Paylaş
Bu yazıyı kaleme alırken saat 14.45’te kontrol ettiğimde toplam doz sayısı 20 milyon 543 bine çıkmıştı. Bakanlığın tablosu, bu toplam içinde 12 milyon 642 bin vatandaşımızın yalnızca birinci doz aşıyı olduğunu, 7 milyon 900 bin vatandaşımızın ise iki dozu da tamamladığını gösteriyordu.
Yapacağımız hesaplama için bu rakamları baz alalım. Ancak dikkate almamız gereken bir başka veri daha var. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 4 Şubat tarihli açıklamasına göre ülkemizin 2020 yılı nüfusu 83 milyon 614 bin 362 kişiydi.
Bu verileri yan yana getirdiğimizde şu iki tespiti yapabiliriz. Birincisi, dün itibarıyla Türkiye’de nüfusun yüzde 15.1’i henüz yalnızca bir doz aşılanmıştı.
Diğer tespite gelirsek, virüse karşı bağışıklık kazanma anlamında zorunlu görülen iki doz aşı hedefi açısından nüfusun henüz yüzde 9.4’ü bu kritik eşiği geçebilmiştir. Bu eşiği geçenler içinde ağırlıklı olarak sayıları A) 1 milyonu aşkın sağlık personelinin çoğunluğu ile B) 65 yaş ve üstündeki kümede aşı olanlar yer alıyor. TÜİK’e göre, 65 yaş ve üstü olanlar nüfusun yüzde 9.5’ini oluşturuyor.
AŞILAMA BU TEMPOYLA DEVAM EDERSE...
Türkiye’de aşı kampanyası 13 Ocak tarihinde Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın gazetecilerin önünde ilk aşıyı olmasıyla başlamıştı. Demek ki, -üç ay bir hafta- gibi bir süre içinde vardığımız nokta, nüfusun henüz yüzde 9.4’ünün aşılanmasının tamamlanmış olmasıdır.
Bu sonuç bizi bugünlerde her vatandaşın zihninde asılı duran en hayati soruya götürüyor. Nüfusun kalan bölümünün aşısı ne kadar zaman içinde tamamlanabilir?
Aşı kampanyasının aynı tempoda gitmesi halinde, virüsle mücadelede hedeflenen toplumsal bağışıklık düzeyine arzulanan sürede ulaşılabilmesi güç görünüyor. Mevcut tempoda gidilirse Türkiye’nin hedeflenen bağışıklığı kazanabilmesi 2022’ye kalabilir.
AŞI KAMPANYASI İNİŞ ÇIKIŞLI SEYREDİYOR
Bu noktada geçen üç ayın seyrini kısaca hatırlamak fikir verici olabilir. Bakanlığın verilerini düzenli olarak kaydettiğimiz bir döküm, aşı kampanyasının temposunun tedarik durumuna göre oynamalar gösterdiğine işaret ediyor.
Aşı kampanyası 13 Ocak’ta başladıktan sonra ocak sonuna kadar 2 milyon doza yakın aşı yapılmıştır. Şubat ayındaki toplam doz miktarı 6 milyon 600 bini bulmuştur. Mart ayında ise yaklaşık 7 milyon 150 bin gibi bir rakam görüyoruz. Dün öğle saatlerindeki veriler esas alınırsa nisan ayının şu ana kadar olan toplamı 4.7 milyon dozu geçmişti. Bunlar kuşkusuz yaklaşık rakamlar.
Aşılamanın yoğunluğuna bakıldığında, haftalara göre iniş çıkışlar dikkat çekiyor. Örneğin, 29 Mart-4 Nisan haftasında toplam 2 milyon doz aşı yapılırken, 5-11 Nisan haftasında doz miktarı 1 milyon 800’e gerilemiş, 12-18 Nisan haftasında ise 1 milyon 480’e inmiştir. Nisan ayında bir düşüş yönelişi göze çarpıyor.
Bu arada, aşı yapılan kümelerde daha genç yaşlara doğru inilmektedir. 28 Mart tarihinde 60-64 kümesine geçilmiş ve son olarak geçen pazartesi günü 55 yaşından büyüklerin aşılanmasına başlandığı açıklanmıştır.
TÜRKİYE KÜRESEL SIRALAMADA NEREDE?
Peki Türkiye aşılamada küresel ölçekte ne durumda? Bu sorunun yanıtı hangi göstergeye baktığımıza göre değişebiliyor. Önce yapılan toplam aşı dozu miktarına baktığımızda, Türkiye 20 milyon dozun üstüne çıkan performansıyla dünyanın en çok aşı yapan yedinci ülkesi olarak beliriyor.
Oxford Üniversitesi’ne bağlı “ourworldindata.org” veri tabanında bu kategoriye ilişkin yer alan 20 Nisan tarihli tabloya baktığımızda, toplam aşı dozunda Türkiye’nin (20.2 milyon) üstünde ABD (213.9 milyon), Çin Halk Cumhuriyeti (195 milyon), Hindistan (127.1 milyon), Birleşik Krallık (43.4 milyon), Brezilya (33.8 milyon) ve Almanya (22.9 milyon) yer alıyor. Türkiye’den hemen sonra sekizinci sırada 17.4 milyon dozla Fransa geliyor.
Buna karşılık, karşılaştırmalı olarak nüfus faktörü hesaba katıldığında Türkiye bu konumunu kaybediyor. Nüfusun ne kadarının ‘tam aşılandığına’ (aşı türüne göre tek ya da iki doz) ilişkin 20 Nisan tarihli tabloda Türkiye ilk bakışta her 100 kişi içinde iki kez aşılanmış 9.3 kişiyle (20 Nisan) 14’üncü sıraya düşüyor. Gelgelelim, bu sıralamada yer alan ve nüfusları istatistiki olarak çok anlamlı olmayan Monako, Seyşel Adaları ve San Marino gibi küçük devletler çıkartıldığında Türkiye’nin yeri 9’unculuğa çıkıyor. İsrail, bu listede 100’de 57.7 oranı ile, yani nüfusunun neredeyse yüzde 58’inin aşılamasını tamamlamış bir ülke hüviyetiyle birinci sırada yer alıyor. ABD’de bu oran yüzde 26’ya yaklaşıyor.
Bakacağımız bir başka gösterge ise birinci ve ikinci dozların toplamı alınarak bir ülkede her 100 kişiye düşen aşı oranının hesaplanmasıdır. Bu oranda Türkiye ilk bakışta 41’inci sıraya düşüyor. Ancak burada yine çok az tanınan, küçük nüfuslu BM üyesi birçok devlet (Antigua ve Barbados gibi) de sıralamaya giriyor. Bu gibi ülkeler listenin dışında tutulduğunda, Türkiye’nin sırasının en az 9-10 basamak yukarı çıktığını belirtmek hata olmaz.
Nüfus faktörü göz önünde bulundurulduğunda, bu kriterde birçok AB ülkesinin Türkiye’nin üstüne çıktığını görüyoruz. Oysa Türkiye dört-beş hafta öncesine kadar bu göstergede genel hatlarıyla AB ülkelerinin önemli bir bölümünden daha iyi bir çizgide görünüyordu. Bu durum söz konusu ülkelerde aşılamanın hız kazandığına işaret ediyor.
FAHRETTİN KOCA’NIN DEĞİŞEN HEDEFLERİ
Küresel tabloya baktıktan sonra girişteki “Türkiye aşılama kampanyasında bağışıklık hedefine ne zaman ulaşabilir” sorumuza dönelim. Kuşkusuz, bu sorunun yanıtı öncelikle tedarik meselesinin çözümüyle yakından ilişkilidir. Bu noktada özellikle Sinovac aşısının kaynağı olan Çin Halk Cumhuriyeti kilit faktör olarak beliriyor.
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, geçmişte bu konuda bir dizi iddialı hedef koymakla birlikte bunlar tutturulamadığı için her seferinde bu hedefleri revize etmek durumunda kalmıştır. Örneğin, 25 Şubat tarihinde yaptığı bir açıklamada, en geç mayıs ayına kadar kesin 105 milyon dozun geleceğini belirterek, “Toplamda baktığımızda 52.5 milyon insanımız, 20 yaşın üzerinde herkesi yapabilir duruma gelmiş olacağız. Ne zamana kadar? En geç mayıs ayına kadar bitirmek istiyoruz” demişti.
Bakan, buna karşılık 11 Mart tarihindeki bir başka açıklamasında “Nüfusumuzun 50 milyonluk kısmının aşısını sonbahardan önce yaparsak salgın üzerimizde ağır bir baskı olmaktan çıkacak” diye konuşarak, mayıs sonu hedefini yaz sonuna uzatmıştı.
Koca, ardından 25 Mart tarihindeki bir açıklamasında “Mayıs sonuna kadar 100 milyon dozun Türkiye’ye ulaşmasını beklediklerini” belirterek, “50 milyonu aşkın kişinin aşısı tamamlanıp büyük kısmında koruyuculuk başlayacak” diye konuşmuştu. Bakan açıklamasında bu kez “Haziran ayı sonu” hedefini telafuz etmişti.
Koca, son olarak 12 Nisan tarihindeki bir açıklamada ise BioNTech aşısında da olumlu gelişmeler sağlandığını, haziran ayında bu kaynaktan 30 milyon doz gelebileceğini belirterek, “Bizim haziran sonuna kadar elimizde yoğun bir aşının olacağını söyleyebilirim. En geç haziran sonu itibarıyla 40 yaş üstünü aşılayabileceğimizi ama bunun 30-35 yaşına kadar da bu 30 milyon rakamıyla söyleyebilir duruma geldiğimizi ifade etmek istiyorum” demişti.
Her halükârda, hedeflerdeki tekrarlanan değişiklikler ışığında bundan sonrası için en doğrusu, tedarik ve uygulamayı gözleyip, sonuçları sahada izlemek olacaktır. Bekleyip görelim...
Paylaş