Paylaş
BALYOZ İDDİANAMESİ (13)
Dönemin Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Doğan, 5-7 Mart 2003 tarihlerinde komutasında düzenlenen bir plan seminerinde, irticai ayaklanmaya da yer veren bir senaryonun görüşülmemesi konusunda Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan (KKK) kendisine gelen bir emre uymamakla suçlanıyordu.
En azından birinci askeri bilirkişi raporunun açık saptaması bu yöndeydi.
Bu yöndeki eleştirilerin ardından Çetin Doğan’a elektronik postayla şu soruyu yönelttim: “KKK’ndan gelen emre rağmen iç tehdidi seminerin gündemine dahil etmenizin nedeni nedir? Bir emrin yerine getirilmemesi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurallarına aykırı bir hareket değil midir?”
BİZ MİLLİ SİYASET BELGESİNDEN YOLA ÇIKTIK
Bu soruma oldukça ayrıntılı bir yanıt verdi Orgeneral Doğan. Kendisinin yanıtı, “Seminer için verdiğim ana fikir doğrultusunda hazırlanan ‘Olasılığı En Yüksek Tehlikeli Senaryo’nun (OEYTS) İç Tehdide ilişkin bir senaryo olduğu yolundaki ‘kesin yargıya’ nasıl varıldığını anlayabilmiş değilim” diye başlıyor.
Doğan, ardından OEYTS’nin dayanaklarının, dönemin Türkiye’nin “Milli Askeri Stratejisi” ile “Milli Siyaset Belgesi” olduğunu belirterek, bu hususun son “Askeri Bilirkişi Raporu’nda” açıkça ortaya konduğunu belirtiyor.
Doğan, her türlü plan çalışması ve harp oyunlarında senaryonun tartışılmadığını, senaryonun çizdiği ortama bağlı kalınarak mevcut planların irdelendiğini kaydederek, şöyle devam ediyor:
“Çapı ne olursa olsun bir harp oyunu veya plan çalışmalarında cepheye angaje olmuş veya olacak kuvvetlerin yanı sıra, cephe gerisi -askeri terminoloji ile “Geri Bölge Emniyeti”- ve bu amaçla tahsis edilen kuvvetlerin yeterliliği, senaryo çerçevesinde irdelenir, irdelenmiştir. Günümüzdeki savaşların “Topyekû Savaş” niteliğini dikkate alan dünyamızdaki bütün orduların bu konuya artan ölçüde ağırlık verdikleri de bilinen bir gerçektir.
Seminerde yapılan konuşma ve takdimlerin kaset çözümlerini inceleyenlerin, Plan Seminerinde “Cereyan Tarzı Planına” bağlı kalınarak, hem “Cephenin” ve hem de “Cephe Gerisindeki” gelişmelerin serbest bir tartışma ortamında irdelendiğini, konunun dışına taşılarak, bir “Darbe Planından” söz edilmediğini, anlamamakta ısrar edenlerin dışında herkesin kolaylıkla anlayacağından eminim. ”
“BANA ÖYLE BİR EMRİN GELDİĞİ DOĞRU”
Ve yanıtın en ilginç bölümü geliyor:
“Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın 3 Ocak 2003 tarihli bir yazıyla OEYTS’nin anılan seminerde kullanılmaması emrini verdiği doğrudur” diyor Orgeneral Doğan ve şöyle devam ediyor:
“Söz konusu emir bana ilgili karargah subayı tarafından arz edildiğinde kendisine, “KKK’nca konunun yanlış anlaşılmış olabileceğini, muhtemelen Plan Seminer’inde sadece iç tehdidi irdeleyeceğimizi sanmış olabileceklerini, Genelkurmay Başkanlığı’nca yayınlanan Tatbikatlar Programı’ndaki Egemen Harekat Planının incelenmesi direktifine ters düşülmemesine gösterdikleri özenden dolayı, bu mesajı göndermiş olabileceklerini” söyledim.
Bilahare “Konuya ilişkin yanlış anlaşılmalara meydan vermeyecek ayrıntılı bir seminer cereyan tarzı planı hazırlanarak, OEYTS ile birlikte KKK’na gönderilmesi” direktifini verdim. Verdiğim direktif doğrultusunda yapılan hazırlıklar bir yazı ile 31 Ocak 2003 tarihinde KKK ile tatbikata katılan bütün birimlere gönderilmiştir.”
YANLIŞ ANLAMAYI GİDERDİK
“KKK’lığının emrine rağmen iç tehdidi seminer çalışmasına dahil etmenizde resmi yazışmalara yansımayacak şekilde KKK’lığından sözlü bir onayın alınmış olması rol oynamış olabilir mi?” şeklindeki sorumuza da “yanlış anlaşılma giderildiği için KKK.lığından OEYTS için sözlü bir onay alınması söz konusu olmamıştır” karşılığını verdi Orgeneral Doğan.
Bu ifadelerden şunu anlamamız gerekiyor:
1) KKK’lığının “OEYTS’yi görüşmeyin” emri Orgeneral Doğan’a iletiliyor.
2) Doğan, bunun üzerine maiyetiyle “K.K.K.lığı bizi yanlış anlamış, programlanmış olan dış tehdit senaryosu direktifine ters düşmüyoruz, bunu görüşürken içe dönük yansımalarını da değerlendiriyoruz” değerlendirmesini yapıyor.
3) Ardından seminere ilişkin ayrıntılı bir plan ve OEYTS’yi 31 Ocak 2003 tarihinde KKK’ya göndererek, semineri bu çerçevede icra edeceğini bildiriyor.
Sonuçta, K.K.K’lığının 3 Ocak 2003 tarihinde kendisine gönderdiği “OEYTS’yi görüşmeyin” emrinin bir yanlış anlamadan kaynaklandığı ve yaptığı yazışma ile bu yanlış anlamayı K.K.K.’lığı ile “giderdiği” kanaatindedir Orgeneral Doğan.
Şurası çok açık: K.K.K’lığı, Doğan’ın 31 Ocak 2003 tarihli yazısı üzerinden plan seminerinde OEYTS’nin yine de masaya konacağını öğrenmiş oluyor. K.K.K.lığı, Orgeneral Doğan’ın 31 Ocak tarihli bu yazısına bir yanıt vermiyor.
Belli ki, daha önce “OEYTS’yi görüşmeyen” uyarısını yapan K.K.K.’lığı, Birinci Ordu Komutanı’nın burada sergilediği inisiyatifi kabul ediyor.
Peki Orgeneral Doğan, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman’ın bu konuda çıkan yazılarımız üzerine gönderdiği “gereğini yaptım” şeklindeki açıklamasına ne karşılık veriyor? Onu da yarınki yazımızda ele alalım.
* * *
(Genelkurmay’ın Ege’de muhtemel bir Türk-Yunan çatışmasına ilişkin savunma planı. S.E.)
Paylaş