En başarılı büyükelçiler dışarıdan atananlar mı?

ÖNCE Habertürk’ten Muharrem Sarıkaya’nın bir yazısıyla gündeme geldi konu. Ardından bizim gazeteden Uğur Ergan, mevzuyu biraz açarak devam ettirdi.

Haberin Devamı

Konu, Dışişleri Bakanlığı’ndaki büyükelçilerin performans durumları. Daha doğrusu, Dışişleri Bakanı Bakan Mevlüt Çavuşoğlu’nun en başarılı bulduğu büyükelçilerin dışarıdan atanan isimler olduğunu söylemesi.

Bu haberlere bakılırsa Çavuşoğlu, “Kimse kusura bakmasın, en iyi, en başarılı büyükelçilerimiz dışarıdan atadıklarımız. Birinci sıraya Tokyo Büyükelçimiz Murat Mercan’ı, ikinci sıraya Pekin Büyükelçimiz Abdülkadir Emin Önen’i koyarım” demiş.

Çavuşoğlu, bu açıklamayı geçenlerde TBMM Dışişleri Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını yanıtlarken yapmış. Haberlerden Çavuşoğlu’nun bu sözlerini, toplantı sırasında daha önce Moskova ve Roma büyükelçisi olarak görev yapmış olan İyi Parti Aydın Milletvekili Aydın Sezgin’in dışarıdan büyükelçi atamalarıyla ilgili eleştirisinin tetiklediği anlaşılıyor.

*

Haberin Devamı

Dışişleri Bakanlığı’nda dışarıdan büyükelçi atanması, aslında geçmişte de örneklerine rastlanan bir uygulama. Ancak, AK Parti öncesi dönemde bu tür atamalar son derece sınırlı tutulurdu. Buna karşılık, AK Parti iktidarıyla birlikte bu istisnai uygulamanın arttığını, özellikle son yıllarda her büyükelçi kararnamesinde siyasi atamalara daha sık rastlandığını söyleyebiliriz.

Dışarıdan yapılan büyükelçi atamaları genellikle iktidarın tercihlerini yansıtan siyasi şahsiyetlerden oluşuyor. Bu duruma çarpıcı bir örnek 2017’den bu yana Malezya Büyükelçisi olarak görev yapmakta olan Merve Kavakçı. Keza, AK Parti’nin geçmiş dönemde bilinen yüzlerinden biri olan eski milletvekili Şaban Dişli de geçen sonbahardan bu yana Lahey Büyükelçisi olarak görev yapıyor.

Türkiye’nin bugün 142 ülkede büyükelçiliği var. Ayrıca NATO, BM, OECD dahil olmak üzere 13 kadar uluslararası örgüt nezdinde büyükelçilik düzeyinde diplomatik temsilciliği bulunuyor. Şu an itibarıyla dışarıdan atanmış büyükelçilerin sayısı 21. Bu durumda siyasi atamaların yurtdışında görevli büyükelçilerin toplamı içindeki oranı yüzde 13’e geliyor.

*

Dışişleri Bakanı’nın mesailerini en çok beğendiği iki büyükelçiye baktığımızda, her ikisinin de eski AK Parti milletvekili olduklarını görüyoruz. Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan (60), 22 ve 23’üncü dönemlerde Eskişehir milletvekilliği yapmış, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanlığı’nı da üstlenmiş. Daha sonra 2012-2014 yılları arasında da Enerji Bakan Yardımcısı olarak görev yapan Mercan, ABD’den mühendislik doktorası olan, aktif siyasette iken Abdullah Gül’e yakınlığıyla tanınmış bir isim.

Haberin Devamı

Pekin Büyükelçisi Abdulkadir Emin Önen (43) ise 2000’li yılların başlarında özel sektörde çalışırken 2005-2007 yılları arasında Çin’de faaliyet gösteren bir Türk şirketinde genel müdürlük, ardından yine bu ülkede kendisine ait bir ithalat-ihracat danışmanlık şirketinde yöneticilik yapmış bir isim. Ardından 2007-2015 yılları arasında iki dönem AK Parti’den Şanlıurfa milletvekili olmuş. Biyografisinde orta derecede Çince bildiği de yazıyor. Çin uzmanlığının bu atamada rol oynadığı anlaşılıyor.

*

Baştan belirteyim ki, dışarıdan atamalara kategorik olarak karşı biri değilim. Ancak, bu şekilde yapılan atamalarda yine de uzmanlık, tecrübe ve ehliyet gibi ölçütlerin esas alınması, bunun genel bir uygulamaya dönüşmemesi ve sayılarının makul oranlarda tutulması gerektiğini düşünüyorum. Bu ölçütler gözetildiği takdirde, dışarıdan gelecek farklı açıların, perspektiflerin Dışişleri’ne bir çeşitlilik kazandıracağı da savlanabilir.

Haberin Devamı

Her halükârda, siyasi atamaların bu çerçevenin dışına çıkılarak eski milletvekilleri için ikinci bir kariyer imkânı gibi görülmemesi doğru olur.

*

Dışişleri Bakanı’nın açıklamasının sıkıntılı bulduğum tarafı, dışarıdan atananların kariyer diplomatlara kıyasla daha başarılı olduğu gibi bir algıyı genelleştirerek kamuoyuna yerleştirecek olmasıdır. Bakanlığın mevcut tecrübeli kadrolarından gerektiği şekilde yararlanıp yararlanılmadığı tartışmasına girmiyorum.

Dışişleri memurluğu önemli vasıflar gerektiren, belli bir mesleki gelişim sürecini izleyen, liyakatin esas olduğu bir kariyerdir. Osmanlı’da başlayan, Cumhuriyet döneminde iyice zenginleşen değerli bir kurumsal kültür ve diplomasi geleneği kuşaklardan kuşağa bu bakanlık kadroları tarafından bugünlere taşınmıştır.

Haberin Devamı

Bütün bu birikimin göz ardı edilerek kurum dışından atamaların bu şekilde ön plana çıkarılması, hayatlarını diplomasi kariyerine vermiş meslek memurları açısından hakkaniyetli bir bakışı yansıtmıyor.

Yazarın Tüm Yazıları