Paylaş
İş dünyasından ve üniversitelerden temsilcilerin yanı sıra emekli diplomat ve asker kökenli pek çok ismi bir araya getiren bu forum, geçen dönem içinde pek çok Türk ve yabancı şahsiyeti konuşmacı olarak ağırlarken, ilk kalıcı çalışmasını Türk-ABD ilişkileri alanında hazırladığı bir raporla ortaya koydu.
ARAP BAHARI İLİŞKİLERİN YENİ HARCI OLABİLİR
Eşbaşkanlığını Dr. Füsun Türkmen ile Merkez Bankası eski başkanlarından Yavuz Canevi’nin yaptığı bir çalışma grubunun tam iki yıl süren mesaisi sonucu hazırladığı “Yeni Bir Yüzyılın Eşiğinde Türkiye-ABD Ortaklığı” başlıklı rapor, dün bir grup köşe yazarı ve gazeteciye yapılan sunumla tartışmaya açıldı. Rapor, önümüzdeki haftalarda Ankara ve Washington’da yapılacak sunumlarla gündemde olacak.
Kuşkusuz 67 sayfa tutan son derece detaylı bir raporu bir köşe yazısının sınırları içinde değerlendirebilmek mümkün değil. İlginç bir nokta, 2009 Aralık ayından bu yana süren çalışmanın yaşanan krizler nedeniyle Türk-ABD ilişkilerinin iniş çıkışlı bir dönemine rastlaması. Türkiye’nin ABD’yi geçen yıl BM’deki İran oylamasında yalnız bırakmasının ve Mavi Marmara olayının ilişkilerde yol açtığı sarsıntılar bu çerçevede hatırlatılabilir.
Raporun yazımı krizlerin ortasında başladı, ancak tamamlanması “Arap Baharı” ile birlikte Türk-ABD ilişkilerinde girilen balayı döneminin sıcak atmosferi içinde oldu.
Zaten raporun en önemli vurgularından biri, ilişkilerin “Yeni bir Ortadoğu sınavı ile karşı karşıya olduğu” teması. Raporda, “Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da yeni bir demokratik ve toplumsal düzene kavuşma yönündeki özlemlerin Türkiye ve ABD’ye yeni, heyecanlandırıcı bir işbirliği potansiyeli sunduğu” belirtiliyor. GİF’e göre, bu durum “Türkiye-ABD ilişkileri için uzun zamandır ihtiyaç duyulan harcı sağlayabilir”.
İLİŞKİLERDE ALGI BOŞLUĞU VAR
Rapor, Türk-ABD ilişkilerinin özet bir tarihçesi ile başlıyor, ilişkinin yapısını, karşılaşılan sorunları detaylı bir şekilde büyüteç altına yatırıyor. İlişkinin yapısal sorunları tahlil edilirken ana sorunlardan biri olarak karşılıklı “algı boşluğu”, yani iki ülkenin kamuoyları düzeyinde birbirini yeterince tanımaması gösteriliyor.
GİF’e göre, ilişkilerin temelinde yatan başlıca sorun “Çok katmanlı bir diyalog, çağdaş insani evrensel değerler üzerinde mutabakat ve devlet dışı aktörlerin katılımını içeren daha sağlam bir zemine dayanmak yerine, sadece ortak tehdide dayanan salt stratejik bir nitelik taşımasıdır. Bu eksiklikler, ilişkiyi kırılganlaştırmış, stratejik çıkarların varlığına ya da yokluğuna aşırı bağımlı hale getirmiştir.”
Rapor, ilişkilerin nasıl daha sağlam bir yapıya kavuşturulabileceği hususunda her iki tarafa bir dizi somut öneride bulunuyor.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE VURGU
Bu öneriler arasında dikkat çeken hususlardan biri demokrasiye ve basın özgürlüğüne yapılan vurgulardır. Türkiye’ye dönük öneriler “demokratikleşme sürecinin bütünüyle tamamlanması” mesajıyla başlıyor. Bu noktada AB’nin son ilerleme raporundan geniş alıntılar yapılıyor, rapordaki “basın üzerindeki gereksiz siyasi baskılar” ifadesi hatırlatılıyor, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın insan hakları raporunun da “bu endişeleri doğruladığı” belirtiliyor, “Bu eleştiriler geçerliliğini korumaya devam etmektedir” deniliyor.
Bu bölümde, ayrıca “Demokratikleşme süreci Kürt sorununun vakit kaybetmeden çözümünü de hedeflemelidir. Demokratikleşme, Kürt sorununun olmazsa olmaz koşuludur” ifadesine de yer veriliyor.
Raporun dikkat çeken bir başka yönü, Ermenistan’la imzalanan protokoller ve AB ile gümrük birliğinin Kıbrıs Rum kesimine de teşmil edilmesini gerektiren Ankara Protokolü’nün uygulanması ve Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılması gibi konularda Ankara’nın esnek davranması beklentilerinin de ifade edilmiş olmasıdır.
GİF raporu, yalnızca Türk-ABD ilişkilerine yeni bakışlar getirmesi değil, bu gibi cesur çıkışlar içermesi açısından da önem taşıyor.
Rapora imza atan çalışma grubu üyeleri: Emekli Orgeneral Edip Başer, Hanzade Doğan Boyner, Prof. Gökhan Çetinsaya (Yeni YÖK Başkanı), Memduh Karakullukçu, Büyükelçi Sönmez Köksal, Füsun Türkmen, Aslı Başgöz, Yavuz Canevi, Prof. Ümran İnan, Sami Kohen, Büyükelçi Özdem Sanberk, Gözde Küçük.
Paylaş