İNSANLARIN seyahat etmeye başladıkları günden itibaren varış ve ayrılış noktalarının (terminallerin) yönetimi, yolculuğun, gezilerin ve turizmin en önemli konularından biri olagelmiştir.
“En uzun yolculuklar atılan ilk adımla başlar” sözünde olduğu gibi yolculuğun başladığı yer sorusunun cevabı bu noktalarda aranır haldedir. 225 milyonu otobüsle olmak üzere yurt içinde seyahat eden 300 milyona yakın yolcunun kullandığı, bir anlamda yolculuk öncesi ve sonrası konuk oldukları terminaller, gerçekten bir itibar ve kentin, ülkenin ilk ve son izlenim noktalarıdır. Gazetelerde sıkça manşet olması ve bizim de yolculuklarımızda karşılaştığımız sorunlar nedeniyle bu hafta arkasındaki büyük gayretlerin, inanışların ve birikimlerin Türkiye’nin bir gururu olarak dünyaya açıldığı havaalanlarındaki hizmetlerin bir fotoğrafını çekmek istiyorum. Yapı olarak, dünya çapında ün kazanan havaalanlarımız ve pek çok ülkede işletmecilik yapan firmalarımız var. Bu yapılara, güvenliğin güzelliği ve kaliteyi engellediği bir ortamda giriyorsunuz. Görevini yaparken nezaket ve kamu hizmeti anlayışı ile davranmayan kişiler yüzünden, ilk andan itibaren yüklendiğiniz sıkıntı, içerde ve çevrede size yol göstermesi gereken kişilerin, aynı tarzdaki davranışları ile devam ediyor; çoğu kez de uçağınızı kaçırmanıza neden olabilecek sonuçlara ulaşıyor.
Otobüs terminali gibi
Hâlbuki nezaket kurallarına uygun şekilde hareket eden kişiler hem kendilerini hem de havaalanında konuk olan yolcuları memnun edecekler. Bir şansımız var, biz, kişiler arası yardımlaşmaya açık olduğumuz için yolcular birbirine yardım ediyor. Yoksa ses düzenlerindeki yetersizlik ve duyuruların anlaşılır olmaması nedeniyle yönlenmeniz çok zor. Benzetmek gerekirse otobüs terminallerinin 10 yıl önceki hali gibi; çığırtkanlar yok tabii. 50 milyona yaklaşan yolcu ve yakınlarını, yeterli olmayan yer hizmetleri ile karşılamak ve uğurlamak, çalışanların da gereksiz yere tartışmaların içine çekilmesine neden oluyor; çalışma saatleri, hep bu anlamsız sistemden kaynaklanan hataları gidermekle geçiyor. Çeşitli ülkelere gittiğimizde, duyuruların anlaşılır ve kişilerin size yardımcı olacak şekilde çalıştığını, ses düzenlerinin çok büyük alanlarda ve açık havada bile anlaşılabilir olduğunu görüyoruz. Bu zor olamayan bir teknik ve eğitsel bir yapılanma olsa gerek. İşletmeci firmalar, bu zorlukları bir anlamda da kabul anlamına gelen, özel kartlarla çözmeye çalışıyor.
Yolcu gibi kullansınlar
Dünyada havaalanları kentlerin, ülkelerin ekonomik yaşamına istihdam ve itibar yönünden de katkıda bulunurlar. Kentliler havaalanına geldiklerinde, arabaları ile yol kenarında telefon beklemek yerine, alanın içinde teknoloji ve hizmetin yüksek seviyede olduğu bir ortamı yaşamış olurlar. Alan işletmesi ve havayolu firmalarının birlikte yolcu memnuniyeti ve ülke itibarı anlayışı ile durumu yeniden gözden geçirmelerinde yarar var. Gerekirse yöneticilerin arada bir alanı yolcu gibi kullanmaları da alınacak önlemler açısından, tavsiyeden uzak değil. Doya doya yaşayabileceğimiz hizmet imkanlarından, kolayca alınabilecek önlemlerin eksikliği nedeniyle, neden uzak kalalım? Yol üzerinde, aynı ürünü farklı fiyatlarla satan ufak tezgahlarla bozulan genel görünümü de unutmamak gerekli. Havaalanları, öteden beri pahalı mekanlar olarak bilinir; bunun çözümünü başka şekilde aramak ve konuklara, hizmetlerden makul ödemelerle yararlanabilecekleri izlenimini vermek gerekir. “Yakından bakanlar, dağların ihtişamını göremez” diye söz var. Biz de havacılık alanında çalışan, ülkemize gerçekten itibar ve ekonomik katkı sağlayan dostlarımıza, sahip oldukları güzellikleri uzaktan göstermek istedik.