ABD, Türkiye ile Yunanistan karşısında açıkça taraf tutunca

Türkiye’nin ABD’den yeni F-16 savaş uçakları ve mevcut uçaklar için modernizasyon kitleri alımı amacıyla yaptığı başvuruda Kongre’nin tutumunun ne kadar önemli olduğunu anlatmaya ihtiyaç yok.

Haberin Devamı

Bu alımın bir engellemeyle karşılaşmaması için ABD Kongresi’ni ikna etme ihtiyacı duyuluyor. Salt bu nedenle Kongre üyeleri nezdinde lobi yapmak amacıyla bir grup AK Parti milletvekili Washington D.C.’ye gönderilmişti geçen mayıs ayında.

Kongre deyince, özellikle dış ilişkiler söz konusu olduğunda Temsilciler Meclisi’nin Dış İşleri Komitesi kilit bir rol oynuyor. ABD yönetimi, F-16 satışıyla ilgili resmi süreci başlatmaya karar verdiği noktada Kongre’ye yapacağı resmi bildirimin Senato’ya paralel bir şekilde Temsilciler Meclisi kanadında gideceği adres Dış İlişkiler Komitesi.

Bu komitenin başkanlığını New York üyesi Demokrat Gregory Meeks yapıyor. Kongre’nin bu önemli şahsiyeti, bundan kısa bir süre önce Türkiye’deydi. Komitenin web sitesine konan 5 Temmuz tarihli bir duyuruda, Başkan Meeks’in aynı gün Yunanistan ve Türkiye’yi kapsayan bir geziye çıktığı, kendisine hepsi de Demokrat Partili olan 4 komite üyesinin daha eşlik ettiği belirtiliyor.

Haberin Devamı

Duyuruda, heyetin bu gezide hükümet yetkilileri ve sivil toplum gruplarıyla Doğu Akdeniz bölgesindeki siyasi ve güvenlik durumunu görüşeceği kaydedilmiş. Ele alınacak başlıklar arasında NATO konuları, enerji işbirliği, insan hakları, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşının yol açtığı gıda güvenliği meselesi sıralanmış.

ÖNCE ATİNA ARDINDAN İSTANBUL...

Meeks’in “@RepGregoryMeeks” adresindeki Twitter hesabına bakıldığında, 7 Temmuz tarihli bir paylaşımda başında olduğu Kongre heyetinin Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Konstantinos Floros ile gerçekleştirdiği  görüşmelerin fotoğrafları yer alıyor. Paylaşımda AB ile Yunanistan arasındaki “stratejik ortaklığa” kuvvetli bir vurgu da yapılmış.

Ertesi günkü (8 Temmuz) paylaşımda dört ayrı fotoğrafta Temsilciler Meclisi heyetini bu kez Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile birlikte görüyoruz. Atmosferin sıcaklığını fotoğraflardan okuyabilmek mümkün. Bu paylaşımın üstüne “Yunanistan ABD’nin aziz bir dostu ve hayati bir müttefikidir” notu yazılmış.

Bunu izleyen 9 Temmuz günündeki paylaşımdan Kongre heyetinin Türkiye’ye ayak basmış olduğunu öğreniyoruz. Fotoğrafta Kongre üyeleri ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeffrey Flake ile birlikte görülüyor. ABD İstanbul Başkonsolosluğu yazılı bir panonun önünde fotoğraf çektirmişler. Paylaşımda büyükelçiye heyeti İstanbul’da karşıladığı için teşekkür ediliyor.

Haberin Devamı

Aynı gün Kurban Bayramı. Dışişleri Komitesi Başkanı, bir başka paylaşımıyla hem New York’taki seçim bölgesinde hem de dünyadaki bütün Müslümanların Kurban Bayramı’nı kutlamış.

İki gün sonra 11 Temmuz tarihinde İstanbul gezisinden bir fotoğraf paylaşımı daha yapılmış. Heyetin İstanbul Fener Patriği Bartholomeos ile görüştüğünü öğreniyoruz bu mesajdan. Metinde görüşmede yoksulluk ve iklim değişikliği konularının ele alındığı kaydediliyor.

POMPEO DA SADECE PATRİK İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ

 Meeks’in Twitter hesabı kaynak alınırsa Kongre heyetinin Ankara’ya geçmediğini anlıyoruz. Paylaşımlarda herhangi bir Türk hükümet yetkilisiyle görüştüklerine ilişkin de bir kayıt yok. Gerçek durumun da bu yönde olduğu anlaşılıyor.

Haberin Devamı

Bu noktada ziyaretin Türkiye ayağı Kurban Bayramı’na denk geldiği için resmi temasların organizasyonu açısından müşkül bir durumun yaşandığı öne sürülebilir.

Meselenin bu kısmının tartışmasına girecek değilim. Hangi gerekçe getirilirse getirilsin karşımızdaki yalın gerçek, Kongre heyetinin gezisinin Yunanistan bölümü oldukça kuvvetli bir şekilde geçerken, Türkiye bölümünün bununla karşılaştırılamayacak bir görüntüye sahne olmasıdır.

Ayrıca, bu görüntü bana 2020 Kasım ayında dönemin Cumhuriyetçi ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun çıktığı ve tam yedi ülkeyi kapsayan Avrupa ve Orta Doğu gezisi sırasında diğer altı ülkenin başkentlerinin her birine ayak basarken, Türkiye’de yalnızca İstanbul’a uğradığı ziyareti hatırlattı. O da İstanbul’da Fener Patriği ile görüşmüş, hiçbir Türk hükümet yetkilisi ile temas etmemişti.

Haberin Devamı

Bu iki geziyi yan yana getirdiğimde örtüşen bir davranış kalıbı karşıma çıktı.

ABD POLİTİKASINDA İBRE YUNANİSTAN’A DÖNDÜ

 Kongre heyetinin seyahatine ayrıntılı bir şekilde değinmemin bir dizi nedeni var. Birincisi, Türk-ABD ilişkilerinin 2022 yılı itibarıyla içinde bulunduğu olumsuz atmosferi göstermek bakımından çarpıcı bir not düşmek istiyorum.

Aslında son zamanlarda Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin Yunanistan boyutunu da içeren başlıkta ne kadar sorunlu bir şekilde seyrettiğini işaret eden bunun gibi o kadar çok örnek verebiliriz ki... Bu değerlendirmede S-400’ler, PKK/YPG, Gülen faktörü gibi ilişkilerdeki kriz mevzularını saymıyorum bile.

Haberin Devamı

Geçen haziran ayında Washington’da düzenlenmesi kararlaştırılan Türk-ABD İş Konseyi toplantısının ABD tarafınca son anda iptal edilmesi bu örneklerden birisiydi. Yapılsaydı muhtemelen Savunma Bakanı Hulusi Akar Washington D.C.’ye gidecekti. Buna karşılık ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, geçen hafta Yunanistan Savunma Bakanı’nı Nikolaos Panagiotopoulos’u Washington’da resmi bir ziyarette ağırlamıştır.

Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in geçen mayıs ayında Washington’da gerçekleştirdiği resmi ziyarette Beyaz Saray’da gösterişli bir kabul gördüğünü, ABD Kongresi’nin ortak oturumuna hitap ettiği ve konuşması sırasında tam 37 kez alkışlandığını da hatırlayabiliriz.

Ayrıca, bundan iki hafta önce Temsilciler Meclisi’nin önümüzdeki yıla ilişkin Savunma Bütçesi Yasası’na F-16 satışını Türkiye’nin Yunan hava sahasını ihlal etmemesi koşuluna bağlayan bir değişiklik eklemesi bu süreçteki en son olumsuzluktur.

Gelinen noktada, gerek Yönetim gerek Kongre açısından ABD’nin Türkiye ve Yunanistan karşısındaki politikasında ağırlık artık belirgin bir şekilde Yunanistan’a doğru kaymış bulunuyor.

Meselenin düşündürücü bir yönü, Amerikan tarafının bu durumu dengeleme ihtiyacını hissetmemesidir.

SORUNLARI  SADECE TEK BİR PERSPEKTİFTEN DİNLEMEK

Kongre üyelerinin ziyaretinde beliren tablonun sıkıntılı şu yönüne de değinelim. Heyet Atina’da iken Doğu Akdeniz’deki durumu Yunanistan’ın hem başbakanı hem dışişleri bakanı hem de genelkurmay başkanı ile görüşmüştür. Yunanistan ile Türkiye arasındaki anlaşmazlıklar da kuşkusuz bu çerçevede gündeme gelmiştir.

Herhalde geçen mayıs ayında Kongre’nin ortak oturumunda Senatörlere, Temsilciler Meclisi üyelerine ismini geçirmeden “saldırgan eylemler”le suçladığı Türkiye’ye askeri satış yapılmaması çağrısında bulunan Miçotakis’in, Atina’da Kongre heyeti ile kapalı kapılar arkasında yaptığı görüşmede tutumunu değiştirmiş olmasını beklememek gerekir.

Sonuçta Kongre heyeti, bu sorunları yalnızca tek bir perspektiften, o da Yunanistan’ın bakış açısından dinlemiştir. Doğu Akdeniz’deki durumu görüşmek üzere çıkıldığı açıklanan bir gezide en azından Türk tarafına da “Siz ne diyorsunuz?” diye sorulması gerekmez miydi?

Gezinin zamanlaması itibarıyla da bunu mümkün kılacak bir anlayışla kurgulanmamış olması, zaten Kongre heyetinin bu sorunlara dengeli, hakkaniyetli bir şekilde yaklaşmak gibi bir çabasının bulunmadığının çok açık bir ifadesidir.

ABD’NİN TARAF TUTMASININ SAKINCALARI

Bütün bu gelişmeler, Kongre bu ölçüde Yunanistan’a angaje olduğu sürece, Türkiye’nin ABD’den yeni F-16 alımı planlarının Kongre’de engellenmeden hayata geçirilebilmesinin hiç de kolay olmayacağını göstermiştir.

Kaygı verici son bir nokta, ABD’nin Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşmazlıklarda açıkça taraf bir konuma geçmesinin aslında Türk-Yunan sorunlarının çözümünü de imkânsızlaştıracak olmasıdır.

Zaten üyesi olduğu AB’yi büyük ölçüde yanına çeken Yunanistan, ABD Yönetimi ve Kongresi’ni de arkasına aldığı takdirde Türkiye ile uzlaşmaya, masada tutumunu esnetmeye neden gerek duysun ki?

Yazarın Tüm Yazıları