Bir ölümün anatomisi

ÖLÜM haberi, Diyarbakır’da 10 Şubat akşamı saat 20.00 sularında patlak veren olayların hemen ertesinde duyuldu. Abdullah Öcalan için gösteri yapmak üzere Şehitlik Mahallesi’nde yolu trafiğe kapatan gruba polis panzerlerle müdahale etmiş, göstericiler de molotofkokteyli atarak karşılık vermişti.

Haberin Devamı

Bu olaylar sırasında 19 yaşındaki Diyarbakırlı Şahin Öner hayatını kaybetti. Öner’in ölümünün sorumlusu kim?

* * *

Önce Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak’ın açıklamasına bakalım. AA’nın aynı günün akşamı saat 22.08’de servise koyduğu habere göre, Vali Toprak yaptığı açıklamada, “yasadışı gösteriler sırasında bir kişinin el yapımı patlayıcıyla polise saldırı hazırlığı içerisinde olduğunu” belirterek, şöyle demiş:

Kulağında da yaralanma söz konusu olduğundan, el yapımı patlayıcıyı atmaya çalıştığı sırada göstericinin elinde patladığını düşünüyoruz. Yaralanan gösterici hastaneye götürülürken yolda hayatını yitirmiştir”.

Gelgelelim aynı gece Diyarbakır Devlet Hastanesi’nde yapılan otopsi farklı bir tablo ortaya çıkarıyor. Otopsi raporundaki bazı saptamalar şöyle:

“DIŞ MUAYENE: Sağ yüz ve yanak tamamını içine alan sağ kulağı ileri derecede deforme edilmiş halde parçalanmış sürtünme tarzı yaygın ekimoz (travmaya bağlı cilt altı kanama) olup, sağ omuz ve sağ kol arka yüz tamamında, sağ dirsek bölgesinde, sağ bel bölgesinde, sağ diz üzerinde, sol diz üzerinde sıyrıklı ekimozlar görüldü.

Her iki el parmaklarının parmak izi alınıma bağlı siyah renkte mürekkeple boyalı olduğu ve tırnak örneği alınımına bağlı sağ ve sol eldeki tırnakların, tırnak yataklarının kanamalı olduğu görüldü. Cesette ateşli silah yarası tespit edilemedi.

BAŞ AÇILDI: Saçlı deri kaldırıldı, altında 4x5 cm’lik ekimoz görüldü, sağ temporal adale grubu kanamalıdır.

BOYUN-GÖĞÜS AÇILDI: Sol 1, 2, 3, 4 kaburga kemiklerinin mitskapüler hattan ekimozlu, kanamalı kırık olduğu görüldü. Sağ göğüs boşluğundan 1200, sol göğüs boşluğundan 600 cc serbest kan boşaltıldı. Sağ akciğerin lateral sınırlarında yoğun olmak üzere çok parçalı laserasyon (yırtılma) mevcudiyeti görüldü. Sol akciğerde laserasyonlar ve derin parankimal doku hasarı izlendi.”

* * *

Haberin Devamı

Görüleceği gibi, bu saptamalar patlamadan çok şiddetli bir çarpma ve ardından düşmenin yol açmış olabileceği bir tahribata işaret ediyor.

Olayı soruşturan Savcı Şaban Özdemir’in ertesi günü hazırladığı ikinci olay yeri inceleme raporunda, olaylar sırasında sokağa giren iki panzerden arkadaki panzerde (45 plakalı) görev yapan bir polisin ifadesine de yer veriliyor. Bu ifadeye göre, önce 75, ardından 45 plakalı panzerler dumanla kaplı sokağa girmiştir.

Arkadaki panzerdeki polisler, sokakta 10-15 metre ilerlediklerinde yaklaşık 10 metre mesafede yolun sağ tarafında başı yolun yukarısına doğru bir şahsın yüzüstü yerde yattığını görmüştür.

Polis, “Araçtan inip yerde yatan şahsın yanına gittiklerini, doğrultmaya çalıştıklarını, bu sırada konuşmadığını, ancak ses çıkardığını, bu kişiyi hemen kendi zırhlı araçlarına bindirip Şehitlik Polis Merkezi’ne götürdüklerini, yaralı şahsın burada ambulansa alınıp hastaneye götürüldüğünü” belirtiyor.

Otopsi raporundan anladığımıza göre, Şahin Öner karakolda baygın durumdayken kendisinden parmak izi alınmış, ayrıca –muhtemelen DNA testi için- tırnakları da kesilmiştir. Öner, karakoldan çıkarıldıktan sonra ölmüştür.

* * *

Haberin Devamı

Resmi Gazete’de 1 Haziran 2005’te yayımlanan 25832 sayılı Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesinin 1’inci fıkrası “Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması halinde hekim kontrolünden geçilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenir” diyor.

Aynı maddenin 3’üncü fıkrasında ise “Gözaltına alınanlardan herhangi bir nedenle sağlık durumu bozulanlar ile sağlık durumundan şüphe edilenler, derhal hekim kontrolünden geçirilerek gerekiyorsa tedavileri yaptırılır” hükmü yer alıyor.

Bu maddeler ışığında Şahin Öner’e yapılan muamelenin değerlendirilmesini okurlarımızın takdirine bırakıyoruz.

Bu arada, Vali Toprak tam beş gün sonra (15 Şubat) yaptığı açıklamada özetle şöyle konuşmuş:

10 Şubat günü maalesef bir gencimizi kaybetmiş olduk. Belki de şu anda okulunda olacaktı. Bu gibi hadiselerde şüphesiz ki kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi gerekiyor... Yanlışlıklar, problemler olacaktır, bunlar bağımsız yargı tarafından mutlaka sonuna kadar çözülecektir. Herkesin -ben dahil- söylemine dikkat etmesi gerekiyor.”

Yazarın Tüm Yazıları