Paylaş
Başsavcılık itiraz etmeyince, Balyoz dosyasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na getirilerek yeniden görüşülmesinin yolunun önü kapanmış oldu.
Aslında başsavcılığın önünde bundan sonraki aşamada isterse bazı sanıkların “lehine” itiraz etme yönünde bir seçenek bulunuyor. Ama bu çok zayıf bir ihtimal.
Bu durumda Balyoz davasının Yargıtay aşamasının büyük ölçüde kapandığını söyleyebiliriz. Balyoz’da bundan sonraki aşamada mahkûmlar açısından gidilebilecek tek yol olarak Anayasa Mahkemesi’nde bireysel başvuru hakkının kullanılması seçeneği kaldı. Orada da bir sonuç alınamazsa çalınabilecek son kapı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi.
* * *
Yargıtay’ın toplam 237 sanığı büyük ölçüde dijital deliller üzerinden mahkûm eden bu kararının kesinleşmesi vesilesiyle dosyadan ilginç gördüğümüz bir durumu okurlarımızın dikkatine getirmek istiyoruz.
Konumuz Deniz Kurmay Albay Ayhan Türker Koçpınar. Davanın 241 numaralı sanığı olan Koçpınar, hükümeti devirmeye teşebbüs suçunu işlediği gerekçesiyle 16 yıl hapis cezasına mahkûm olmuştur. Koçpınar hakkında hepsi dijital olan toplam üç delil söz konusudur.
Bunlardan birincisi, 11 numaralı CD içinden çıkan “Öncelikli ve Özellikli Görevlendirme Listesi” başlıklı bir word dosyasıdır. Bu dosyanın üst kimlik bilgilerinde, oluşturulma tarihi olarak 6 Ocak 2003, son kez kaydedilme tarihi olarak 20 Şubat 2003 yazıyor. Bu belgede, darbede görev alacağı öne sürülen Deniz Kuvvetleri mensubu 111 personelin ismi yer alıyor. Koçpınar’ın adı 74’üncü sırada geçiyor.
İkinci belge, “Güven.doc” başlıklı bir word dosyası. Bu belgede, “Darbe planında reaksiyonların gösterilmesine engel olan komutanların geçici/sürekli olarak tevkif edilmesi veya yetki devri içeren tebligatın yapılması maksadıyla personel görevlendirilmesi ilgi ile emredilmiştir” deniliyor. Devamında “Görevlendirilen personele MP-5 Makinalı tabanca tahsis edildiği, yemin ettirilerek muhtıra imzalatıldığı” belirtiliyor.
10 Ocak 2003 tarihini taşıyan bu belge,
9 Ocak 2003 tarihinde oluşturulmuş görünüyor. Son kez kaydedilme tarihinin karşısında
16 Ocak 2003 yazıyor.
* * *
Üçüncü belge, “EK.tefrik.doc” başlıklı bir word dosyası. Bu belgede “Hassas komutanlar” ve onları “Tevkifle Görevli Personel”in isimleri yer alıyor. Belgede Hücumbot Filo Komutanı Tümamiral (sonradan Deniz Kuvvetleri Komutanı oldu) E. Murat Bilgel’in isminin karşısında tevkifle görevli iki subayın adı yazıyor. Biri, Deniz Kurmay Yüzbaşı A. Türker Koçpınar. Koçpınar, o tarihte TCG Tayfun hücumbotunun ikinci komutanı.
Bu belgenin oluşturulma tarihi 10 Ocak 2003, son kez kaydedilme tarihi ise 16 Ocak 2003 görünüyor.
* * *
Bu dijital belgelerden ne anlıyoruz? Koçpınar’ın darbe faaliyetlerine karıştığına işaret eden belgelerin 6 Ocak, 9 Ocak, 10 Ocak, 16 Ocak ve 20 Şubat 2003 tarihlerini taşıdığını görüyoruz. Mahkeme, bu belgelerden hareketle sanığın atılı suça katıldığı sonucuna varmış, savunmasına itibar etmemiş ve 16 yıl hapis cezası vermiştir. Yargıtay da aynı kanaate vararak bu mahkûmiyet kararını onaylamıştır.
* * *
Şimdi dava dosyasından sanığın savunmasında yer alan başka resmi belgeler üzerinden, mahkûmiyete yol açan söz konusu dijital belgelerin oluşturulduğu tarihlerde Koçpınar’ın nerede, ne yaptığına bakalım. Elimdeki resmi belgeler, kendisinin bu tarihlerde kanser tedavisiyle meşgul olduğunu gösteriyor. Ana başlıklarını özetlemek gerekirse:
3 Ocak 2003: Kasımpaşa Askeri Hastanesi’nde yapılan muayenesinde tümör tanısı konuyor.
6 Ocak 2003: Aynı hastanede yapılan ameliyatla tümör alınıyor.
8 Ocak 2003: 20 gün istirahat ile taburcu ediliyor, patoloji raporu ile kontrolü uygun görülüyor, bu amaçla ayrıntılı tetkik için GATA Haydarpaşa Hastanesi’ne sevki yapılıyor.
18 Şubat 2003: GATA’daki tetkiklerde kronik iltihaba bağlı doku hasarı tespit ediliyor.
26 Mart 2003: Yapılan ikinci bir ameliyatla lenfler alınıyor.
24 Mayıs 2003: GATA Sağlık Kurulu kararı ile görevine devam kararı veriliyor.
* * *
Koçpınar, iyileştikten sonra görevine dönmüş, 2011 yılında kurmay albaylığa terfi etmiş, ardından Balyoz davasında yargılanarak mahkûm olmuştur. Darbe hazırlıklarına katıldığı söylenen tarihlerde kanser tedavisi geçirdiğini mahkemede belgeleriyle ortaya koymasına karşılık, mahkeme heyeti, daha sonra da Yargıtay, savunmasına itibar etmemiştir. Mahkûm olmasaydı 2016 yılındaki Yüksek Askeri Şûra’da Koçpınar’ın amiralliğe terfisi görüşülecekti. Halen Hasdal Askeri Cezaevi’nde bulunuyor.
Paylaş