çok sayıda adreste yapılan aramalarda dijital materyal, ziynet eşyası ve para ele geçirildi.
Peki bu 55 kişi toplamda 61 kişiyi nasıl dolandırmış, gelin bakalım...
Öncelikle dolandırıcılar kendilerini banka veya kredi kurumu çalışanı gibi tanıtmışlar.
DOLANDIRICILAR NEYE İNANDIRMIŞLAR:
* Hesaplarına dolandırıcılık parası geldiğine,
* Banka hesaplarında şüpheli işlemler gerçekleştiğine,
* Banka hesaplarına başkaları tarafından yanlışlıkla para gönderildiğine,
MAĞDURLARI NASIL İKNA ETMİŞLER:
* Aldatıcı bilgiler vermişler,
* Direkt banka bilgilerini ele geçirmişler,
* Birileriyle işbirliği yapmışlar.
Bin türlü numarayla mağdurları ikna edip kendileriyle çalışan başka kişilerin hesaplarına para göndermelerini sağlamışlar.
Şüphelilerin ayrıca başta cep telefonu olmak üzere bazı elektronik aletleri, kendilerini doktor, öğretmen ya da polis gibi tanıtarak ilana koydukları, satışını yaparak parasını aldıkları ürünleri ise alıcılara göndermedikleri tespit edilmiş.
DOLANDIRICILARA NEDEN İNANIYORLAR:
* Zafer kazanma duygusu (ödül kazandınız mesajları...)
* Otorite korkusu (emniyetten arıyoruz, tehdit mesajı atmışsınız...)
* Yardımcı olma arzusu (devletimize canımız feda, derhal...)
* Kaybetme korkusu (bu fırsat sadece bugün için sunulmuştur...)
* Tembellik (işlemler için şubeye gelemeyecekseniz, biz buradan hemen yapalım siz zahmet etmeyin...)
* Değer verilme arzusu; Ego (sizin gibi değerli bir çalışan ile iş yapıyoruz, şahsi numaranızı alabilir miyim?)
* Yetersiz bilgi (kart numaramı versem ne olacak ki?)
*Vaatçilik (kredi kart aidatı ve kredi dosya masraflarını alırız...)
(Kaynak: Türkiye Bankalar Birliği)
BUNLARA BİRAZ DİKKAT!
* Lütfen sizi polis, bankacı, hâkim, savcı vs. gibi arayanlara kanmayın.
* Polisle ilgili bir durumda emniyete, banka ile bir durumda bankaya, hâkim savcı, avukatlık bir durumda ise adliyeye başvuracağınızı söyleyin.
* Polis sizinle işbirliği yapıp telefonda terör operasyonu yapmaz!
* Kimlik bilgilerinizi vs paylaşmayın.
* Güvenilir siteler ve satıcılar dışında, bir malı almadan parasını ödemeyin.
PARALAR SANAL, ÇÖKÜŞ GERÇEK
Bitcoin’in üretim maliyeti 19 bin 300 dolara ulaşmış. Dün ben bu yazıyı yazarken bitcoin 16 bin 562 dolardan işlem görüyordu. Sadece dün yüzde 5’in üzerinde değer kaybeden bu en meşhur para biriminin 12 Kasım 2021’de gördüğü 64 bin 400 dolar çok ama çok uzaklarda. Düşünsenize o tarihte bitcoine 1000 dolar yatıran birinin artık 250 doları var. Kripto paralara gönül verenlerin en büyük söylemi merkeziyetsiz finans kavramıydı. Şimdilerde bilançoyu, denetimi, regülasyonu gündemin merkezine almış durumdalar. Denetlenmeyen başıboş kripto şirketlerine para yatıranlar kalan üç kuruşlarının derdine düşmüş durumda. Ellerinde ‘tekrar yükselir’ umudu dışında maalesef hiçbir şey yok. Bakın dün kripto paranın dahi çocuğu Sam Bankman-Fried bir günde 14.6 milyar dolar kaybetti. Kurucusu olduğu FTX, iflas için başvuruda bulundu, kendisi de şirketinin CEO’luğundan isfifa etti. Ne yazık ki paralar sanal olsa da bunlara yön verenler insan yani gerçekler. Gerçek dünyada kural olmadan hayatta kalmak zor. Risk ortada...
Paylaş