Paylaş
Bugünkü yazımızda savaşın insan gerçeğine ve sahada yaşanan büyük insanlık dramına eğilelim.
Savaşta önümüzde beliren tabloda tartışılmasına ihtiyaç duyulmayan mutlak bir gerçek varsa, o da Rusya’nın sivil-asker ayrımı yapmadan acımasız bir saldırı yürüttüğü ve bunun sonucunda milyonlarca insanın canını kurtarmak amacıyla ülkesinden kaçmaya çalışmakta oluşudur.
ANNELER SIĞINAKLARDA ÇOCUKLARININ ÜSTÜNE YATIYOR, ÇÜNKÜ...
Televizyon haberlerinde, sosyal medya paylaşımlarında sıkça karşımıza çıkan görüntülerde sert kış koşullarında ellerinde çantalarıyla, bavullarıyla kaçmaya çalışan, tren istasyonlarını dolduran, yollarda yürüyerek göç eden yaşlılar, kadınlar, çocuklar var.
Erkeklerin çoğu işgalci Ruslara karşı direnmek üzere geride kalırken, eşleri, çocukları kendilerini kurtarmak amacıyla çaresizlik içinde komşu ülkelere sığınmak üzere yollara dökülmüştür.
Dün bu yazıyı hazırlarken beni en çok etkileyen görüntülerden biri, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) Sözcüsü James Elder’i, çocuk arabasına koyduğu küçük torununu savaş bölgesinden uzaklaştırmaya çalışan yaşlı kadına yolda eşlik ederken gösteren video oldu.
Elder, kendisinin temposuna yetişmekte zorlandığını belirtirken, torununu savaştan sağ salim kurtarabilmek için büyük bir azimle arabayı iterek yürümeye devam ediyordu yaşlı kadın. Polonya sınırına gelmek için kilometrelerce yol kat etmişti bu şekilde.
Bu savaşı ileride hep bu görüntülerle hatırlayacağız. Metrolara sığınan kadınlar ve çocukları zihinlerimizden kolay kolay çıkmayacak. UNICEF Sözcüsü, metrolarda yaşamaya başlayan kadınlarla yaptığı konuşmalarda kendisini etkileyen bir durumu anlatırken, “Anneler çocuklarının üstüne doğru yatıyorlar. Bunu onları ısıtmak için değil bombalara karşı üstlerinde ek bir kalkan olmak için yaptıklarını söylüyorlar” diye anlatıyor.
BİR HAFTADA BİR MİLYON, ÜÇ GÜNDE BUNA EK 500 BİN SIĞINMACI
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra geçen 75 yılı aşkın süre içinde Avrupa kıtasında yaşanan en büyük mülteci krizine tanıklık ediyoruz. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri İtalyan Flippo Grandi, yaptığı açıklamada “Tam 40 yıldır mülteci krizleriyle uğraşıyorum. Bu kadar süratli bir tempoda gelişen bir toplu göç hareketine nadiren tanıklık ettim. Saat başı, dakika başı artan sayıda insan şiddetin dehşet verici gerçekliğinden kaçıyor” diye konuşuyor.
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı 24 Şubat Perşembe günü başladı. Tam bir hafta geride kaldığında BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) 3 Mart tarihinde yaptığı resmi açıklamaya göre, Ukrayna’dan ayrılıp çevre ülkelere sığınan insanların sayısı 1 milyonu geçmişti.
UNHCR, üç gün sonra önceki gün (6 Mart) sayının 1.5 milyona ulaştığını duyurdu. Üç gün içinde ülkeyi terk edenlerin sayısı 500 bin kişi daha artmıştı.
Dün öğleden sonra aynı kuruluşun sosyal medya hesaplarında günlük olarak güncellenen tabloda bu sayı 1.7 milyona çıktı. Sayı 200 bin daha artmıştı. Muhtemelen bugün bu yazı yayımlandığında bunun da üstünde bir rakamla karşılaşacağız.
Tabii bu rakamlar yalnızca komşu ülkelere sığınmış olan Ukraynalıları konu alıyor. Ayrıca, savaş nedeniyle ülke içinde evlerini terk edip daha emniyetli gördükleri başka bölgelere geçmiş bulunan ve sayıları hesaplanamayan çok sayıda “ülke içinde yer değiştirmiş kişi” durumunda olanlar da var.
Az çok tahmin edebiliyoruz ki, savaş durmadığı takdirde, insani koridorlar da açılırsa bugünkü yazıda aktardığımız Ukraynalı göçmenlere ilişkin sayılar önümüzdeki günlerde, haftalarda bize muhtemelen oldukça küçük görünecektir.
ÜLKEYİ TERK EDENLERİN YARISI ÇOCUK
Anlattığımız savaş koşullarından en çok etkilenen grubun özellikle çocuklar olduğunu vurgulamaya gerek yok. UNICEF, ülkeyi terk edenlerin sayısının 1 milyon olarak açıklandığı geçen perşembe günü 500 bin mültecinin, yani bu toplamın yarısının çocuklar olduğunu duyurmuştu.
Bu durumda komşu ülkelere geçen sığınmacı sayısı dün itibarıyla 1 milyon 700 bine dayandığına göre bu toplam içindeki çocukların sayısının 850 bine yaklaşmış olması gerekir.
Savaş nedeniyle ülke çapında bütün okullar kapatıldığı için eğitim durmuştur. UNICEF, ülkedeki toplam çocuk sayısını 7.5 milyon olarak verirken, 3 ile 17 yaşları arasındaki 5.7 milyon çocuğun eğitiminin savaştan etkilendiği açıklanmıştır.
Okul imkânından mahrum kalan Ukraynalı çocukların ne kadarının eğitimlerine kendi ülkelerinde devam edebileceği, ne kadarının göç ettikleri ülkelerde yeni hayatlarına alışabildikleri takdirde eğitimlerini sürdürebilecekleri sorusunun yanıtını savaşın önümüzdeki seyri belirleyecektir.
Rusya’nın bombardımanı altında can verenler içinde çocuklar da var. BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) dünkü en son raporunda Rusya’nın saldırıları sonunda tespit edilebilen sivil kayıpların toplamını 364 olarak vermişti. Ukrayna’nın İnsan Hakları Komiseri parlamenter Lyudmyla Denisova, önceki gün ölen çocuk sayısını 38 olarak açıklamıştır.
UNICEF, “Çocuklar öldürülüyor, çocuklar yaralanıyor” diye seslenerek, savaşı “7.5 milyon çocuğun hayatları ve esenlikleri açısından acil ve yükselmekte olan bir tehdit” olarak nitelendirmiş, savaş koşullarında yaşayan çocukların ihtiyaçlarının karşılanması için herkese yardım çağrısında bulunmuştur.
ŞİMDİDEN 12 MİLYON İNSANA YARDIM İHTİYACI DOĞDU
BM’nin OCHA isimli yardım kuruluşu, savaşın yarattığı koşullar nedeniyle yardıma ihtiyaç duyan insanların sayısını şimdiden 12 milyon olarak gösteriyor. Ukrayna’nın nüfusunun 44 milyonu aştığını göz önünde bulundurursak, şu an itibarıyla ülkede yaşayan her dört kişiden yaklaşık biri yardıma muhtaç duruma gelmiştir.
Askeri harekâtın seyrinin bu şekilde devam etmesi halinde savaştan etkilenecek olan insan sayısının 18 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. OCHA, ülke içinde yerinden olacak insan sayısının da 6.7 milyona ulaşabileceğini hesaplıyor.
Aktardığımız bu rakamların insan hayatları üzerinden karşılığını düşündüğümüzde, ne kadar büyük boyutlarda bir insanlık dramının süratle bütün Ukrayna’ya yayılmakta olduğunu görüyoruz.
Bu felakette en büyük zararı görecek olanlar hayatlarının bundan sonraki doğrultusu şimdiden belirsizlik içine girmiş bulunan çocuklardır. Çoğu babalarını bir daha görüp görmeyeceklerini bilmiyor. Evlerine bir daha dönüp dönemeyeceklerini de bilmedikleri gibi. Çok küçük olanlar muhtemelen bugün yaşadıklarından bir şey hatırlamayacaklar. Yaşça daha büyük olanlar ise hayatlarının geride kalan bölümünde hep bu savaşın korkunç travmasını taşıyacaklar.
Savaşa bir de bu pencereden bakabiliriz...
Paylaş