ANKARA’da geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay’ın tanımı ile bu toprakların cumhuriyet döneminde yetişen büyük çınarları için ödül törenleri vardı. Ülkemizin ilk arkeologlarından olan Prof. Dr. Halet Çambel ve Prof.Dr.Nimet Özgüç’e devletin kültür, sanat ve bilim insanlarına sahip çıktığının bir işareti olarak nitelendirilen ödülleri Cumhurbaşkanı Gül tarafından verildi.
Türk Kadınları Kültür Derneği tarafından verilen 2011 yılı hizmet ödülü ise Milli Kütüphane Eski Başkanı Sayın Dr.Müjgân Cunbur’a takdim edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen kültür ve sanata hizmet ödüllerinin uzun bir aradan sonra yeniden verilmeye başlandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür yaşamındaki değerlerinin öğretilmesi ve yaşamasında katkısı olanlar unutulmadan devlet törenleri ile anılırken bizlere de gelecek için bir şeyler yapma yolunda sorumluluklar yüklemektedir. Ömürlerinin yarım asırdan fazlasını kamu hizmetinde geçiren binlerce öğrenci yetiştiren ve çalışmalarını bizlerle paylaşan değerli hocalarımıza emekleri için teşekkür ederken sağlıklı nice uzun ömürler diliyoruz.
TURİZM ÖDÜLLERİ
Bu arada kültür açısından verilen bu ödüllerin turizm alanında da verilmesini önermek istiyorum. Bu 1890 yılında rehberlerle ilgili yasanın çıkarılmasına kadar uzanan ve cumhuriyetin ilanından bir hafta sonra kurulan Türk Seyyahin Cemiyeti devam eden sürecin bir değerlendirmesi olacaktır. 1963 yılında kurulan Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’nın 50’nci kuruluş yılının bu anlamda değerlendirilmesi için başlangıcın Sayın Bakanımız tarafından yapılmasını öneriyorum. ATİD olarak hazırladığımız projelerin desteklenmesi halinde iki yıllık hazırlık süresinin ön çalışmaları da başlamış olacaktır. Kültürel içerikli toplantılardan sonra “Mimarlarımız ve mimarimiz” ne durumda sorusunu kendime sıkça sorma durumunda kalıyorum. Bilindiği gibi “mimar” sözü “ömür” kökeninden geliyor ve kalıcı eserler bırakanlar anlamında kullanılıyor; tamir ise ömür uzatmak anlamında. İşte Sayın Bakanın tanımı ile ödül alan çınarlar bu anlamda birer mimar; bunlara 50 yıldır hizmet veren turizmin mimarlarını da eklemek bakanlığın amaçları ile de tutarlı olacaktır.
YARINA BIRAKABİLMEK
Yaşamın amacı yarına bir şeyler bırakabilmek. Dünden aldıklarımızı gelecek nesillere bırakırken neler ilave edebileceğimizi de düşünmek zorundayız. Kentlerimizi aldığımız gibi teslim edemeyeceğimiz kesin görünüyor. Yapıları ve yolları ile kimliklerini yitiren kentlerimize batı modellerinden kaynaklanan isimler ararken Altındağ Belediyemizin Hamamönü Projesini ve bunu sağlayan mimarlarımızı kutlamak istiyorum. Bu modelin Ankara’nın kendini korumuş bölgesi olan Kaleiçi’ne de yansımasını diliyorum.Cumhuriyetin Ankara’sından gelecek nesillere bırakabileceğimiz eserleri de buna katarak yapacağımız hamle Ankara’nın turizmi açısından açılış olacaktır. Bundan sonrası bize emanet edilmiş olan başarısı kanıtlanmış kişilerimizin, kurumlarımızın ve kentlerimizin değerini bilmekten, onların isimlerini kültür merkezlerinde, meydanlarda, yaşadıkları mekanlarda yaşatmak ve korumaktan geçiyor.