Erdoğan’ın hafızalarımıza kazıdığı 1 Mayıs

Ardından ekledi: “Türkiye, Taksim’de işçiyle, memuruyla kucaklaşıyor...”
Erdoğan, Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs 1977’de yaşanan acı hadisede hayatını kaybedenleri saygıyla andığını da belirtti, “Yakınları bir nebze olsun gönül rahatlığına kavuştular” diye konuştu.

* * *

Erdoğan’ın AK Parti grubuna hitaben bu konuşmayı yaptığı tarih 2 Mayıs 2010. Yani 32 yıl sonra Taksim Meydanı’nın yeniden 1 Mayıs gösterilerine açılmasının ertesi günü. AK Parti hükümeti, 1 Mayıs’ı “Emek ve Dayanışma Günü” olarak ilan etmiş ve Taksim Meydanı coşkulu bir kutlamaya sahne olmuştu.
Başbakan, ertesi günü bu kutlama için “Hafızalara kazınacaktır, tarihte unutulmaz bir yer bulacaktır” diye konuşurken yerden göğe haklıydı. 1 Mayıs 2010, gerçekten de Türkiye’nin yakın tarihinde özel bir gün olarak hafızalara kazınmıştır.

* * *

Hafızamız, Erdoğan’ın bu konuşmasında 1 Mayıs’a önemli bir demokratikleşme hamlesi olarak baktığını da bize söylüyor. Dönem referanduma götürülecek Anayasa değişikliği tasarısının TBMM’de görüşüldüğü, “Yetmez ama evet” rüzgârlarının estiği günlerdir.
“Bugünün Emek ve Dayanışma Günü ilan edilmesi, tatil olarak ilan edilmesi AK Parti iktidarına nasip olmuştur” ifadesine bakılırsa, bir iftihar vesilesi olarak söz ediyor 1 Mayıs’tan Başbakan Erdoğan.
Anadolu Ajansı’nın bu konuda geçtiği habere göre, Başbakan şunları da söylemiş:
“Olaylara objektif, sükûnet ve suhuletle yaklaşabilenler, AK Parti iktidarının, nasıl bu ülkede tereyağından kıl çeker gibi, bir takvim içerisinde sorunları çözmenin gayreti içerisinde olduğunu görür. Her şeyin zamanı var, zamanı geldikçe de birçok sorunları çözdük, yoluna koyduk, bunlardan biri de özellikle 1 Mayıs ile ilgili atılan bu adımlardır.
Emek hareketi, sendikal hareket, çalışanlar, Türkiye ve demokrasi adına son derece umut verici bir tablo izliyor, bu tabloyu yaşıyorlar.
1 Mayıs 2010, Türkiye’nin nasıl değiştiğinin, olgunlaştığının, tabularını nasıl yıktığının, statükoyu nasıl aştığının, tahrik ve provokasyon korkularından nasıl sıyrıldığının somut bir abidesidir.
Türkiye, bu manzara, bu bayram havası için tam 32 yıl beklemek zorunda kaldı. Dün 32 yıl sonra bu nihayet gerçekleşti, Türkiye nihayet bunu başardı. Taksim’deki dostluk, kardeşlik ve dayanışma tablosu, Türkiye’nin çetelerle mücadelesinin bir eseridir aslında.
Yakın tarihte uygulamaya konan senaryoların tamamı bugün sorgulanıyor, gün yüzüne çıkıyor. Belki Taksim’in 32 yıl kapalı kalmasını sağladınız ama nihayetinde Türkiye, Taksim’de işçiyle, memuruyla kucaklaşıyor.”

* * *

Erdoğan, tam dört yıl sonra geçen hafta (22 Nisan) partisinin grup toplantısına hitap ederken bakın bu kez neler dedi 1 Mayıs hakkında:
“Sokaklara şiddet görüntüsünün egemen olmasına bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyiz. Bu şımarık ruh hali artık son bulmalıdır. Bu ülkenin bazı sivil toplum örgütleri, bazı emekçi örgütleri, sendikaları artık demokratik mücadele kültürünü, demokratik gösteri kültürünü öğrenmelidir.
Miting yapılacak yerler bellidir. 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen gider yasaların izin verdiği yerde kutlamasını yapar. Şu an itibariyle Yenikapı, özel hazırlanmış, denize dolgu yapılarak hazırlanmış miting alanıdır. Yaklaşık 750 bin metrekarelik alandır. Burası da bana ufak geliyor diyorsan o zaman Maltepe’de 1 milyon 250 bin metrekarelik alan var, orada da mitingini yapabilirsin. Bundan sonra Kadıköy’de de miting yapılmayacak. Niye? Çünkü buralar, burada yaşayan insanlar çok bedel ödedi. Bir bayram günü, eza, cefa günü olamaz.
Ben şimdi rica ediyorum, tekrar söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Başbakanı olarak; Taksim’den bir defa ümidinizi kesin. Burada devlet ile bir gerilime lütfen girmeyin. Halkımızın, esnafımızın huzurunu lütfen kaçırmayalım.
Çıkıyor sendika başkanı şunu söylüyor ‘Burası bizim kutsalımızdır’. Lafa bak. Nasıl kutsalsa... Orada bir anıt var, bu anıtı ziyaret edeceksen, yönetim kurulunuz olarak gidersin çelenginizi koyarsınız, ondan sonra oradan geçer... Metro da var artık. Bak sizin için metro da hazırladık. Taksim’den Yenikapı’ya metroyla geçebilirsiniz. Hatta o gün biz İstanbul’da resmi taşıma araçlarımızı ücretsiz de yaparız. Daha ne yapacağız ya...?Her şeyi yapıyoruz, bütün imkânları hazırlıyoruz, geliyor ‘Yok illa ben burada yapacağım’... Kusura bakmasınlar.
Birilerinin gönlünden Türkiye’yi Mısır’daki, Ukrayna’daki neticelere ulaştırmanın geçtiğini de biz çok iyi biliyoruz. Hiç boşuna uğraşmasınlar. Yapamadılar ve yapamayacaklar.”

* * *

Başbakan Erdoğan, 2 Mayıs 2010 konuşmasında geçmişte Taksim Meydanı’nı işçilere, memurlara, sendikalara kapatmış olanlara tepki doluydu.
Bugün günlerden 1 Mayıs 2014. Başbakan Erdoğan, bu kez Taksim’i 1 Mayıs’a kapatanların yanında safını tutmuştur tarih karşısında.