Paylaş
Burada kullanılan oy, yerel düzeyde de olsa, seçmenlerin büyük ölçüde parti aidiyetiyle, yakınlığıyla yaptıkları bir tercihe işaret ediyor. Adayların kimliğinden, vaatlerinden çok parti kimliği ağır basıyor.
Peki İstanbul’da bu partinin büyükşehir belediye başkan adayı olan Buğra Kavuncu’ya kaç oy çıktı dersiniz? Yanıt: 54 bin 619. (Yüzde 0.63) Yaklaşık 75 bin İYİ Parti seçmenin başka bir partinin adayına oy verdiği anlaşıldı.
İstanbul’da tercihi farklılaşan İYİ Parti seçmenlerinin ezici çoğunluğunun CHP adayı Ekrem İmamoğlu’na yöneldiğini tahmin etmek zor değildir.
*
Geçen 31 Mart seçim sonuçlarının özellikle büyükşehirlere ilişkin İYİ Parti verilerini incelerken, en çarpıcı durum, parti kimliği üzerinden verilen oylarla belediye başkanlarına yönelen oylarda zaman zaman büyük bir farklılaşmanın yaşanmasında karşılaşılıyor.
İstanbul gibi çarpıcı bir örneği Bursa’dan verebiliriz. Bursa’da İYİ Parti’nin ilçe belediye meclisi listelerine toplam 85 binin üstünde oy çıkmıştır. Buna karşılık, bu partinin Bursa büyükşehir belediye başkan adayı Yüksel Selçuk Türkoğlu, 41 binin biraz altında bir oy alabilmiştir.
Demek ki, Bursa’da İYİ Parti’ye yakınlık duyan seçmelerin yarıdan fazlası, kendi partilerinin değil, başka bir partinin, muhtemelen seçimi kazanan CHP’nin adayı Mustafa Bozbey’e yönelmiştir.
Ankara, aradaki makasın en çok açıldığı büyükşehirlerden biridir. Ankara’da ilçe belediye meclisleri için İYİ Parti’ye yaklaşık 95 bin oy çıkarken, bu partinin başkan adayı Cengiz Topel Yıldırım ancak 30 bin oy alabilmiştir. İYİ Parti seçmeninin üçte ikisinin ikinci kez başkan seçilen CHP adayı Mansur Yavaş’ı tercih ettiği aşikardır.
*
Örnekleri artırmak mümkün. Antalya, Aydın, Balıkesir, Mersin gibi merkezler, iki tercih arasındaki farkın genellikle yarı yarıya olduğu, yani İYİ Parti seçmenlerinin yaklaşık yarısının büyükşehir belediye başkanlığında başka partilere yöneldiği illerdir.
Metropollerde genel yöneliş bu doğrultuda olmakla birlikte, buradaki makasın kısmen daraldığı, hatta kapandığı büyükşehirler de var. Örneğin Eskişehir’de İYİ Parti’nin her iki pusuladaki oy toplamları neredeyse aynıdır. Bu ilimizde ilçe belediye meclislerinde İYİ Parti için toplam 19 bin 245 oy kullanılmıştır. (Yüzde 3.58) Partinin belediye başkan adayı Melih Aydın’a da 19 bin 417 oy çıkmıştır. (Yüzde 3.59)
Adayın ilçe belediyelerindeki oyun sınırlı bir oranda üstüne çıktığı örnekler de var. Kayseri ve Samsun bunlar arasında sayılabilir. Her ikisinde de partinin büyükşehir belediye başkan adayları partinin kendi tabanının üstünde seçmen çekebilmiştir.
Ordu ise İYİ Parti adayının aldığı sonucun ilçe belediye meclisleri oyunun oldukça üstüne çıktığı bir büyükşehirdir. İYİ Parti’nin iddialı adayı Enver Yılmaz seçimde ikinci olmuştur. Partinin ilçe belediye meclislerindeki oyu 89 bin iken, adayın oyu 166 bine yükselmiştir.
Yerel düzeyde adayların kimlikleriyle de yakından ilişkili olan bu gibi örneklere karşılık, özellikle batıda ve Ege - Akdeniz sahil şeridindeki büyük metropollerdeki yöneliş vurguladığımız gibi diğer doğrultudadır. Yani parti tercihi, bir çok durumda farklı şekillenebilen belediye başkan tercihinin gerisinde kalabilmektedir.
*
Her halükârda, seçimin sonucu belli ölçülerde bu gözlemi teyit eden bir nitelik taşıyor. Grafikten de izleneceği gibi, kurulduğu 2017 yılı sonrasında girdiği iki genel seçimde, ikincisinde sınırlı bir düşüş yaşamakla birlikte, genellikle yüzde 10 bandında seyreden İYİ Parti, bu kez yüzde 5 oranının altındadır.
Ülke geneli oyu için başvurulan, 30 Büyükşehir belediye başkanlığı seçimi ile 51 ilde il genel meclisi sonuçlarının eklenmesiyle bulunan toplamda, İYİ Parti 1 milyon 735 bine inmiştir. Ülke genelindeki oranı yüzde 3.76’ya karşılık gelmektedir.
Ancak belediye başkan tercihlerinde meydana gelen kaymalar nedeniyle bu yöntem yerine ikinci bir hesaplama yöntemine bakmak daha gerçekçi görünüyor.
Büyükşehirlerde doğrudan parti aidiyetinin önemsendiği ilçe belediye meclisleri oyları ile yine 51 ilin il genel meclisleri oyları toplamı esas alındığında, bu sayı anlaşılabilir nedenle 2 milyon 100 bine yükselmektedir. Bu hesaplamada partinin oranı da yüzde 4.58 çıkıyor.
Salt kullanılan oy sayısına bakıldığında, geçen 14 Mayıs’tan 31 Mart’a kadar geçen on buçuk ay zarfında 5.2 milyondan 2.1 milyona doğru 3 milyon dolayında bir gerileme söz konusudur. Ana tabloyu bu rakamlar üzerinden okumak, İYİ Parti’nin uğradığı oy kaybının bir hayli sert olduğunu gösteriyor.
*
Bu noktada İYİ Parti’nin performansını ölçmek bakımından önemli bir göstergeye de yakından bakmamız gerekiyor. Bu gösterge, büyükşehirlerin dışında kalan 51 ilde yine daha çok parti aidiyeti üzerinden kullanılan il genel meclisi oyları sonuçlarıdır.
31 Mart 2019 yerel seçiminde 51 ilde kullanılan İl Genel Meclisi oyları toplamında İYİ Parti 852 bin oy alırken (oran yüzde 8.1) alırken, geçen 31 Mart’ta ise bu toplam 522 bine inmiştir (Yüzde 5.0).
Bu verilerden, İYİ Parti’nin yalnızca metropollerde değil, aynı zamanda küçük şehirlerde, kırsal bölgelerde de bir gerileme yaşamakta olduğunu anlıyoruz.
*
İYİ Parti, 31 Mart 2019 yerel seçimine bazı seçim bölgelerinde Millet İttifakı içinde uzlaşılara girerek katılmıştı. Bu durum, aldığı sonucun sayısal anlamda tam olarak değerlendirilebilmesine izin vermiyordu. İYİ Parti, son 31 Mart seçimine bu kez farklı bir şekilde 81 il ve ilçelerinde kendi adaylarıyla girmeye karar vermiş, böylelikle ülke bütününe dönük büyük bir iddia ortaya koymuştur.
31 Mart, sergilenen bu iddiaya karşılık İYİ Parti’nin dayandığı kitlesel destekte dramatik ölçülerde bir zemin kaybına sahne olmuştur. Buradaki başarısızlık öyküsü, genel başkan Meral Akşener’in olağanüstü kurultay kararı alarak, genel başkanlıktan ayrılacağını açıklamasıyla sonuçlanmıştır.
Uğranılan yüksek kaybın nedenlerine çok kısaca değinmek gerekirse, başlıca şu noktalar hatırlatılabilir.
Birincisi, 14 Mayıs 2023 genel seçiminde partinin aday listelerinin hazırlanmasında yaşanan çalkantılar, ardından kamuoyu önünde patlak veren ve akçeli konuların da işin içine katıldığı suçlamalar gerilemenin önemli bir boyutu olmalıdır.
Merkez sağ geleneği taşıyan bazı sembol isimlerin partiden uzaklaştırılmasının partinin merkeze yerleşme iddiasını gölgelemesi meselenin bir diğer yönüdür.
Bir başka kilit faktör, 14 Mayıs sonrasında partinin iktidar karşısında kendisini konumlandırmasında yaşanan zihin karışıklığıdır. Liderlik düzeyinde daha çok muhalefete muhalefet eden bir anlayışa geçilince, bu çizginin tabanda çok destek bulmadığını CHP’nin birinci parti çıktığı 31 Mart seçim sonuçlarından okumak mümkündür.
Seçimde özellikle büyük metropollerde partili seçmenlerin azımsanmayacak bir kesiminin muhalefet adaylarına yönelmesi, tabanla liderlik arasında bir kopukluğun ifadesi olmalıdır.
Tabii hepsi bir yana, İYİ Parti lideri Akşener’in “Altılı Masa” sürecindeki fevri çıkışlarının toplumun belleğinde bıraktığı olumsuz tortunun rolü de inkar edilemez.
*
İYİ Parti, cumartesi günü yapılacak olan olağanüstü kongresinde yeni genel başkanını seçecektir. Partinin yeni liderliğinin çizgi olarak nasıl bir güzergâha yöneleceği önümüzdeki dönemde Türkiye’de siyasetin kritik sorularından biridir. Anayasa değişikliği tartışmalarının gündeme yerleştiği bir zamanlamada TBMM’de 38 milletvekili bulunan bir partinin alacağı tutum bu çercevede önem taşıyacaktır.
Kuşkusuz, partinin yeni liderliği 31 Mart’ta tabanın hiç de azımsanmayacak bir kesiminin özellikle metropollerde verdiği mesajı da herhalde dikkate almak durumunda olacaktır.
Paylaş