Türkiye ile Rusya arasında İdlib’de uzlaşı olabilir mi?

Esad ordusunun 28 Ocak tarihinde M-5 otoyolu üzerindeki Maarat El Numan kasabasını ele geçirip kuzeye doğru ilerlemeye başlaması İdlib’deki bütün hesapları karıştırdı.

Haberin Devamı

Milli Güvenlik Kurulu’nun Ankara’da iki gün sonra (30 Ocak) yaptığı toplantının ardından İdlib’de gereken ilave tedbirlerin alınacağı”açıklandı.

Ve bu toplantının ertesinde Hatay’ın Cilvegözü sınır kapısından İdlib’e girmeye başlayan uzun askeri konvoyların görüntüleri haber bültenlerinde, sosyal medyada rutin bir haber haline gelmeye başladı. Yaklaşık üç haftadır düzenli bir şekilde sürmekte olan bir sevkıyat söz konusu. Türk ordusu açısından yakın tarihin en büyük kuvvet kaydırma harekâtlarından birinden söz ediyoruz.

Türkiye ile Rusya arasında İdlib’de uzlaşı olabilir mi

SEVKIYATIN SAYISAL DÖKÜMÜ

Bu sevkıyatın birkaç temel amacı var. Birincisi, TSK’nın Rusya ve İran’ın da yer aldığı Astana Mutabakatı çerçevesinde İdlib’de tesis etmiş olduğu ve bugün önemli bir bölümü rejim bölgesi içinde kalan 12 askeri gözlem noktasını takviye etmek.

Haberin Devamı

İkinci stratejik amacı anlayabilmek için yazıyı tamamlayan haritanın yardımına başvurmamız gerekiyor.

Haritamız -dün akşam saatleri itibarıyla- İdlib’de sahadaki son durumu gösteriyor. Kuzeyde Halep’ten güneye doğru inen M-5 otoyolunun hemen batısını izleyen girintili çıkıntılı bir hat İdlib’i rejim ile muhalefet bölgeleri arasında ikiye bölüyor. Bir de M-5 üzerindeki Serakib’den çıkıp batıya doğru bu iki bölgeyi ayıran M-4 otoyolu var.

Burada İdlib’in sınırları boyunca dizili olan ve haritada hepsi rakamla işaretlenmiş 12 askeri gözlem noktasına ek olarak, M-5’in batısında ve M-4’ün kuzeyi boyunca çok sayıda ‘mevzi bölge’ dikkat çekecektir. Bunlar, TSK’nın geçici şekilde yerleşip mevzilendiği konuşlanma noktaları. Türk bayraklarıyla işaretlediğimiz bu mevzi bölgelerin, Esad rejimiyle muhalefet arasındaki sınır çizgisinin genellikle 3-5 kilometre kadar batısında ya da kuzeyindeki bir hat üzerinde yayıldığını görüyoruz.

Mevzi bölgeleri haritaya yerleştirirken Suriyeli muhalif bir grubun yönettiği ETANA isimli bir web sitesinde yer alan 19 Şubat tarihli verilerden yararlandım. Son 48 saat içinde M-4’ün güneyindeki gelişmeleri ise Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SİHG) ve syria.liveuamap.com gibi kaynakların örtüşen verileri üzerinden aktardım.

Haberin Devamı

SİHG’nin tespitlerinde mevzi bölge sayısının bu haritada görünenden biraz daha fazla olduğu anlaşılıyor. Bu web portalı, TSK’nın gözlem noktası ve mevzi bölge toplamını 43 olarak veriyor. SİHG, 2 Şubat sonrasında Türkiye’den İdlib’e giriş yapan konvoylardaki araç sayısını 2 bin 850, asker sayısını da 7 bin 600 olarak gösteriyor. Bunlar kuşkusuz belli ihtiyat payıyla bakılması gereken ‘yaklaşık’ rakamlar.

MEVZİ BÖLGELERİN STRATEJİK HEDEFLERİ

Mevzi bölgelere bakarak, buradaki dizilişi Türkiye’nin Esad ordusunun daha fazla batıya ve kuzeye doğru genişlemesini frenlemek, bu yönde bir caydırıcılık yaratmak için hemen karşısına çektiği bir hat şeklinde yorumlayabiliriz. Bu mevzi bölgeler, gelişmelerin seyrine göre Esad ordusuna karşı muharip bir işlev üstlenebilecekleri mesajını da taşıyor.

Haberin Devamı

Söz konusu hattı aynı zamanda Türkiye’nin güneyden kuzeye doğru gelmekte olan muazzam göç dalgasını sınırlarından içeri kabul etmemek ve sınırın hemen dışındaki bitişik bir bölgede karşılamak için düşündüğü ‘güvenli bölge’nin tasarlanan fiili sınırları olarak okumak da pekâlâ mümkündür.

Ve nihayet bu konuşlanmanın İdlib’e ilişkin Rusya ile yürütülen müzakerelerde Türkiye açısından önemli bir pazarlık kartı olarak görüldüğünü de belirtmeliyiz.

Vurgulamamız gereken ilginç bir husus, Türkiye’nin mevzi bölgeleri yalnızca M-4’ün kuzeyi ile sınırlı tutmamasıdır. SİHG’ye göre, dün itibarıyla M-4’ün güneyinde 4 noktada yeni mevzi bölge tesis edilmiştir. Buradan Türkiye’nin rejimin batıya doğru genişlemesini İdlib’in M-4’ün altında kalan güney bölgesinde de da frenlemeyi tasarladığını, ayrıca sahada mümkün olduğu kadar geniş bir alanda askeri varlık göstermeyi planladığını söyleyebiliriz.

Haberin Devamı

RUSLARIN MASAYA KOYDUĞU HARİTA

Şimdi bu haritayı inceledikten sonra Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın geçen salı günü yaptığı açıklamaya gelelim. Kalın, Rusya ile önce Ankara, ardından Moskova’da iki tur halinde yürütülen görüşmelerin havasını aktarırken bakın ne diyor:

Şu ana kadarki müzakerelerden bizi tatmin edici bir sonuç çıkmamıştır. Bize sunulan kâğıdı ve haritayı biz kabul etmedik. Aslında üç aşağı beş yukarı geçen hafta Ankara’da bize sundukları kâğıt ve harita Moskova’da sundukları... Biz burada da bunu kabul etmeyeceğimizi zaten ifade etmiş idik. Tabii ki görüşmeler devam edecek. Bunlar ancak müzakere yoluyla çözülecek şeyler, zaten Astana süreci, Soçi süreci bunlar için var.

Haberin Devamı

Demek ki, Rus tarafının masaya koyduğu bir harita söz konusudur.

RUS ANALİZCİ: 15 KM’LİK ŞERİT ÖNERİLDİ

İdlib’deki durumu başından beri yakından izleyen Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi analizcilerinden Kirill Semenov geçen perşembe günü Al Monitor’da yayımlanan İdlib’de Rusya-Türkiye uzlaşısı ne şekilde olabilir” başlıklı yazısı bu konuda dikkat çekici ipuçları taşıyor. Yazıya göre, Rusya’nın önerisi Türkiye sınırı boyunca 15 kilometre genişliğinde bir şeridin Türkiye’nin kontrolünde olmasını ve burada gerekirse mülteci kampları kurulmasını öngörüyor.

Bu öneri Türk tarafının halen İdlib’de bulunduğu 20-35 kilometre derinliğin gerisine çekilmesini gerektiriyor. Yazıda, Rusların planının M-4 ve M-5 otoyollarının Rusya ve Türkiye’nin ortak kontrolünde açılmasını kapsadığı da belirtiliyor.

Buna karşılık, Türk tarafı müzakerelerde Esad rejimin Soçi Anlaşması’ndaki sınırlara, yani TSK’nın gözlem noktalarının gerisindeki hatta çekilmesini istiyor.

Kuşkusuz her müzakere süreci maksimalist pozisyonlardan başlar ve tarafların uzlaşma iradesi varsa pazarlığın seyri içinde bu pozisyonlar arasında bir anlaşma noktası şekillenir. Henüz o noktadan uzak olsak da, haritalar masaya konmaya başladığına göre, her şeye rağmen bir uzlaşının bulunacağını ümit edebiliriz. Ancak öncesinde galiba biraz daha gerilim yaşamaya hazır olmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları