Paylaş
Antalya’nın Gastronomi Festivali “Food Fest”te şair Musa Fırat’la tanıştım.
Şairin yeni kitabı “Elma ve Lorca”yı, İstanbul’a uçarken okuma fırsatım oldu.
Okurken düşlerle örülü bir edebiyat yolculuğuna çıktım.
Kitap, adını İspanyol şair Federico Garcia Lorca ile insanın dünya serüvenine işaret eden elmadan almış.
Fırat, şiirlerinde, dolunayı, mitolojiyi, toplumsal olayları sorguluyor. Antalya Sanatçılar Derneği ve PEN üyesi Fırat, Antalya’da her ay “Dolunay’da Şiir ve Müzik Gecesi” de yapıyormuş.
Takip etmeye ne dersiniz?
Çocuklar sarayın bahçesinde
VakıfBank Kültür Yayınları, “Bilmecelerle Topkapı Sarayı” kitabını minik okurlarıyla buluşturdu.
İki arkadaş Kaan ve Aslan, Türkiye’nin 100 yıllık tarihine tanık olmuş bilge bir ağaçla maceradan maceraya atılıyor. Lider Hepgenç ve Esat Zorkirişçi’nin hazırladığı kitabı Eslem Yaşar resimledi. Çocukların zihinsel, bilişsel ve sosyal gelişimlerini desteklemek için uzman psikolog Zeynep İrem Çeven’in danışmanlığında yayımlanan eser, 7 yaş ve üzeri çocuklar için hazırlanmış. İki yakın arkadaş Kaan ve Aslan, bir gün 1924 tarihinden itibaren müze olarak kullanılan Topkapı Sarayı’nı ziyaret etmeye karar verirler. Çocuklar sarayın bahçesinde yüzlerce yıldır yaşayan yaşlı bilge ağacın kendileriyle konuşmaya başlamasıyla şaşkına dönerler. Ağaç, Topkapı Sarayı’nın sırlarını paylaşmak için Kaan ve Aslan’ı bilmecelerle dolu eşsiz bir maceraya davet eder.
Yer çekimi nasıl bulunmuştur?
Kronik Kitap’ın “Dakikalar İçinde Serisi”, Hazel Muir’in “Dakikalar İçinde Bilim”i ile devam ediyor. Serinin bu yeni kitabında teknik dile fazla girmeden 200 görsel, çizim ve grafik ile bilimdeki ana konuları özetlemeyi amaçlarken sizleri bilimin muhteşem ve büyüleyici dünyasını keşfetmeye davet ediyor.
Ölümcül hastalıkları ve iklim değişimini nasıl önleyebiliriz? Hava olayları nasıl gerçekleşiyor? Evrenin ana maddesi hakkında bilgilerimiz ne kadar doğru? Einstein’ın görelilik kuramı hakkında neler biliyoruz? Bir koyun nasıl klonlanır? Okyanusların derinliklerinde nasıl bir dünya var?
Kara delikler ve karanlık madde nedir? Kuantum fiziği hakkında neler biliyoruz? Dünya dışında yaşam mümkün mü? Yer çekimi nasıl bulunmuştur? İnsan vücudu nasıl hareket eder? Uydular aracılığıyla iletişim nasıl sağlanıyor? Bu soruların ötesinde aklınıza gelebilecek yaşama ve gezegenimize dair sorular, bilgiler, görseller, cevaplar kitabında anlaşılır bir şekilde sizlere sunuluyor.
Amasra’yı görmek iyi geldi
Geçen hafta Amasra’nın sokaklarında neşeyle dolaştım.
Amasra Belediyesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Amasra Uluslararası Şehir Festivali’nde Nazan Kesal’i de izleme fırsatı buldum.
“Yaralarım Aşktandır” oyununu sergileyen Nazan Kesal, yoğun bir performans sundu.
Oyunda Furuğ Ferruhzad’ın kısa ve şiirlerle geçen ömrünü başarılı bir şekilde canlandırıyor Kesal.
İran’da kadın olmanın zorluğu üzerine bir oyun.
Barış Akarsu Kültür Parkı’nda sergilenen bu oyunu Amasralılara izleten Nazan Kesal’a selam olsun.
Kim ne okuyor?
◊ Ahmet Ümit, Füruzan’ın “Akim Sevgilim” adlı kitabını okuyor.
◊ Ziynet Sali, Matt Haig’in “Gece Yarısı Kütüphanesi” adlı kitabını okuyor.
◊ Rojda Demirer, Begüm Başoğlu ile Ege Erim’in “Sade” adlı kitabını okuyor.
◊ Caner Ural, Ahmet Öre’nin “Paris’te Bir Hafta” adlı eserini okuyor.
Fırsatını bulunca izleyin
2012 yılında İngiliz yönetmen Grant Gee ile Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi, İstanbul ve Pamuk’un dünyasını kapsayan bir belgesel için çalışmışlardı.
Nobel ödüllü romancı Orhan Pamuk’un ve İstanbul’un melankolik bir portresini çıkaran film, Masumiyet Müzesi’ne ilham veren aşk hikayesini de arka planda işliyor.
Belki bu belgeselden sonra “Masumiyet Müzesi”ni okumak istersiniz. Dijital platformlarda edebiyat uyarlamaları görünce çok mutlu oluyorum. İzlemeyenler izlesin bence, iyi vakit geçireceksiniz.
Melek bakışı
Günümüz Türk edebiyatının usta isimlerinden Müge İplikçi’nin “Ah Be Melek” adlı yeni öykü kitabı Doğan Kitap tarafından yayımlandı. Nesneler, insanlar ve anlarla birbirine bağlanan on yedi öyküden oluşan “Ah Be Melek”, mülteci kamplarından terapi odalarına, kasabalardan büyük kentlere, modern hayata kuş bakışı değil, bir “melek bakışı”. Müge İplikçi, “Ah Be Melek”te dünyaya hınzır bir meleğin bakışlarıyla bakıyor. İnsanların, nesnelerin, öykülerin, mekânların bir meleğin kanadında oradan oraya taşındığı bir büyük anlatıya dönüşüyor bu öyküler.
Paylaş