Paylaş
Dün İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel ile bir basın toplantısı düzenleyen Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy’un yukarıdaki sözlerini duyduğumda iki nedenle çok şaşırdım. Öncelikle mevcut durumda GSM teknolojileri bakımından kapsama ve internet kapasitesinin yeterli olduğunu düşünüyordum ama durum hiç de öyle değilmiş. İkincisi güçlü bir frekans olan 700 MHz bir süredir boştaymış. Hatta 11 ili sarsan deprem sonrasında bu illerde üç ay süreyle kullanılmış. Deprem sonrasındaki kurtarma ve yardım çalışmalarında haberleşme açısından çok işe yaradığına şüphe yok. Bu 11 ilde üç ay sonra 700 MHz’nin fişi çekilmiş.
Belli bir süre içerisinde sabit bir yerden geçen dalgaların (titreşim) sayısına frekans deniliyor. Radyo, telsiz yayınlarının yanı sıra GSM teknolojisinde de sesli görüşme ve veri aktarımı için de frekans kullanılıyor. Frekansın birimi Hertz, yani (hz). 1000 MHz’nin altındaki frekanslar geniş bir kapsama alanı taşıyor. Bu yüzden de çok kıymetliler. İşte Türkiye’de boşa çıkan ve 5G ihalesi için elde tutulan 700 MHz de bu kıymetli grupta.
‘ÜÇ OPERATÖRE KİRALANSIN’
Vodafone yetkilileri 5G ihalesinin ne zaman olacağının henüz belirlenmediğini, bu süreçte 700 MHz’nin üç operatöre kiralanabileceğini söylüyor. Hem kapsama alanı hem de hız artacaksa üstüne bir de devlet kiralamadan para kazanacaksa bana çok mantıklı geldi ama bakalım kamu ve diğer iki operatör bu öneriye ne diyecek?
DİJİTAL TÜRKİYE 2030 RAPORU
Aslında dünkü basın toplantısının sebebi Vodafone’un Türkiye’nin dijitalleşme yolculuğunu mercek altına alan yeni bir rapor yayınlamasıydı. Vodafone’un Politika Analiz Laboratuvarı (PAL) işbirliğiyle hazırladığı “Dijital Türkiye 2030 Raporu”nda Türkiye’nin dijital dönüşümdeki durumu, potansiyel gelişim alanları ve olası ekonomik etkiler gelişmiş ülkelerle karşılaştırmalı bir perspektifle değerlendiriliyor. Raporda, ülkenin dijital dönüşüm süreci ve bu sürecin hızlandırılması için önerilen politika adımları Dijital Toplum, Dijital Şirket, Dijital Devlet ve Dijital Altyapı başlıkları altında inceleniyor.
Toplantıda konuşan Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy, dijitalleşmenin ekonomik ve sosyal gelişimin temeli olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Bir yandan Türkiye’nin dijitalleşmesi için çalışırken, bir yandan da bu alanda gelişim fırsatlarını inceleyen, kamu politikası için önemli veriler sağlayan analizlerin üretilmesine çalışıyoruz. Dijital beceriler vatandaşların günlük aktivitelerini kolaylaştırırken akademik olanakları iyileştirmede, kamu hizmetlerine ve iş olanaklarına erişmede de önemli rol oynuyor. Türkiye’de bireylerin yüzde 30’u en az temel düzeyde dijital beceriye sahipken, AB’de bu oran yüzde 54. AB’nin resmi hedefi 2030’da bunu yüzde 80’e çıkarmak. AB’nin bu hedefine erişebilmemiz için 30 milyon kişinin temel dijital becerileri edinmesini sağlayacak bir hamleye ihtiyacımız var.”
HIZLI İNTERNET EKONOMİYİ BÜYÜTÜYOR
ENGİN Aksoy ve Hasan Süel’in tanıttığı Dijital Türkiye 2030 Raporu’nda öne çıkan diğer tespitler şunlar:
Türkiye’de internet kullanan firma oranı AB ortalamasını yakalamış olsa da firmaların ancak yüzde 60’ı hızlı internete erişebiliyor. Analizler, tüm firmaların hızlı internete eriştiği durumda GSYİH’de ilave yüzde 0.5’lik artış olabileceğini, başka bir deyişle 4.2 milyar dolarlık ilave gelir etkisi sağlanacağını gösteriyor.
- Dijital endüstrilerin ekonomideki payının AB ortalamasına yakınsaması, başka bir deyişle yüzde 5.5’e yükselmesi ve 30 mbps üzeri hızlı internet kullanan şirket oranının yüzde 100’e çıkarılması hedeflenmeli.
- Ülkemizin e-devlet konusunda güçlü bir konumda olması, 2030’a giden süreçte e-devletten dijital devlete geçişi mümkün kılıyor. Ulusal Dijital Devlet stratejisinin ve kamu bulut bilişim stratejisinin tamamlanarak uygulamaya geçirilmesi, açık kamu verisi kullanarak değer yaratılmasına yönelik girişimlerin başlatılması, kamuda bulut bilişim sistemlerinin yaygınlaştırılması, bu süreci kolaylaştıracak adımlar olacak.
- Eski nesil mobil teknolojilerin uygun bir plan dahilinde yeni teknolojiye dönüşümünün sağlanması ve kaynakların yeni nesil mobil teknolojilere yönlendirilmesi yatırımlar için önemli. 3G’nin yeni teknolojilere geçiş yapılarak güncellenmesi, gelişmiş ülkelerde yaygınlaşan bir yaklaşım. Avrupa’da pek çok hizmet sağlayıcı, eskiyen teknolojiler için yatırımları durdurup tahsis edilmiş spektrumu 4G ve 5G’de kullanmaya veya bu doğrultuda planlama yapmaya başladı.
- Mobil genişbant abone oranında OECD ortalamasına erişmemiz için 2030’a kadar her yıl abone yoğunluğunun yüzde 10 büyümesi gerekiyor. Bu, yıllık yüzde 1’e varan GSYİH artışı, ekonomiye 7 milyar dolarlık katkı sağlayacak.
- Türkiye’de 100 kişi başına fiber abone sayısının 6, OECD ortalamasının 12, en yüksek 10 OECD ülkesinde ise 28 olduğunu görüyoruz. Türkiye 2030’a kadar fiberde OECD ortalamasını yakalamalı.
Paylaş