Tıbbi aromatik bitkiler ve uçucu yağlar olmak üzere çok çeşitli aktif fitokimyasal bileşikler içeriklerinden dolayı viral kaynaklı hastalıklarda bağışıklık sistemini güçlendirerek antiviral etki gösterir. Yaygın olarak kullanılan bazı yenilebilir yabani bitkilerin, baharatların ve bitkisel çayların çeşitli virüslere karşı güçlü antiviral aktivite gösterdikleri dahası, bunlardan bazılarının farklı tür koronavirüs kaynaklı hastalıklarda da kullanılma potansiyelinde olan fito-antiviral ajanlar oldukları önceki çalışmalarda ortaya konulmuştur.
Bugün sizlere Zeytin ağacı yaprağından bahsedeceğim. Zeytinin sadece meyvesi ve zeytinyağı değil, zeytin yaprağı da şifa deposudur. Zeytin yaprağı bağışıklık sistemini güçlendirir, karaciğeri onarır, mikropları öldürüp hastalıkları tedavi eder. Zeytin yaprakları doğal antibiyotik vazifesi görür, kalp-damar sistemini korur ve kanser hastalıklarına karşı kalkan oluşturur.
Zeytin yaprağını çay olarak içilebildiğimiz gibi, sirkesini yapabilir ve yemeklerin içine de ekleyerek tüketebiliriz. Ayrıca bu mucizevi ağacın yaprakları, Hepatit B gibi virüslere de koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Bu yüzden "anti kanserojenik" etki gösterdiği kabul ediliyor.
Zeytin yaprağında bulunan içerikler, cilt güzelliğini sağlamak için de çok değerlidir. Güneş yanıkları, erken yaşlanma ve cilt kanseri gibi rahatsızlıklara sebep olan UVB ışınlarına karşı koruyucu olan zeytin ağacı yaprağı, çok özel kozmetik markalarının gözdesi haline geldi.
Zeytin yaprakları ile hazırlanan çayın vücuttaki antioksidan aktiviteyi dörtte bir oranında artırdığı, böylece bağışıklık sistemini güçlendirdiği görülmüştür. Bu çay kanın pıhtılaşmasını düzenler, kan dolaşımını rahatlatır, böylece kalp rahatsızlıklarını ve kalp krizlerini önler. Ayrıca bu çayın DNA’ya zarar veren bazı zararlı bileşenleri de yok ettiği ortaya çıkmıştır.
Zeytin Yaprağı Çayı Tarifi
5-6 tane taze zeytin yaprağı, 1 adet kabuk tarçın, 1 dilim kabuklu limon. Kışın mandalina ve portakal kabukları da kullanılabilir. Üzerine kaynattığınız suyu döküp 5 dakika demlemeye bırakın. Bu çaydan günde 3 kez içebilirsiniz. Yaz aylarında ise buz ile soğuk çay yerine de kullanabilirsiniz.
Kimler İçemez?
Cilt hücrelerinizin düzenli ve dengeli çalışabilmesi öncelikle size nelere ihtiyacınız olduğunu söylemeliyim. Öncelikle karbonhidratlardan, proteinlerden, vitaminlerden ve minerallerden yeterli miktarda almanız şart. Bunlar her cilt tipi için olmazsa olmaz önerilerdir.
Sonrasında sebze ve meyve de tüketmelisiniz. Çünkü kalsiyum, bakır, iyot, demir gibi mineraller sebze ve meyvelerde bulunur. Proteinler, kas dokunuzu güçlendirmek için elzemdir. Sonrasında tahıllı ve kepekli yiyecekleri de yeterli miktarda tüketmelisiniz.
Genlerinizle Tanışın
Buraya kadar herkeste olması gerekenleri söyledim. Ama bir de gen meselesi var. Arkadaşlarınızı faydalı, eğlenceli, yardımsever veya kötü gün dostu gibi sıfatlarla seçebilirsiniz. Ama genlerinizi asla seçemezsiniz.
Genler cildin yol haritasını belirler. Cildinizin nasıl tepki vereceğini, nasıl yaşlanacağını genlerinizi takip ederek öğrenebilirsiniz. Ebeveynlerinizden gelen genleri, yaş barometresi olarak adlandırırsak, ortaya çıkacak sorunlara karşı koruma duvarlarını örmüş olursunuz.
Ne kadar çabalasak da yaşlanmanın önüne geçemeyeceğiz. Yaşlanma hızını genetik faktörler etkiler ama bunu durdurmak ya da yavaşlatmak bizim elimizdedir. Düzenli olarak ayda bir kere yapılan cilt bakımı, geleceğinizin aydınlık ve daha pürüzsüz olacağının ipuçlarını verir. Evimizde yapacağımız günlük cilt temizliği ve makyaj sonrası temizlemeyi ihmal etmemenizi öneririm.
İlerleyen yaşlarda ise özellikle menopoz döneminde, östrojen eksikliğinde cilt yaşlanması ve kuruluğunu önlemek için de cilt yapısına göre birçok bakımlar uygulanabilir.
Sizlere bu haftaki yazımda bu yönde farkındalığınızı artırmaya gayret edeceğim. İnsan vücudunda deri, saç ve tırnak gibi organların görünümünü düzelten ve güzelleştiren preparatlar, ‘kozmetik’ adıyla anılıyor. Kozmetik; endüstrileşen üretim teknikleri de devreye girdiğinde doğal ve yapay diye ikiye ayrılmaya başladı.
Fitoterapi Değer Kazanıyor
Örneğin bugün insan vücudunda hastalıkları tedavi amaçlı kullanılan sentetik ilaçların yan etkilerinin farkına varılması ile birlikte ‘fitoterapi’ yani bitkilerle tedavi dediğimiz kavram değer kazandı. Bununla birlikte kozmetik sektöründe de sentetik ürünlerin bilinçsiz üretimi ve tehlikeli yan etkilerinin kendini göstermeye başlamasıyla ‘fitokozmetikler’ yani bitkisel kozmetikler önem kazandı.
Yapay kozmetiklerin içerdiği sentetik kimyasallar ve kokular, boyar maddeler ve daha birçok katkı maddesi, vücutta birikerek yararlı olmaktan çok zararlı hale dönüşüyor. Kimyasal koruyucular, cildin normal dengesini bozar, yüzde 30 oranında alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Üstelik bunları kozmetik ürünün raf ömrünün artırmak için yapıyorlar. Ama gözden kaçırdıkları bir nokta var, içeriği zararlı kozmetik ürünler insan ömrünü kısaltıyor.
Doğal Kozmetik Nedir?
Doğal kozmetiklerde formaldehit, benzoik asit, paraben ya da sentetik koruyucu bulunamaz. Genelde doğal koruyucu olarak saf uçucu yağlar ve E vitamini endüstriyel tasarımda organik yada doğal koruyucular kullanılır. Doğal kozmetikler cilde, saçlara, tırnaklara yani dış görünüme dayalı sağlıklı güzelliği de beraberinde getirirler. Bu ürünler, bitkisel sabit yağlar, saf uçucu yağlar, mumlar (balmumu vb), bitki özleri, hidrolatlar (gülsuyu vb) gibi kontrol altında yetişmiş ham maddelerden üretilir.
Sertifikalara Dikkat Edin
Öncelikle her zaman olduğu gibi uyarımızı yapalım. Bakım, kişinin cilt tipine göre yapılmalı ve cilt analizi sonrasında elde edilen veriler ışığında gerçekleştirilmelidir. Cildin durumu tespit edildikten sonra kişiye özel uygulamalar çözüme kavuşturur.
Güneş hasarı, gebelik dönemi ve ilaç kullanımı sonrasında ciltte lekeler oluşabilir. Bu ciltlere biz genel olarak pretinol, glikolik bileşik, vitamin C, vitamin E, üzüm çekirdeği ekstresi, dut ve meyan kökü ekstresi aktif içeriklerini öneririz. Ayrıca aydınlatıcı komplex serum ve maskeler kullanırız.
Kuru Cilt Erken Yaşlanır
Gözenekler küçük, ince bir üst deriye sahip, yağ salgısı normalin altında özellik taşıyan, mat ve nem oranı düşük kuru ciltler, erken kırışmaya müsait oluyor. Soğuk hava, rüzgar, uv ışınları, kötü hava şartları cildin kötüleşmesine yol açabiliyor. Kuru ciltlerde erken yaştan itibaren bilinçli bir bakım uygulanırsa, erken yaşlanmanın önüne geçilebiliyor.
Kuru cilt bakımında, nazikçe cilt ölü hücrelerden arındırılıyor, kir ve makyajı temizleniyor. Cilt özelliğine göre maskeler ile bakımın etkinliğini arttırılıyor. Hyaluronik asit ve gliserin ile nemlendiriliyor, jojoba yağı, primrose yağı, avokado yağı ile masajdan sonra UVA ve UVB'ye karşı tam koruma sağlayan mikronize çinko oksit ve titanyum dioksit filtreler içeren koruyucular öneriliyor.
Yağlı Ciltlerde de Sarkma Olabilir
Parlak görüntülü yağlı ciltlerde ise parlaklık yüzün her bölgesinde görülüyor ve gözeneklerin içi dolu, siyah nokta ve sivilce oluşumuna müsait oluyor. Yağlı cilt, daha uzun süre diri kalıyor, daha az çizgi oluşabiliyor, ancak bakımına dikkat edilmezse sarkma riski artıyor. Yaşlandıkça kırışıklıktan çok derin çizgiler belirgin hale geliyor.
Koruma faktörü çok olan bir çoğumuz için iyi güneş koruyucu. Ancak güneşten korunmanın da yollarını öğrenmemiz gerekiyor. Güneş kavurucu sıcaklıkta değilken mutlaka yavaş yavaş hiçbir yağ ve kimyasal sürmeden güneş ışınlarını almamız gerekir. Piyasada güneş koruyucu diye bilinen bir çok ürün zararlı içerikleri ile cilde faydadan çok zarar verecektir. Sizlere doğal güneş ürünleri tarifleri ile sağlıklı yaz ayları diliyorum.
Doğal Güneş Kremi (Her Cilt İçin)
MALZEME:
HAZIRLAMA:
Karite yağı, bir cam behere ya da cam bir kâseye konulur. İçerisine susam ve pamuk yağı ilave edilip benmari usulü eritilir. Katı Hindistan cevizi yağı da ayrı bir yerde (yine cam bir kapta) benmari usulü eritilir. Erimiş durumdaki karite, susam ve pamuk yağlarından oluşan karışımının içerisine aktarılır. Cam bir çubuk veya tahta kaşıkla karıştırıldıktan sonra hazır hale gelen krem, kavanoza aktarılıp buzdolabında muhafaza edilir.
Güneşe çıkmadan 20 dakika evvel cildimize sürebiliriz. Gündüz nemlendirici olarak da kullanılabilir. Raf ömrü 6 aydır.
Bronzlaştırıcı Doğal Güneş Yağı (Her Cilt İçin)
Yaşlanmanın nedenleri de primer ve sekonder olmak üzere ikiye ayrılır:
Primer (birincil) yaşlanma nedenleri
Sekonder (ikincil) yaşlanma nedenleri
Yaşlılıkla birlikte insan derisinde azalan fonksiyonlar şunlardır:
Anti-Aging Ne Demektir?
Kelime anlamı ‘yaşlanma karşıtı’dır. Bu bir tedavi prosedürü olarak görülmelidir. Anti-Aging’te amaç; olanı korumak ve oluşabilecek deformasyonların önüne geçip, yaşlanmayı mümkün olduğunca yavaşlatıp, geciktirmektir. Dolayısıyla kişinin kendini kontrol altına alabilmesi için tetkik yapılıp, kişisel Kozmetoloji kimliği belirlenmeli, yaşlanmanın ne derecede olduğu saptanarak, uzmanlar tarafından kişiye özel anti-aging uygulamalar ve kişiye özel ürünler kullanılmalıdır. Sağlıklı güzellik için doğru besin önerileri bilinmeli, antioksidan alımı düzeyi ve dozu oluşturulmalıdır. Standart olarak üretilen kozmetikler herkeste aynı etkiyi yaratamaz...
Her bireyin ihtiyacı farklı, bunu analizler, testler ve ölçümler ile belirleyip; kişiye özel ürünlerle en etkin sonuç alınır. Size uygun olmayan bir ürün fayda sağlanması beklenirken, zarar verebilir. Ürün kötü değildir belki ama size uygun değildir... Diyelim ki size uygun olmayan bir vitaminli krem kullanıyorsunuz bu tip bir uygulamadan hızlı etkili sonuç beklemek yanlış olur. Önemli olan cildin neye ihtiyacı var, bunu bilerek ürün kullanımı gerçekleştiğinde cok daha kısa sürede hızlı maksimum fayda sağlanır. Bu şekilde yaklaşımlardaki işlevsellikleri uzman kişilerce önerileri ve uygulamaları yaptırılmasını önemini vurgulamak isterim. Hangi uygulamadan doğru ve etkin sonuç alacağımızı sorunun ana kaynağını bulmaktan geçiyor.
Kozmetoloji ve Tibbi Bitkiler Uzmanı Seda Sakacı Çelik
http://www.sedasakaci.com/
https://www.instagram.com/sedasakacicelik/
Yaşlılıkla birlikte insan derisinde azalan fonksiyonlar şunlardır:
Anti-Aging Ne Demektir?
Kelime anlamı ‘yaşlanma karşıtı’dır. Bu bir tedavi prosedürü olarak görülmelidir. Anti-Aging’te amaç; olanı korumak ve oluşabilecek deformasyonların önüne geçip, yaşlanmayı mümkün olduğunca yavaşlatıp, geciktirmektir. Dolayısıyla kişinin kendini kontrol altına alabilmesi için tetkik yapılıp, kişisel Kozmetoloji kimliği belirlenmeli, yaşlanmanın ne derecede olduğu saptanarak, uzmanlar tarafından kişiye özel anti-aging uygulamalar ve kişiye özel ürünler kullanılmalıdır. Sağlıklı güzellik için doğru besin önerileri bilinmeli, antioksidan alımı düzeyi ve dozu oluşturulmalıdır. Standart olarak üretilen kozmetikler herkeste aynı etkiyi yaratamaz...
Birçok çeşidi olan sivilcenin tıbbi literatürdeki adı aknedir. Kırmızı küçük aknelere ‘papül’, iltihaplanmış ve şişkin olanlara ‘püstül’ adı verilmektedir. Ayrıca hem şişkinlik doluluk olan hem de arkası sert olanlara ‘kistik akne’ denmektedir.
Aknenin hangi tür olduğunu ancak bilimsel cilt analizi sonrasında anlaşılabilir.
Akne sorununuz var ise alkol, süt ürünleri, sigara, kafein, şeker, işlenmiş gıdalar, tahıl bunlardan kaçınmanızı öneririm.
Akneli cildin bakımı sırasında dikkat edilecek noktalar şunlardır:
AKNELİ CİLT İÇİN TONİK-1
MALZEME:
HAZIRLAMA:
Nedir bu kozmetoloji kimliği?
Duymamış olmanız gayet normal, sadece ülkemiz için değil dünya içinde yeni bir kavram.
Artık teknolojik cihaz ve yazılımlar ve yapay zekâ kullanımı ile bilimsel analizler yapılıp cildin nemi, sıcaklığı, yağı, 3D analizlerle kolajen yapısı, oksidatif stresi, lekelerin derecesi, boyutu, saçın hacmi, dolaşımı, kalınlığı gibi sonuçların elde edilebildiği detaylı ölçüm test ve analizler yapılabiliyor.
Kozmetoloji kimliği de bu analiz sonuçlarına göre ortaya çıkıyor. Kozmetoloji kimliği sayesinde cildinizin mevcut durumunu, var ise cildinizdeki problemin kaynağını ve nasıl giderilebileceğini, ilerde cildinizde neler olabileceğini, nelere dikkat edip nasıl önlemler almanız gerektiğini, hangi etken maddelerin cildinize uygun, nelerin eksik olduğunu, cildinizi nasıl koruyabileceğinizi öğrenmiş oluyorsunuz. Hepimizin bence bu kimliğe ihtiyacı var. Üstelik bu kimliğe 1 saat içinde sahip olabiliyorsunuz.
Hepimiz eşsiziz. Hiçbirimiz, birbirimiz ile aynı değiliz. Standart olarak üretilen kozmetikler ve standart uygulanan bakımlar hepimizde aynı etkiyi meydana getirmeye biliyor. Her bireyin ihtiyacı farklı... Bu analizler, testler ve ölçümlerle ortaya çıkacak kozmetoloji kimliği ile en etkin sonuca yönelik nokta atışı bakımlar ve kozmetiklere ulaşmak mümkün. Standart ve size uygun olmayan bir üründen ya da bakımdan fayda beklerken, zarar görebilmeniz son derece olası. Ürün, kötü olmayabilir ama size uygun da olmayabilir.
Diyelim ki cildinizde kolajen üretim değerleriniz gayet normal ve kolajenli krem kullanıyorsunuz, bu tip bir uygulamadan hızlı, etkili sonuç beklemek son derece yanlış¸ olur. Önemli olan, cildiniz ne durumda ve neye ihtiyacı var bunu analiz yolu ile tespit edebilmek. Bunu bilerek ürün kullanımı ve bakımlar gerçekleştiğinde, çok daha kısa sürede, hızlı ve maksimum fayda sağlanması mümkün.
Hem de harcamalarınızdan da tasarruf ederek. Kozmetoloji kimliğinizin olması size kişiye özel kozmetiğin yolunu da açmış oluyor. Bir sonraki yazımda kişiye özel kozmetikle ilgili detayları da sizlerle paylaşacağım.
Sağlıkla kalın.