Paylaş
Buna karşılık, BM Genel Kurul kararlarının bağlayıcı olmadığı, dolayısıyla metnin bir sonuç doğurmayacağı, bağlayıcılık taşıyan BM Güvenlik Konseyi kararlarının esas alınması gerektiği görüşü öne sürülebilir.
Böyle de olsa, 12 Aralık 2023 tarihi itibarıyla dünyanın büyük çoğunluğuyla Gazze’de yaşanan insanlık felaketi karşısında nerede durduğunun bir kararla tespit edilmiş olması, BM Genel Kurulu salonundan tarihe bırakılmış değerli bir nottur.
Üstelik bu not, ABD’nin benzer içerikteki bir karar tasarısını geçen hafta cuma günü BM Güvenlik Konseyi’nde tek başına veto etmesinden hemen sonra kayda geçmiştir.
ABD VE İSRAİL’İN BM’DEKİ BÜYÜK YALNIZLIĞI
“İvedilikle insani ateşkes çağrısı” yapılan karar, aynı zamanda “Tüm tarafların sivilleri koruma konusunda uluslararası hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmeleri” talebine de yer veriyor. “Tüm esirlerin acilen ve koşulsuz serbest bırakılması”, ayrıca “İnsani yardıma erişim sağlanması” da bu kısa, ancak özlü karardaki diğer taleplerdir.
Söz konusu karar genel kurulda 186 ülkenin katıldığı oylamada 153 ülkenin desteğini almıştır. (BM’nin 193 üyesi var) Toplam 23 ülkenin çekimser kalmış olması, her şeye rağmen İsrail’in ABD’nin himayesinde yürüttüğü saldırıların bu ülkelerce en azından destek görmediği şeklinde de okunabilir.
Kararın altı çizilmesi gereken bir yönü yalnızca 10 ‘aleyhte’ oy çıkmış olmasıdır. Kendisi dışında yalnızca 9 ülke İsrail ile aynı çizgide durmuştur.
En düşündürücü fotoğraf da burada beliriyor. ABD beklendiği gibi İsrail’e arka çıkarken, Avrupa Birliği içinden iki ülke de İsrail’in yanında yer almıştır. Bu ülkeler Avusturya ve Çekya’dır. Bu iki AB üyesi, genel kurulda geçen ekim ayında yapılan oylamada da ateşkese karşı çıkmıştı.
Peki İsrail’in yanında durarak Gazze’de sürmekte olan katliama seyirci kalmayı tercih eden diğer 6 ülke kimdir diye merak edebilirsiniz.
Bunlar arasında bir Güney Amerika ülkesi Paraguay, bir Orta Amerika ülkesi Guatemala ve Afrika kıtasından Liberya’nın adını duymuş olabilirsiniz. Avustralya’nın kuzeyindeki Papua Yeni Gine’nin ismine de zaman zaman rastlanıyor.
Gelgelelim Marşal adaları ve Nauru, pek çok insan açısından atlas üzerinde merakla coğrafi koordinatları aranacak ülkelerdir. Her ikisi de Pasifik Okyanusu’nda Avustralya’nın kuzeydoğusunda ada devletleridir.
Dün merak edip Nauru’ya baktığımda, Dışişleri Bakanlığı’nın web sayfasında bu ülkenin “Dünyanın en küçük ada cumhuriyeti” olduğunu ve BM’ye 1 Mayıs 1999 tarihinde katıldığını okudum. Nüfusu 10 bin 834 olarak veriliyor.
Sizin anlayacağınız, konu Gazze olunca ABD ve İsrail’in BM’de gücü artık ancak Nauru gibi ülkelere yetmektedir.
FİLİSTİNLİLERE KÜRESEL ÖLÇEKTE ARTAN DESTEK
BM Genel Kurulu’ndan Gazze’de ateşkese ilişkin ilk karar geçen 27 Ekim tarihindeki oylamada çıktığında toplam 121 ülke lehte oy kullanmıştı. Bu kez sayının 153’e çıkmış olması genel kuruldaki desteğin önemli bir artış gösterdiğini anlatıyor.
Bir önceki oylamada 44 çekimser oy çıkarken, bu gruptaki ülkelerin sayısı da bu kez 23’e düşmüştür. Keza, aleyhte oylar da 14’ten 10’a gerilemiştir.
İki oylamanın sonuçları kıyaslandığında, İsrail’in zemin kaybına işaret etmek bakımından çarpıcı değişikliklerle de karşılaşılıyor. Örneğin, bir önceki oylamada çekimser kalan Hindistan, Japonya gibi kalbur üstü bazı ülkeler bu kez ateşkes kararını desteklemiştir.
Dikkat çeken aksi yöndeki bir değişiklik, bir önceki oylamada ateşkese destek veren Arjantin’in, bu ülkede iktidarın geçen ay yapılan seçimde sağcı popülist Javier Milei’ye geçmesinden sonra, bu kez çekimser oya kaymasıdır.
Rusya’nın işgali altındaki Ukrayna ise ABD’yi karşısına almamak için bir kez daha çekimser kalmıştır.
AVRUPA BİRLİĞİ’NDE ÇOĞUNLUK İSRAİL’DEN UZAKLAŞIYOR
Kanaatimize göre oy kalıplarında İsrail’den uzaklaşma anlamındaki değişimin en çarpıcı yaşandığı küme Avrupa Birliği’dir.
Bir önceki oylamaya baktığımızda tam bir parçalanmışlık tablosu çiziyordu AB ülkeleri. Toplam 27 AB üyesi içinde en kalabalık grubu 15 ülke ile çekimserler oluşturuyordu. Buna karşılık, 8 ülke genel kuruldaki çoğunlukla hareket edip kararı desteklerken, 4 ülke de kararın aleyhinde oy kullanmıştı.
Bu kez lehte oy kullananlar (17 ülke) çoğunluğa geçerken, çekimserler 8 ülkeye gerilemiştir. Aleyhte oy kullananlar ülkelerin sayısı da 4’ten 2’ye inmiştir.
Daha önce çekimser oy kullanan Danimarka, Kıbrıs Rum Yönetimi, Estonya, Finlandiya, Yunanistan, Letonya, Polonya ve İsveç bu kez ateşkese destek vermiştir. Ayrıca, daha önce aleyhte oy kullanan Hırvatistan da ateşkese destek pozisyonuna geçmiştir.
Başını Almanya’nın çektiği çekimserler grubunda Bulgaristan, İtalya, Litvanya, Hollanda, Romanya ile Slovakya kalmıştır. Bir öncekinde aleyhte oy kullanırken bu kez tutum değiştiren Macaristan da çekimserlere katılmıştır.
TEK BİR BATI GENELLEMESİ YANILTICI
Bu tabloya bakıldığında tepkisinin yetersizliği gerekçesiyle AB ne kadar eleştiri alsa bile, İsrail’in birlik içinde kendisine bulduğu desteğin somut bir şekilde gerilemekte olduğunu görüyoruz. Bir önceki oylama ile kıyaslandığında, her şeye rağmen Birleşmiş Milletler içinde sergilenen oy davranışları açısından AB cephesinde anlamlı bir değişimden söz etmek mümkündür.
Bu tablo, aslında kategorik bir bakışla Batı’yı bir bütün olarak İsrail yanlısı bir çizgide kategorize etmenin yanlışlığını da gösteriyor. AB içinde İsrail’e karşı alınacak tavır konusunda tam bir mutabakat olmamakla birlikte, sarkacın İsrail’i eleştiren bir çizgiye kaydığı aşikardır.
BM’deki oylama, sahadaki durumu etkilemese de, ABD-İsrail ikilisinin uluslararası camiada büyük bir yalnızlık içinde olduklarını görmek bakımından çarpıcı bir sonuç yaratmıştır. Bu da insanlığın vicdanında kötü bir nottur söz konusu iki ülke açısından.
Paylaş