Paylaş
Özellikle 2011 sonrası döneme baktığımızda AK Parti’nin Antalya’da her zaman birinci parti olma konumunu koruduğunu görüyoruz. Ancak bu ilde CHP ile arasındaki makas hiçbir zaman fazla açılmıyor. AK Parti’nin Antalya’daki oy oranı -1 Kasım 2015 seçimi hariç tutulursa- 2010’lu yıllarda genellikle yüzde 35 bandında, CHP’ninki ise 30-33 aralığı içinde seyrediyor.
Antalya politikasından söz ederken MHP’nin burada her zaman ülke ortalamasının üstünde bir güce sahip olduğunu, son iki seçim hariç tutulursa seçmen desteğinin genelde yüzde 20 ve üstünde seyrettiğini vurgulamalıyız.
İYİ Parti de son seçimde yüzde 17.30 gibi bir orana çıkarak ve üstelik üç milletvekilli çıkararak Antalya’da iddialı bir aktör olduğunu ortaya koydu. Bunu sadece MHP’yi yüzde 10.18’e düşürerek değil, aynı zamanda CHP’den de kayda değer bir oy çekerek yaptığını belirtelim. Antalya, bu partinin 2018 seçiminde en yüksek oy oranına çıktığı iller arasında.
31 Mart’ta Antalya’da kıyasıya bir çekişme yaşanacak. Bu ilde AK Parti+MHP ortaklığındaki ‘cumhur ittifakı’nın adayı mevcut AK Partili başkan Menderes Türel. CHP ile İYİ Parti’nin oluşturduğu ‘millet ittifakı’ ise başkan adayı olarak Antalya merkezdeki Konyaaltı ilçesinin CHP’li belediye başkanı Muhittin Böcek’i destekliyor.
Böcek, aslında ANAP kökenli bir siyasetçi. Önce 1999’da ANAP’tan Konyaaltı Belediye Başkanlığı’na seçilmiş, 2004’te bu kez CHP’den, ardından 2009 ve 2014’te yine aynı partiden yüzde 60’lara yaklaşan oy oranlarıyla seçilerek koltuğunu korumuş bir siyasi şahsiyet.
2018 genel seçiminde AK Parti ile MHP’nin Antalya’da sandıktaki toplamı yüzde 44.62 oranına gelirken, CHP-İYİ Parti toplamı 2 puan farkla yüzde 46.81’e çıkmıştı. Bu arada HDP’nin de aynı seçimde 100 bin oyla yüzde 7.01 oranında bir pay elde ettiğini unutmayalım. HDP’nin muhtemel bir desteği CHP’li aday Böcek açısından bir avantaj olarak belirecektir.
Antalya’da 2018’deki güç dağılımının 31 Mart’ta kendisini aynen tekrarlayacağı gibi bir önermede bulunacak değiliz. Altını çizmek istediğimiz husus şu: Antalya’da seçimin kıran kırana geçmesi ve bu ilde geçmişte de sıkça rastlandığı gibi sonucun adaylar arasında muhtemelen yakın bir marj içinde ortaya çıkması şaşırtıcı olmamalıdır.
MERSİN’DE HESAPLAR KARIŞTI
MERSİN, Türkiye’nin önde gelen siyasi partilerinin hepsinin kuvvetli bir tabana sahip olduğu, dolayısıyla herkesin iddia taşıdığı, sandıktaki sonucun sıkça küçük farklarla şekillendiği bir ilimiz.
Mersin’de AK Parti ve CHP’nin yerleşik seçmen tabanlarının sayısal güç olarak birbirine çok yakın durduğunu, bu iki partinin genellikle yakın oranlarda oy aldıklarını, hatta 2011 seçiminde her ikisinin de 309 bin eşiğinde örtüştüklerini belirtelim. AK Parti’nin 123 oy fazlası vardı.
MHP de Mersin’de eskiden beri iddia sahibi oldu, hatta 7 Haziran 2015 seçimlerinde yüzde 25.88 oranında oy alan AK Parti’nin hemen arkasından geldi yüzde 24.81 oranıyla. Ancak MHP’nin son dönemde Mersin politikasına damgasını vurduğu olay bir önceki yerel seçim oldu. MHP’li aday Burhanettin Kocamaz, yürüttüğü son derece sistematik bir kampanya ile 2014 yerel seçiminde 324 binin üzerinde oy alarak (yüzde 31.94) büyükşehir belediye başkanı seçilirken AK Parti ve CHP gibi başka partilerden de oy alabilme yeteneğini sergiledi.
Kocamaz, bu koltuğa 1994-2014 yılları arasında Tarsus ilçesinin yirmi yıl süreyle değişmez belediye başkanı olmasının verdiği tecrübeyle oturdu. MHP’den ayrılıp İYİ Parti’ye geçtiğinde Mersin’de bütün dikkatler Kocamaz’ın 31 Mart seçimi adaylığına çevrildi.
Gelgelelim ‘millet ittifakı’nın Mersin’de tek aday çıkarması yönünde bir mutabakat olmadı CHP ile İYİ Parti arasında. CHP kendi adayını çıkarma kararı aldı ve işadamı kökenli 23. ve 24. dönem Mersin milletvekili Vahap Seçer üzerinde karar kıldı.
‘Cumhur ittifakı’ cephesinde ise AK Parti, MHP’ye önemli bir jest yaparak aday çıkarmama ve MHP adayını destekleme kararı aldı. MHP, aday olarak 2004 yılından bu yana Toroslar ilçesinin belediye başkanlığı görevini yürütmekte olan Hamit Tuna’yı sahaya çıkardı.
Yarışın işte bu üç aday arasında kıyasıya bir çekişmeye sahne olması bekleniyordu ki, Kocamaz’ın adaylık başvurusu zamanında yapılmadığı için seçime katılabilmesi imkânsız hale geldi. İYİ Parti Mersin il örgütünün başvuruyu il seçim kuruluna yasal süresi içinde iletmemesi üzerindeki muamma ortadan kalkmış değil.
Bunun üzerine İYİ Parti ile Demokrat Parti arasında varılan uzlaşı çerçevesinde DP’nin Mersin’de eski bakanlardan Ayfer Yılmaz’ı aday göstermesine, İYİ Parti’nin de kendisini desteklemesine karar verildi. İYİ Parti lideri Meral Akşener hafta başında DP Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte Mersin’e giderek Ayfer Yılmaz’a kuvvetli bir destek açıklamasında bulundu. Kocamaz da benzer şekilde desteğini açıkladı.
Sonuçta Mersin ‘millet ittifakı’nın kendi içinde de rekabet yaşadığı üç adaylı bir seçime sahne olacak.
2018 genel seçiminde AKP-MHP bloku bu ilde yüzde 41’e yaklaşan bir güç eşiğindeydi. CHP yüzde 27 dolayında bir oy almıştı. İYİ Parti’nin oyu ise yüzde 13.85’ti. Bu partinin DP adayı Yılmaz’a desteğine bakarken, Burhanettin Kocamaz faktörünü kuşkusuz hesaba katmak gerekir. Ancak yine Kocamaz’ın aday olamamasının hesapları karıştırdığını söylemek mümkün.
Bu arada Mersin’deki seçim denkleminin çok kritik bir oyuncusu daha olduğunu göz önünde bulundurmalıyız. O da son üç seçimde bu ilde oyları yüzde 15-17 aralığında seyretmiş olan HDP. Bu parti 31 Mart’ta Mersin’de aday çıkarmıyor. HDP tabanının CHP’ye yöneldiği ölçüde, CHP adayı Seçer’in oylarının da yukarı doğru çıkacağını tahmin edebiliriz.
Sonuçta Mersin’de seçimin galibini görebilmek için herhalde son ana kadar nefeslerimizi tutmamız gerekecek.
Paylaş