Paylaş
Siz çocuklarla birlikte doğa gözlemleri yapıyorsunuz. Bu gözlemlerin temel amacı nedir?
Çok kıymetli bir coğrafyada yaşıyoruz ama o coğrafyanın hâlâ farkında değiliz. Yaşadığımız coğrafyanın değerini bilip o coğrafyadan yararlanarak üretimimize yansıtmasını amaçlıyorum. Kime sorsak doğa için duyarlı olduğunu söyleyecektir. Ancak ‘duyarlılık’ konusu da yönlendirmeye muhtaç bir alan. Örneğin ağaç dikme çalışması yapacaksınız, ama nereye? Örneğin, bozkıra ağaç dikmeye karar verdiniz; ancak orada, bozkırdaki yaşam alanını yok etmeniz söz konusu olabilir. Çünkü sadece orada yaşayabilen canlı türleri var. Örneğin toy kuşu! Sadece bozkırda yaşıyor… Coğrafyayı iyi tanıyıp, coğrafyanın ihtiyacı doğrultusunda doğaya destek olmamız gerekiyor. Örneğin, evimizde çeşmemizden akan suyun kaynağına dair bilinçlenmemiz gerekiyor. İnsanlara neyi nasıl yapması gerektiğinden ziyade, neden yapması gerektiğini söylememiz gerekiyor.
Anne babalar, çocuklarının doğa duyarlılığını nasıl sağlayabilir?
Bu aslında bizim kendi duyarlılığımızla başlayan bir süreç. Örneğin ben yaz boyunca Cullinan Belek’te kuş gözlemi atölyeleri yaptırdım ve bu atölyelere hâlâ devam ediyoruz. Buraya dünyanın her yerinden insan geliyor. Zengin flora ve faunasıyla bir doğa harikası olan Belek’teki bu alanın avantajıyla çocuklar büyüleyici dağ zirveleri, fıstık çamları, okaliptüs ağaçları ve akarsularla iç içe bir alanda gözlem yapma şansına erişiyor. Etkinliğimizin adı ‘Doğadabuan’ ve Upupa Kids Club’ta gerçekleştiriyoruz etkinliklerimizi... Burada yaşayan kuş türlerini, kelebekleri, yusufçukları, çiçekleri, farklı türlerdeki ağaç ve bitkileri doğal ortamında dürbünlerle izleyip, onların yaşantısıyla ilgili doğa farkındalığı yaratıyoruz. Sonra da burada öğrendiklerini anne babalarıyla paylaşmalarını istiyoruz. Böylece karşılıklı bir doğa farkındalığı gelişiyor. Zaten temel amacımız da doğanın farkında ve doğaya saygılı nesiller yetiştirmek.
Hüseyin Çağlar İnce ailesiyle birlikte kuş gözleminde...
Siz ‘Doğadabuan’ adında bir kitap yayımladınız ve etkinlikleri de bu çerçevede yürütüyorsunuz…
Evet. ‘Doğadabuan’ kitabıyla, en yaygın canlı türlerini, hikâyeleriyle birlikte öğrenip içselleştirmek için bu kitabı yayımladım ve beraberinde de etkinliklere başladım. Burada yaptığımız etkinliklerde dikkatimi çeken önemli bir şey var. Buraya gelen Türk aileler çocuklarına örneğin “Balığını bitir!” diyor. Oysa Rus aileler “Levreğini bitirdin mi?” diyor. Yani balığın adını söylüyor. Çocuklara doğa gözlemi sırasında defne yaprağı gösteriyorum meselâ, Rus çocukları hemen tanıyor, ama bizimkiler tanımıyor. Buna şaşırıyorum çünkü defne Rusya’da yetişmiyor, o bir Akdeniz bitkisi… Kısacası türleri öğretmenin öneminin aileden başladığını söylemek istiyorum. Aileler çocuklarıyla doğaya çıkmadan önce ‘Doğadabuan’ kitabımı birlikte inceleyebilir, doğayı var eden pek çok özel türü öğrenerek doğaya çıkabilir.
30 Ekim Pazar günü Antalya Kitap Fuarı’nda saat 16.00’da 306 No’lu stantta ‘Doğadabuan’ ve ‘Yörüklerden Kayıp Masallar’ kitaplarımı imzalayacağım, herkesi beklerim.
Hüseyin Çağlar İnce, Doğadabuan, A7 Kitap, 160 sayfa, 100 lira
KENDİ SORULARINI SORUP, CEVAPLARINI KENDİ KENDİNE BULAN ÇOCUKLAR
Ezbercilik, eğitim sisteminde çok eleştirilen bir kavram. Soru soran, yanıtları arayan çocuklar yetiştirmek ise birçok anne babanın hayali. Mia Anaokulları’nın kurucusu Sosyolog ve Eğitimci Ali Koç bu konuya kafa yormuş. Çocukların soru sormaya ve yanıtlarını aramaya anaokulu döneminde başladığını söyleyen Koç, “Çocuklar 36 aylıkken fiziksel ve psikolojik olarak, topluluk içerisinde yaşama deneyimine hazır hale geliyor. Çocuğun kiminle zaman geçirdiğinden çok nasıl zaman geçirdiği önemli. Fiziksel ve pedagojik olarak bu yaş grubunun ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş anaokullarına giden çocuklar, akranları ve öğretmenleri ile daha zengin bir yaşam deneyimi kazanıyor. Zihnin öğrenmeye en açık olduğu anaokulu döneminde edinilebilen bu alışkanlık çocukların tüm hayatına dolayısıyla da bütün bir topluma yön verecek” diyor ve ekliyor: “Çok küçük yaşlarda edinilen eğitim, farkında olmasak da geleceğin temellerini oluşturuyor. Bugün yetişen küçük çocuklar edindikleri tüm bilgi ve deneyim ile yarınların resmini çizmeye başladı bile. Ortaya çıkacak tabloda neler göreceğimiz ise nasıl yetiştikleri ve neleri öğrenebildiklerine bağlı. Bilgileri sadece ezberleterek aktarmaya çalıştığımız zaman aslında gerçek anlamda bir öğrenme gerçekleşmiyor. Önemli olan öğretmek değil, merak edip soru sorması ve kendi cevaplarını keşfetmesi için çocuğu yönlendirmek.”
Sosyolog ve Eğitimci Ali Koç
Çocukların soru sorması ve cevaplarını araştırması bilimsel eğitimin de temellerinden biri. Çocuklar cevap ararken doğadan yararlanmayı öğrenmeli, iş içinde eğitim temeline dayanan bir sistemle deneyimlemeli ve sonuçları görmeli. Böylece çocukların etkili iletişim kurduğuna, deneyimlerini paylaştığına ve hayata daha heyecanla baktığına da tanıklık edebiliriz.
ÇOCUKLARINIZI KİTAP FUARLARINA GÖTÜRÜN
Kitap fuarları, okuru yazarla buluşturan en önemli organizasyonlardan… Fuarda kendi istediği kitapları alan, sonrasında o kitapları yazarına imzalatan, fotoğraf çektiren ve güzel anılar biriktiren çocukların kitaba yaklaşımı her zaman daha sahici ve samimi oluyor. Fuarlar anı biriktirmeye aracılık ediyor, çocuklar eve geldikten sonra yaşadıklarını anlatıyor, böylece kitaplar ve o kitapların yazarları, çocuğun düş dünyasında birincil gündem maddesi oluyor. Bu da elbette çocuğun kitaplara olan ilgisinin artmasını sağlıyor. Bu hafta Ankara ve Antalya Kitap Fuarı’nda birbirinden değerli çocuk kitapları yazarları kitaplarını imzalıyor. Çocuklarınızı götürün, güzel anılar biriktirin.
Paylaş