Paylaş
Okurken işaretlediğim bu bölüm, eminim sizin de dikkatinizi çekecek: “Yetersizlik Sendromuna Karşı Günlük Telkin: Tanrım bana vasat erkek güveni ver. Ne zaman şüpheye düşsem, kibir denen hokkabazlıkla bayağılıklarını ‘yeterlilik’ diye yutturmayı başarmış, tüm o vasat erkekleri hatırlıyorum.”
Pauline Harmange, The Guardian gazetesine kitapla ilgili bir röportaj vermiş ve şöyle demiş: “Erkekleri sevmeme hakkımız olmalı.”
Yazar, genel anlamda kadınların erkeklerden hoşlanmama ve onlara güvenmeme hakkına sahip olması gerektiğini savunuyor.
Erkeklere karşı nefret duygusu beslemenin yanlış olmadığına inanan Harmange, kitabında bu görüşünü “Erkek düşmanlığı, sistematik şiddetin kökü olan kadın düşmanlığına bir tepki olarak var” sözleriyle dile getiriyor.
104 sayfalık kitabı okurken eminim sizin de sosyal çevreniz gözünüzün önüne gelecek.
Bakan danışmanından dava tehdidi
Fransa’da toplumsal cinsiyetten sorumlu bakanlığa danışmanlık yapan Ralph Zurmély, kitabın toplatılmasını istedi. Zurmély, kitabı yayınlayan Monstrograph Yayınevi’ne bir mektup yolladı ve “toplumsal cinsiyet temelinde nefreti teşvik etmenin suç teşkil ettiğini” belirterek yayınevini dava açmakla tehdit etti.
Bakanlık ise bu durumun danışmanın kişisel girişimi olduğunu, tamamen bağımsız bir şekilde yapıldığını açıkladı. Yayınevi de Fransız medyasına yaptığı açıklamada kitabın nefreti teşvik etmediğini savundu.
Gerilimi ve heyecanı yüksek bir hikaye
Biriz Aydinç Öztüzemen’in senaryosunu yazıp yönetmenliğini üstlendiği 2021 yapımı ilk kısa filmi “Yağmur Yağacak Gibi” Toronto Uluslararası Kadın Film Festivali’nde “Onur Ödülü” aldı. Aynı adlı psikolojik gerilim/komedi türündeki roman da bu ay piyasaya çıktı. “Yağmur Yağacak Gibi”, kocası Rüzgar ile mutlu, huzurlu ve çevresi tarafından gıpta ile bakılan bir evliliği olan, biri 17, diğeri 7 yaşında iki çocuk annesi reklam şirketi sahibi Yağmur’un hikayesi. Yağmur’un Paris’te tesadüfen tanıştığı bekar Kaya ile yaşadığı aşkı merkeze alan, heyecanı yüksek bir hikaye okumaya ve izlemeye ne dersiniz?
Kim ne okuyor?
· Turizmci Kamil Köseoğlu, Tolstoy’un “İnsan Neyle Yaşar” adlı eserini okuyor.
· Gazeteci Mehmet Ali Dim, Yılmaz Büyükerşen’in “Zamanı Durduran Saat” adlı eserini okuyor.
· Yönetmen ve senarist Elfe Uluç, Thomas Bernhard’ın “Wittgenstein’in Yeğeni: Bir Dostluk” adlı eserini okuyor.
· Yazar Mehmet Mollaosmanoğlu, Sarah Pinborough’un “Gözlerinin Ardında” adlı eserini okuyor.
Haziran ayının gözdeleri
◊ Ahmet Ümit’in Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkacak olan yeni romanı “Kayıp Tanrılar Ülkesi”, polisiyeyi, arkeolojiyi ve mitolojiyi harmanlayan usta işi bir roman. “Kayıp Tanrılar Ülkesi”, 15 Haziran’da tüm kitapçılarda.
◊ İclal Aydın’ın son romanı “Söylenmemiş Sözler” raflarda yerini aldı. “Söylenmemiş Sözler”, bağımsız hikâyesi ve yeni kahramanları ile İclal Aydın okurlarına Ege’nin bir başka kasabasından yepyeni bir kapı açıyor. Çok satanlara girdi bile.
◊ Zülfü Livaneli’nin gerçeklerden beslenerek yazdığı ve Egeli balıkçılar ile göçmenleri anlattığı “Balıkçı ve Oğlu” kısa süre önce gerçek oldu. İspanya’nın Kuzey Afrika’da bulunan toprağı Ceuta’da aralarında küçük çocukların da bulunduğu binlerce kişinin Fas-İspanya sınırını aşıp Avrupa’ya geçmeye çalışırken yürek parçalayan görüntülerinin ortaya çıkması, Livaneli’nin kitabında işlediği konuyu anımsattı.
Paylaş