Paylaş
Bir yandan da söyleşiler, röportajlar, sohbetler tüm hızıyla devam ediyor tabii.. Instagram canlı yayınlarında çeşitli temalarda sohbetler yapılıyor, her ev bir stüdyo bu günlerde.
Ben de bu dönemde neredeyse her gün akşam sohbetleri yapıyorum sevdiğim sanatçı dostlarımla, yazarlarla, sektör emekçileriyle.
İzlenme oranlarını an an takip etmek büyük şans, belli ki sosyal medya kullanıcıları bu sohbetleri seviyor, dahası yorumlarıyla katkıda bulunmaktan memnun. Sohbetlerde evin rahatlığı ekrana yansıyor, içimizden geldiği gibi sanatı, kitabı konuşuyoruz, eğlenceli sorularla kimi zaman birbirimizi köşeye sıkıştırıyoruz konuklarımla.
Sizleri de beklerim!
Korona günlerinde yazarlar ne yapıyor?
Buket Uzuner
Seyahat edememek üzücü
Yıllardır evden de çalışan biri olarak Korona’nın “#evdekal”mak kısmı beni olumsuz etkilemedi. Çocukluğumdan beri kendimi kolayca meşgul edecek onlarca merak konusu, iş bulurum, ancak seyahat edememek, örneğin şimdi yazmakta olduğum “Ateş” romanının mekânı Mardin’de yaptığım araştırmalara devam edememek çok rahatsız edici. Fakat biz evde kalabilecek kadar şanslı olanların şikayet etmeye hakkımız yok. Bu da geçer, buradan bedenen sağ, kafaca sağlam ve gerçek arkadaşlık bağlarımızı güçlendirerek çıkmanın yollarını bulmalıyız.
Metin Celal
Kendime bir rutin oluşturdum
Karantinanın ilk günlerinde, sosyal medyada, sürekli evden çalışan çevirmen bir arkadaşımın paylaşımını okumuştum. “Kendinize bir rutin yaratın. Belirli bir mesai içinde işlerinizi yürütün. Günün nasıl geçtiğini anlamayacaksınız” mealinde deneyimini paylaşıyordu. Ben de bu öğüde uyuyorum. Günü her zaman olduğu gibi yazmakla, okumakla geçiriyorum. Sabahtan öğleye kadar yayınevinin işleriyle, mailleri cevaplamakla uğraşıyorum. Öğle yemeğinden sonra iki saat kitap okuyorum. Sonra iki saat yazıyorum. Hürriyet Kitap-Sanat’ın yazıları oluyor. Ayrıca yarı belgesel bir çocuk kitabı yazmaya çalışıyorum. Akşam yemekten sonra YouTube’dan 1960’lı yılların Türk filmlerini izliyorum. Yani günler oldukça verimli geçiyor.
Murat Şeker
Yavru kedi sahiplendim
Korona alışkanlıklarımızı kökten değiştirdi. Benim gibi üretken, hareketli ve sürekli seyahat eden biri için eve kapanmak çok zor oldu başta. Film çalışmalarıma ara verdim. Mart ayının ilk 15 günü bayağı zorlandım. Hiçbir şeye konsantre olamıyordum. Sonra sonra karantina koşullarını kabullendim. Kitap okumak, film seyretmek zaten hayatımın bir parçası olduğundan korona günlerinde bir değişiklik olmadı bende. En son 6 yaşında evde bu kadar vakit geçirmiştim. Baktım ki daha evdeyiz bir yavru kedi sahiplendim. Bendeki en büyük değişiklik de bu oldu.
KİM NE OKUYOR?
· Yazar Aycan Saroğlu, Gregory David Roberts’ın “Shantaram” kitabını okuyor.
· Gazeteci Şebnem Bursalı, İskender Pala’dan “Kalp”i okuyor.
· Murat Şeker, Vincent van Gogh’dan “Theo’ya Mektuplar”ı okuyor.
· Yazar Tolga Gümüşay, Hermann Hesse’nin “Hermann Lauscher”ini okuyor.
· 22. dönem milletvekili Prof. Dr. Mustafa Özyurt, Şevket Süreyya Aydemir’in yazdığı 1965 basımı “Suyu Arayan Adam” kitabını okuyor.
Paylaş