Paylaş
Sabahattin Ali’nin yazdığı, bir karşılaşma hikâyesini merkeze alan ve Türkçenin en çok okunan romanlarından biri olan “Kürk Mantolu Madonna”nın bu özel baskısı, görseller ve notlarla, metnin katmanlı yolculuğuna eşlik etmek isteyen yeni okurlarını bekliyor.
“Kürk Mantolu Madonna” mekânlar ve metinler arasında mekik dokurken Türk, Alman ve Rus edebiyatlarının önemli eserleriyle de ilişkiler kuruyor. Fatih Altuğ’un yayına hazırladığı romanda, piyasadaki baskılarından farklı olarak neler mi var?
Romanın daha iyi anlaşılması adına metinler ve resimler aracılığıyla zenginleştirilmiş dipnotlar, fotoğraflar, haritalar var.
Bir de unutmadan söyleyeyim, Aytuğ Aykut’un bu kitap için yaptığı Maria Puder tablosu da size eşlik ediyor.
Türkistan Lejyonu
Hitler’in “kapısı tekmelendiğinde çökeceğini” iddia ettiği Sovyetler Birliği, Barbarossa Harekâtı’nın ilk evrelerinde kazanılan süratli başarılara rağmen çökmemiş, Alman merkez taarruzu Moskova önlerinde durdurulmuştu. Çözüm için alternatif arayışına giren Almanlar, gözlerini Türkistan’a diktiler. Türkistan hem Almanlara geniş bir asker kaynağı sunacak, hem Sovyetler Birliği’nin parçalanmasında diğer uluslara örnek teşkil edecek, hem de Türkiye’yi Mihver Bloku’na çekmek için önemli bir koz olacaktı.
Kronik Kitap’ın II. Dünya Savaşı Tarihi serisinin yeni üyesi “Türkistan Lejyonu”, dünyayı kasıp kavuran bu dev savaşta Alman saflarında özgürlükleri için savaştıklarını düşünen, fakat sükût-u hayale uğrayan Türkistanlı Türklerin yaşadıklarını gözler önüne seriyor.
Türkistan Lejyonu-İkinci Dünya Savaşı’nda Alman Saflarında Savaşan Türkler/Coşkun Kumru
Dikkatimi çekti
1933 yılında Nobel Edebiyatı Ödülü’nü kazanan ilk Rus yazar İvan Bunin, tek romanı “Arsenyev’in Yaşamı”nda devrim öncesi Rusya’sının atmosferini güçlü bir şekilde yansıtıyor. Otobiyografik unsurlar barındıran eserinde, Arsenyev’in kadınlarla ilişkilerini, anlam ve tatmin bulma mücadelesini ve nihayetinde insan var oluşunun bencil, değişken doğasının farkına varışını ele alıyor. Kitap, Can Yayınları’ndan çıktı.
Harold ve Mor Tebeşir
Sinemadaki edebiyat uyarlamalarını kaçırmamaya özen gösteriyorum. Geçenlerde de “Harold ve Mor Tebeşir” filmini izlemeyi başarabildim.
Hayal kurmak, umut verici bir duyguyu da beraberinde getiriyor. İyi ki de bu hayaller bitmiyor. İnsanı bambaşka diyarlara götüren, gerçekle düşlerin birbirine karıştığı sihirli bir eğlence parkına gitmeyi özlemişim.
Harold ile sadık mor tebeşiri, ormanlarda gezinir, denizleri aşar ve ejderhaların arasından geçer. Sürprizlerle dolu bu büyüleyici hikâye, hayal gücümüzün bizleri ne kadar uzağa götürebileceğinin en güzel örneği!
Crockett Johnson’ın yazdığı ve resimlediği “Harold ve Mor Tebeşir”i önce okuyup sonra da filmi izlemeye ne dersiniz?
Köpek Adam çocukların gözdesi oldu
Köpek Adam’ın merakla beklenen onuncu kitabı, Altın Kitaplar’dan çıktı. Dav Pilkey, Köpek Adam serisinin her kitabında her yaştan okuyucuya hitap etmesinin yanı sıra empati, nezaket, sabır ve iyilik yapmak gibi evrensel temaları da işliyor.
Serinin son kitabı “Köpek Adam 10 – Uğultulu Tepeler”de Köpek Adam ve Petey şimdiye kadar yaşadıkları en büyük zorlukla yüzleşiyor. Köpek Adam’ın şansı yaver gitmiyor. Petey pek de mırr-kemmel olmayan geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Büyükbaba yine kirli işler peşinde.
Kötü adamlar şehre akın etmiş ve dünya kontrolden çıkmış, karanlığa ve umutsuzluğa gömülmüş.
Ama hemen umudumuzu kesmek olmaz. Kim bilir, belki de sevginin inanılmaz gücü günü kurtarabilir.
Kim ne okuyor?
◊ Kamuran Akkor, Ayşe Kulin’in “4 Gün 3 Gece” adlı eserini okuyor.
◊ Çiğdem Tunç, Balçiçek İlter’in “Post-Modern Cadılar” adlı eserini okuyor.
◊ Devrim Nas, Sinem Sal’ın “Behice’nin Yarım Kalan İşleri” adlı eserini okuyor
◊ Melis Fis, Rhonda Byrne’nın “Secret” adlı eserini okuyor.
◊ Ömer Erduran, Marc David Baer’ın “The Ottomans” adlı eserini okuyor.
Paylaş