Paylaş
Geçen hafta çarşamba sabahı gazetelerini okuyanlar, televizyonlarını açanlar, hepimizi yardımlaşmaya çağıran bir söz ve bir imzayla karşılaştı:
Bir tuğla da siz koyun-TÜRK MEDYASI
Evsiz, yersiz, yurtsuz kalanlar için inşa edilecek binalara, bir tuğla koymanın mutluluğuna çağırıyordu Türk halkını Türk medyası.
Okurlar, kamuoyu, zaman zaman basın kuruluşlarının birbirleriyle rekabetlerine, tartışmalarına tanık olmuşlardır.
Hiç kuşkusuz bu, her sektördeki olağan rekabet şartlarıdır.
Ancak medya; kamuoyu önünde bir sektör olduğundan bu sütunlara ve ekranlara daha büyütülmüş biçimde yansır.
Biz burada tartışmaların, rekabetten kaynaklanan olayların savunmasını yapmıyoruz, olağanlığını belirtiyoruz.
Türk medyası, büyük sorumluluk içinde, deprem felaketi günlerinde büyük bir dayanışma göstererek, tek kalem halinde bir yardım kampanyası başlattı ve gerçekten de kendine düşen sorumluluğu, bilinci ispatladı.
KALANLARA SEVGİ VE YARDIM
HÜRRİYET Pazar'ı okuyanlar, gerçekten bundan sonraki psikolojik tavrımızın belirlenmesi, hepimize düşen görev konusunda uzun uzun düşünmeleri gerektiğine inanmışlardır.
Psikologların söylediklerine kulak vermeliyiz. En yakınımızda olanların hayata dönüşlerini hızlandırmalıyız.
Medyaya da şimdi enkaz sonrası dönemin psikolojik boyutunu güçlendirmek düşmektedir.
Unutmayalım, unutturmayalım, sorumlulardan hesap soralım. Yasaları ağırlaştıralım, harfiyen uygulayalım, ama sağ kalanları, yalnız kalanları hayatla barıştıralım.
Türkiye'de deprem iki kurumun önemini, çağdaş toplumsal gelişmeler içindeki yerini gösterdi.
Birincisi medya, ikincisi de sivil kuruluşlar.
İkisinin de görevi üstlenmede iyi sınav verdiklerini söyleyebiliriz.
Daha iyi haftalar yaşamanız dileğiyle.
Seçkin TÜRESAY
Paylaş