Paylaş
Hemen yanındaki “İletişim aracının türü-numarası” bölümünde “357065...” şeklinde başlayan 15 haneli bir IMEI numarası (cep telefonunun seri numarası) yazılmış.
Bu bilgilerin karşısındaki “İletişimin dinlenmesi ve kayda alınma gerekçesi” bölümünün altında talep edilen tedbir için şu gerekçe anlatılmış:
“İBDA-C (İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi) Terör Örgütü ve irtibatlı unsurların ülkemizdeki faaliyetlerinin deşifre edilerek, gerçekleştirilebilecek eylemlerin engellenmesi...”
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkan Yardımcısı Ayhan Falakalı, aynı gün bu gerekçeyi de ekleyerek Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimliği’ne şöyle bir talep yazısıyla başvuruyor:
“Dini motifli terör örgütü mensuplarınca kullanıldığına dair istihbari mahiyette bilgiler elde edilen, ekte gerekçesi ile telefon numarası belirtilen şahıs/şahısların, gerçekleştirmeyi planladıkları/planlayacakları eylemlerin önceden tespit edilerek engellenmesi amacıyla; 2559 Sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun Ek 7. Maddesinde değişiklik yapan 5397 Sayılı Kanunun 1. Maddesine istinaden irtibatlarının dinlenmesi, tespit edilmesi, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, kayda alınması hususunda hâkim kararına ihtiyaç duyulmaktadır. Gereğini arz ederim.”
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimi Hasan Şatır, aynı gün üstünde “Türk Milleti Adına” diye başlayan bir “Karar” metninde “Ekli evrak incelendi, gereği düşünüldü” diyerek talebe olumlu yanıtını bildiriyor.
Tek sayfalık bu metinde “Terör suçlarının önlenmesi amacıyla iletişime müdahalenin gerektiği kanaatine varılmakla talebin kabulüne” ve “357065... numaralı telefonunun ilk kez taktiren 3 ay süreyle dinlenmesine, tespit edilmesine, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine ve kayda alınmasına karar verildi” deniliyor.
Görüleceği gibi, hâkim, iletişimine müdahale edilecek kişinin ismini bile bilmemektedir.
*
Aradan üç ay geçer. Tarih 7 Mayıs 2008. Aynı egzersiz aynı gerekçeyle bir kez daha tekrarlanır. Hedef şahsın ismi yine belli değildir. Gerekçeyi yazan Şube Müdürü yine Yunus Yazar’dır. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuruyu Emniyet İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı olarak bu kez Coşkun Çakar imzalar. Mahkeme kararı benzer şekilde -kopyala yapıştır yöntemiyle- formüle edilmiş, yalnızca bu kez IMEI numarasının yanında “Birinci kez taktiren 3 ay süre ile uzatılmasına” denilmiştir. Onay veren hâkimin ismi de farklıdır. İmza, aynı mahkemenin bir başka hâkimi Kadir Kayan’a aittir.
Aradan bir üç ay daha geçer. Tarih 7 Ağustos 2008. Dinleme izni üç aylık bir süre için ikinci kez uzatılır. Gerekçenin altında yine Yunus Yazar, mahkemeye başvuru yazısının altında yine Daire Başkan Yardımcısı Coşkun Çakar’ın imzası vardır. Mahkeme kararı yine aynı standart metindir; ancak bu kez “İkinci kez taktiren 3 ay süreyle uzatılmasına” denilir. Karar metninin altında 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nden Süleyman İnce isimli bir hâkimin adı yazılıdır.
Bir değişiklik daha var metinde. İlk kez “Hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği” hanesinin karşısında 357065... diye başlayan IMEI numarasının hemen yanında Hasan Tuna ismi yazılıdır.
Hasan Tuna kim diye merak etmenize gerek yok; çünkü bu yalan bir beyandır... Söz konusu IMEI numarası Hasan Tuna değil, Doğan Gazetecilik A.Ş. adına kayıtlıdır ve şirket tarafından o tarihte Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan Sedat Ergin’e tahsis edilmiştir.
*
Bu yalan beyanlarla alınan/verilen izinler üzerinden yürütülen yasadışı dinleme faaliyeti Adalet Bakanlığı müfettişlerinin 11. Ağır Ceza Mahkemesi arşivinde yaptıkları bir çalışmada IMEI numaraların gerçek sahiplerinin kimliklerini bulmalarıyla ortaya çıkarılmış, ardından dosya yargıya sevk edilmiş ve yürütülen soruşturma sonucu 2015 yılında hazırlanan iddianame üzerinden yargılama başlamıştır. Atıf yaptığım yazışmalar da bu dosyadan alındı.
Bu konuyu gündeme getirmeye beni yönelten hadise, 2008 yılında telefonumun yasadışı bir şekilde dinleyen ve bu davada sanık olan Fetullahçı polislerin, Deniz Baykal ve MHP yöneticileri hakkındaki telefon ve görüntü alma skandalına ilişkin hazırlanan son iddianamede de yine sanık olarak karşıma çıkması oldu. Her yasadışı dinleme dosyasından onlar çıkıyor.
Bu istihbaratçıların 15 Temmuz sonrasındaki durumlarına baktığımda şunu gördüm: Hakkımda İBDA-C üyesi olduğum yalanıyla beni dinlemeye alan Emniyet İstihbarat Başkanlığı’ndan Ayhan Falakalı, Coşkun Çakar ve Yunus Yazar firari durumdalar.
*
Bu arada, hakkımda dinleme onayı veren hâkimlerin durumunu da araştırdım. İlk dinleme onayını veren hâkim Hasan Şatır bugün Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak görev yapıyor. İlk uzatmaya onay veren ve kamuoyunda Genelkurmay’ın kozmik odasına giren savcı olarak bilinen Kadir Kayan firari durumda. İkinci uzatmaya karar veren Süleyman İnce ise HSYK tarafından ihraç edildi ve tutuklu durumda.
Bu arada anlamadığım bir şey var. Dünkü yazımda benim telefonlarımı dinlediğini itiraf
eden polis memuru Fatih Aydın’ın ifadelerine yer vermiştim. Aydın, telefon dinleme şubesine 2009 yılında girdiğini söylüyordu. Oysa benim telefonumun dinlenmesine ilişkin izin yazıları ise 2008 yılına ait.
Peki o zaman 2009 yılına ait usulsüz dinleme izinleri nerede? İzin yazıları imha mı edildi?
Yoksa telefonlarım başka bir yöntemle mi dinlendi?
Çıkabilirseniz çıkın işin içinden...
Paylaş