Paylaş
◊ Altın Kitaplar, 1959 yılında kuruldu ve bu yıl 65’inci yaşını kutlayacaksınız. Yayıneviniz, edebiyat dünyasının dev ismi Stephen King ile de özdeşleşmiş bir kurum. King’in romanlarının Türkiye’deki yayıncısı sizsiniz. Kendisiyle bizzat tanıştığınızı da öğrendim. Nerede gerçekleşti o tanışma hikâyesi, anlatır mısınız biraz?
- Biz, ortağım Erden Heper’le birlikte senelerce “Stephen King’i Türkiye’ye nasıl getiririz” diye planlar yaptık ama onun kendi ülkesi ABD’nin, hatta Maine eyaletinin bile dışına çok çıkmadığını biliyorduk...
◊ Öyle mi, neden?
- Daha önce Maine’in dışına çıktığında kaza geçirmişti diye hatırlıyorum. O nedenle oradan uzaklaşırsa her şeyin ters gideceğine dair bir batıl inancı var. Hatta bir keresinde “Yeşil Yol”un ön gösterimi için Londra’da gitmiş, o bile onu çok rahatsız etmiş.
◊ Siz de kendisiyle Maine eyaletinde mi tanıştınız?
- Hayır, biz Almanya’da tanıştık.
Erden Heper - Stephen King - Batu Bozkurt
HERKESİ KENARA ÇEKİP YANIMIZA GELDİ “SENELERDİR SİZİ GÖRMEK İSTERDİM” DEDİ
◊ Bırakın eyaleti, ülkeden bile ayrılmayı göze aldığına göre çok özel bir nedeni olmalı...
- Almanya’nın Hamburg şehrinde düzenlenen polisiye roman etkinliği Congress Center Hamburg’a katıldı. Biz de bunu önceden duyduk.
◊ Ve soluğu Hamburg’da aldınız...
- Evet, Erden Bey’le alelacele biletlerimizi alıp Hamburg’a gittik. Ajansa da haber verdik. Sonra ajanstan bize ulaştılar. “Stephen King sizin geleceğinizi duydu, Türk yayıncılarını göreceği için çok heyecanlandı. Sahne arkasında sizi bir araya getirmek isteriz” dediler. Bizim Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı gibi çok büyük bir salonda konuşma yapacak, sonra da imza töreni olacaktı. 3 bin kişilik salon tamamen doluydu. Biz sahne arkasına gittik. Gazeteciler ve King’in Almanya’daki yayıncıları vardı. Sonra King geldi. Her zamanki gibi kot ve tişört giyinmişti. Ajans bizi takdim etti. Stephen King birden herkesi kenara çekip yanımıza geldi. “Senelerdir sizi görmek isterdim. Hep merak ederdim” dedi. Bu sırada bütün kameralar bizi çekiyor tabii, flaşlar patlıyor. “Türkiye’deki yayıncılarım” diyerek bizi herkesle tanıştırdı.
“HEM KÖTÜ YAZIYORSUN HEM DE YALANCISIN!”
◊ Heyecan dolu bir buluşma olmuş. Neler oldu sonra?
- Güzel bir sohbet ettik. Sonra o gazetecilere röportaj vermeye başladı. Biz de programı izlemek için yerimize geçelim dedik. “Sizin yeriniz neresi? Öne alalım sizi” dedi. Biz “Yok” dedik, kendi yerimizde izlemek istedik. 2.5 saatlik bir programdı, çok keyifli geçti. King adeta bir komedyen gibiydi, çok eğlenceliydi. Sonra sesli kitabının seslendiricisiyle interaktif etkinlikler yaptılar. Birkaç anekdot anlattı.
◊ Hatırladığınız var mı o anekdotlardan?
- Bir tanesi aklımda yer etti. Florida’ya gitmiş bir gün, Miami’ye. Orada yaşlı bir kadınla karşılaşmış. Kadın, Stephen King’e kötü kötü bakıyormuş. O da gülümseyip selam vermiş. Kadın “Ben seni tanıyorum, sen o kötü kitapların yazarısın. Ben seni sevmiyorum” demiş. King de “Peki siz neler seversiniz?” diye sormuş. Kadın “The Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) gibi filmleri severim” demiş. King “E onu da ben yazdım” diye karşılık vermiş. Kadın sinirlenmiş bu kez, “Hem kötü kitaplar yazıyorsun hem de yalancısın” demiş. Kadını ikna edememiş! (Gülüyor)
◊ Dediğiniz gibi komik biriymiş gerçekten...
- Çok eğlenceli, zeki ve rahat bir adam...
◊ Hangi tarihte gerçekleşti buluşmanız bu arada?
- 2013’ün kasım ayında...
TÜRKİYE’YE GETİRMEK İÇİN ÇOK UĞRAŞTIK MAALESEF YAPAMADIK
◊ Peki Türk yayıncılarına bu kadar ilgi gösteren bir yazar, Türkiye’ye gelmeyi düşünmüyor mu?
- Türkiye’ye getirmeyi çok istedik, çok uğraştık ama maalesef yapamadık. Bundan sonra da yüzde 99.9 gelmeyecektir. Yine de yüzde 0.1 ihtimal bırakalım.
DİKKATİMİ ÇEKENLER
Öğrenecek çok şey var
İnsan Uygarlığının Kısa Tarihi” kitabı okuyucu ile buluştu. Ekonomik ve siyasal kurumların dünü, bugünü ve yarınını İsmet Berkan’ın yeni kitabıyla adım adım keşfedebiliyorsunuz. Her şey, LGS sınavına hazırlanan oğlunun sorduğu “Baba, İzmir İktisat Kongresi’nde liberal ekonomi uygulanmasına karar verildi ne demek?” sorusuyla başlamış. Bu soruya tatmin edici bir yanıt arayan İsmet Berkan, işi “İnsan Uygarlığının Kısa Tarihi” isimli kitap yazmaya kadar götürmüş. The Kitap Yayınları tarafından raflarda yerini alan eser, okurlarına ekonomik ve siyasal kurumların kökenlerini, tarihlerini ve bu kavramların bugünün ve geleceğin dünyasında nasıl bir rol oynadığını anlatıyor.
Dedektif Dergi 8 yaşında!
Türkiye’nin dijital polisiye dergisi Dedektif Dergi, 8. yaşına bastı. Ülke insanına polisiyeyi sevdiren ve genç polisiye yazarlarına kucak açarak onları edebiyata kazandıran dergi, 47. sayısına ulaştı. Ustaların yanı sıra amatör yazarlara da yer veren dergi, her sayısında merak uyandıran polisiye bulmacalarıyla, birbirinden ilginç öyküleriyle, yazarlarla yapılan röportajlarıyla, kitap, film tanıtımlarıyla dikkat çekiyor. İki polisiye tutkunu Gencoy Sümer ve Turgut Şişman tarafından 2016’da kurulan dergi, iki ayda bir yayınlanıyor. Derginin her yeni sayısı okuyucuları tarafından sabırsızlıkla ve merakla bekleniyor. Dergi ayrıca 2020 yılından beri, “Zehirli Kalem Polisiye Öykü” yarışması düzenliyor. 2023 yılında yarışmanın dördüncüsü yapıldı. Yarışmada dereceye giren öyküler, bir kitapta toplanarak yayınlanıyor. Dergi halen www.dedektifdergi.com üzerinden dijital olarak yayınlanmakta.
KİM NE OKUYOR?
◊ Tarık Tufan, Mithat Cemal Kuntay’ın “Üç İstanbul” adlı eserini okuyor.
◊ Başak Sayan, Robert Graves’in “Ben, Claudıus” eserini okuyor.
◊ Seda Öğretir, Johann Hari’nin “Çalınan Dikkat” eserini okuyor.
◊ Kemal Başar, Kurt Vonnegut’un “Ölümlüler Uyurken” adlı eserini okuyor.
Paylaş