Paylaş
Onun şarkılarını dinlerken hangimiz âşık olduğumuz insanları düşünmedi, hatırlamadı ki?
Ben onun başrolü Kevin Costner’la paylaştığı “Bodyguard” filmini Şişli Kent Sineması’nda rahmetli Hıncal Uluç’la yan yana izleme fırsatı bulmuştum.
“I Will Always Love You” şarkısı hepimizin dilindeydi. O yıllarda sanki daha duygusaldık.
Filmdeki küçük bir detaydan bahsedeyim size...
Whitney, oyunculuk yapmak istediğini söylüyor menajerine.
Menajeri de bir süre sonra “Bodyguard” filminin senaryosuyla karşısına çıkıyor. Whitney senaryoyu reddediyor önce fakat Kevin Costner’ı oyuncu kadrosunda görünce fikrini değiştiriyor.
Whitney Houston’ın hayatını izlerken bu ayrıntıyı hatırladım.
Onun şarkılarının arkasında hakiki öyküler olduğunu tahmin ediyordum, yanılmamışım.
Şarkıcının trajik hayat hikayesine ve müziğine dayanan bu müzikal biyografide Whitney Houston’ı, Naomi Ackie canlandırıyor.
Yönetmen koltuğunda ise oyunculuktan yönetmenliğe geçen Kasi Lemmons oturuyor.
Yıldızların Altında
Gökhan Akçura’nın yazdığı “Yıldızların Altında, Cumhuriyet Döneminde Türkiye’de Eğlence Yaşamı” içeriği ile çok farklı. Cumhuriyet dönemi eğlence tarihimizi her yönüyle ele almaya çalışıyor. Cumhuriyetin benimsediği Batı tarzı eğlencenin önce köklerini araştırıyor, bu nedenle Tanzimat dönemine kadar uzanıyor. Sonra eğlencenin kendine göre tarifini yapıyor.
Eğlence bir açıdan çok özel, bireysel bir kavram. Kimi kitap okurken eğlenir, kimi kumar oynarken... Kimi futbol maçında eğlenir, kimi horoz dövüştürürken... Kimi içki içerek eğlenir, kimi dedikodu yaparken... Bu nedenle sınırlarını belirlemeye çalışıyor.
Ardından kronolojik olarak Türkiye’nin eğlence tarihini yenilikler, eğilimler, konular etrafında incelemeye çalışıyor. Bunu yaparken başlangıç noktası hemen her seferinde İstanbul oluyor. Ardından Ankara, İzmir ve diğer kentler geliyor. Yazar Gökhan Akçura ve editör Ali Suat Ürgüplü’ye ne kadar teşekkür etsek azdır. İyi okumalar.
Gözyaşların Ne Renk?
Gazeteci ve köşe yazarı Özlem Bay’ın ikinci kitabı “Gözyaşların Ne Renk?” okuyucularla buluştu. Tıpkı mitolojide adı geçen Phoenix kuşu gibi küllerinden yeniden doğan hayatların kaleme alındığı kitapta, pek çok yaşanmış insan öyküsü sizleri bekliyor... Karakterler yazara çok da yabancı kişiler değil aslında.
Anneannesi Metine de var, halası Halise de... Ailesinden, uzak ve yakın çevresinden dinlediği hayatları kaleme aldığını dile getiren Bay, “Pek çok olayın yaşandığı romanda; aşk da ihanet de ölüm de mutluluk da hüzün de başarı da var” diyor. Yolu açık olsun.
Kitabının basıldığını göremeyen yazar
Sinemanın tarihi bir insanın geçmişi ile çakışabiliyor. Yalçın Yusufoğlu’nun kaleme aldığı “Sinemanın Dünü” adlı kitap da böyle bir çakışmanın ürünü.
Çocukluğundan başlayan sinema tutkusu zamanla kayıt tutma, arşiv oluşturmaya ve sonuçta izleyici-tarihçi bir niteliğe dönüşmüş Yusufoğlu için.
1980’lerde Düşün dergisinde bir makale dizisi olarak yayınladığı yazılarını yıllar sonra derleyip toplar, sıkı bir gözden geçirir, eklemeler yapar ve kitap haline getirir. Ancak bin bir türlü şansızlık sonucunda bir türlü yayımlayamaz ve 1 Şubat 2019’da ölür. Film kopmuştur ve kitabını basıldığını göremez. İşte hayat...
h2o kitap tarafından geçtiğimiz kasım ayında yayımlanan “Sinemanın Dünü” sinemanın geçmişine hüzünlü bir yolculuk aslında.
Ayşe Erbulak’ın sevdiği romanlar
Polisiye roman yazarlarından biri olan Ayşe Erbulak’a severek okuduğu romanları sordum, işte sorumun cevapları...
◊ Tuna Kiremitçi’den “Peri’nin Ölümü”nü çok sevdim çünkü tertemiz polisiye yazmış.
◊ Silje O. Ulstein’den “Bir Sürüngenin Anıları”nı çok sevdim çünkü sakin kuzeyde çok hunharca cinayet yazmış.
◊ Algan Sezgintüredi-Mesut Demirbilek’ten “Kavgaz”ı çok sevdim çünkü polisiyede bizi gerçek bir dünyaya götürdüler ve devamını da bekliyorum.
Mitler, şehir efsaneleri ve sahte tarih
Şafak Altun, yeni kitabı “Ya Doğru Bildiğimiz Her Şey Yanlışsa” ile insanın anlam arayışının geldiği nokta üzerine tekrar düşünmemizi sağlıyor. İnsanlık tarihinden günümüze uzanan örnekler ve araştırmalarla kat edilen yolu görmemize olanak sağlayıp günümüz gerçekliği içinde mitlerle doğruları birbirinden ayırmanın önemine de dikkat çekiyor. Peki, bugün hangi fikirler ve söylemler artık emekliye ayrılmalı? Kitap, Destek Yayınları’ndan çıktı.
Kim ne okuyor?
◊ Filiz Aygündüz, Arlin Çiçekçi’nin “Servi Nine ve Üç Güzeller” adlı kitabını okuyor.
◊ Nilüfer Açıkalın, Jane Austen’ın “İkna” adlı eserini okuyor
◊ Ümit Yaşar Gözüm, Marcus Aurelius’un “Kendime Düşünceler” adlı kitabını okuyor.
Paylaş