Paylaş
2020 Yılından beri en önemsediğimiz haftaya girdik.
09 Kasım-15 Kasım arasındaki haftaya merhaba diyoruz.
Zaman çabuk akıyor ve hızlıca ilerliyor. Önümüzde önemli ve farkındalığımızı çok daha yüksek tutmamız gereken günler var. Bu yıl en önemsediğimiz Plüton-Jüpiter ve Satürn oğlak kavuşumu 3. kez gerçekleşti. Bu gökyüzü konumunu biliyorsunuz ki çok önemsedik ve bizlere karanlık olan bir yerleri aydınlatma yolunda bazı gösterimlerde bulundu.
Şimdi sonuncusu bu hafta sonu temas ediyor ve hayatımızdaki birçok sır perdesini aralıyor.
Geçtiğimiz nisan Ay’ında verdiğim bir danışmanlıkta İzmir’den bir okuyucuma şöyle demişim:
Bana dün ses kaydını attı.
Ben soruyorum:
“Kasım başlarında kurumunuzu değiştirmeniz tayin olmanız gerekebilir?
Cevap olarak o da “hayır” yeni atandım. Bu mümkün değil demiş.
Peki zorunlu bir hal olsa siz kurumunuzu ne koşulda değiştirebilirsiniz?
O da cevap olarak “Aygül Hanım valla istifa gibi mi diyorsunuz”.
Hayır, iş ortamınızın zorunluluk içinde değişmesinden söz ediyorum.
Valla ne bilim Aygül Hanım ancak kurumun başımıza yıkılması gerekir herhâlde sokakta çalışalım demiş. Benim ayrılmam söz konusu olmaz.
Bende kendisine “beklenilmeyeni beklemek diyelim ve öngöremediğimiz bir durum sebebi ile siz bu duruma karşı hazırlıklı ve planlı ilerleyin” demişim.
Neyse gel zaman git zaman…
Dün ses kaydını dinletti. Ben telefonla aradım. O ağladı ben o an için ağlamasam da telefonu kapatıp ağlamak için çok sabrettim. Yaşam ne ilginç diye sözlerine devam etti. Ben aynen bu şekilde söylemişim Aygül Hanım size. Depremde kurumumuz ağır hasar gördü ve bu hafta eşyalarımı toplayacağım. Nerede çalışacağız ve ne olacak hiçbir bilgim yok. Aynen sizin dediğiniz gibi bunu o an için öngöremedim ama olaylar beni bu duruma çekti diye devam etti. Bu kişinin haritasında 3 kez gerçekleşen Plüton-Jüpiter-Satürn kavuşumlarında diğerlerinde atanmayı bekledi. Başka birinin onu yerinde etmesiyle uğraştı.
Ve son 3.kez kavuşumda binanın yıkımı oldu. Şimdi olayları nasıl değerlendirmek lazım size kalmış.
Astroloji hiçbir durumun önüne geçmedi ama kişi olayı yaşarken birçok konuda farkında oldu.
Öyle değil mi?
Bende kendi haritamda kariyer alanımda bu kavuşumu çeşitli noktalarda deneyimledim. 16 yıllık bir yerel yönetimci olarak size anlatabilecek çok hikayem var. Yaşadığım haksızlıklardan tutun görev için kapı kapı gezdiğim belediye başkanımı kalmadı gibi kısımları sayfalarca sizlere hikâye olarak tarafımdan anlatılabilir. Liyakat problemi hayatımızın her alanında var. Bunları hepiniz yaşıyorsunuz. Hayatımda en büyük sınavı Jüpiter’i oğlak ve 10.evde olan biri olarak fazlasıyla yaşadım ve yaşıyorum. İnanın bitmiş değil ve bitmiyor. Bende ziyadesiyle çok yorulduğumu ya da bir çılgınlık yapıp belediye başkanı mı olmam gerekiyor kısımlarında kendimi sorguluyorum.:) Bakın gülmeyin sakın. Bir koç burcunun ne yapmasını bekliyorsunuz.
Tüm samimiyetim ve içtenliğimle sizle duygularımı paylaşıyorum. Dünyaya yar olsanız da bir başka bir yere yar olamayabiliyorsunuz. Bu deneyim benim için inanın heyecan verici.
İsmi lazım değil eski ve görevden ayrılan bir belediye başkanı bana “sen niye sürekli gelip bana proje anlatmak istiyorsun başka işin yok mu demişti” işte o gün haritama göre bir karar aldım. Astroloji ile ilgilenen biri olarak yaşam mücadeleme devam etmem gerektiğini ama bir müddet bu alanda bana yer olmadığını anladım. Anladım da ne oldu 2 yıl sonra yine kesin bu projeye bayılacak ve bana karşı önyargılarını yıkılacak dediğimde beni başka bir yerde görevim dışında dosya toplatıp, arşivlemeye göndermişti. Şimdi meşgulsün derdi. Hakikaten zor ve kafayı kaldıramadığın bir işti. Allah çalışanların yardımcı olsun. Arşivcilik bilmeyen biri için çok zor iş. İş üreten, kendi algıları olan ve sisteme yeni bir şeyler katabilecek insanların istenmediğini kabul etmek istemediğim için arayışım hep devam etti. Bunları yazarken de korkmuyor değilim bu 3. Ve son kavuşumda başıma bir şey gelmesin diye :)
İşin şakası… Bunlar size örneklemeler olarak kalsın istiyorum. Hayattan vazgeçmeyin istiyorum.
Sanki içimdeki tüm enkaz kalkmak üzere.
Öyle doluyum ve öyle kırgınım ki…
Tarifi yok. Bu beni inanın her şeye rağmen üzmüyor. Daha fazlası ne olabilir buna bakıyorum. Madem burada bana yer verilmek istenmedi o zaman başka faydalı olacağım bir durum var diye bakıyorum. Yeni yollar arıyorum. Bu denli bir devlet tecrübesini neden astroloji ve insanlıkla birleştirmeyip Satürn Kova’da başka bir şey yapmamayım diye bile heyecanlanabiliyorum. Henüz her şey bitmiş değil…Her şey yeniden başlayabilir.
Astrolojiyi nasıl kullanmanız gerektiğini anlamanız için yazıyorum. Herkesin kırık, dökük bir hikayesi var.
İzmir’deki Ayda bu sabah annesiz uyandı. Kaç sabahtır annesiz uyanıyor.
İzmir’deki Arif Emre ablası ve akrabalarıyla bu hafta yeni bir hayata başladı.
İzmir’deki birçok insan bu hafta evleri, kurumları boşaltıyor.
İstanbul’daki Aygül kariyerinde yaşadığı haksızlıkları algılamaya çalışıyor.
Ankara’daki Merve Hanım’ın covid testi bugün pozitif çıktı. Acaba yaşlı babasına geçti mi?
Antalya’daki Hüseyin Bey, firmasını bu hafta devredecek.
Ev hanımı Ayşe Hanım, zar zor biriktirdiği dolarları altınları bozdurup bozdurmayacağını düşünüyor.
Sokaktaki Ahmet Bey, evden işe diye çıktı ama işi yok.
Görevden haksız yere alınan Semih Bey evde hanım ve çocuklara söylemediği için gözyaşlarını içine akıtarak takım elbise ve kravatını giydi işe gider gibi yaptı.
Üniversite öğrencisi Mihriban, çok aşık ve bu sabah acaba okula sevdiği çocuk gelecek mi diye heyecanla kalktı ve gitti. Hatta kıyafetine göre maske taktı. Yüzyılın pandemisinde acaba bugün o delikanlının dersi var mı ve bizim Mihriban onu kantinde görecek mi?
Dememiz o ki; tahtlar geçici, iyi ki zamanında ezilip büzüldük. Ya ezilip büzülmeseydik ne anlardık halden… O zamanlar ne delilikmiş ne hevesmiş bendeki… Dünyanın içinde maddesel işler peşinde koşup koşup yorulmuşum. Yaşadıklarım müstahakmış. O zamanlar üzüldüğüm şeye şimdi seviniyorum. Hayat tuhaf işte…Yeni bir başlangıç yaptım hayata. Eskileri unuttum. Vazgeçtim acılarımdan. Bakıp bakıp gülüyorum neler yaptığıma. Sonra, ne kadar üzüldüğümü fark ediyorum. Değmezmiş.
Bir zaman üzülürsün, sonra sevinirsin.
Önemli olan tevekkül etmek…
Sanırım bu haftaya en iyi Mihriban başlıyor…
Ne dersiniz….
Makamlar, mevkiler, hayaller hayatlar filan unutun…
Hepimize Mihriban’ın umudundan lazım…
Güzel bir hafta dilerim…
Paylaş